English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Thrumming

Thrumming translate Turkish

15 parallel translation
- What's that? - [rotors thrumming]
O da ne?
When you lie flat on your back and rest... and watch the clouds sailing, as I often do... you're so close to those other people... that you can hear the thrumming of the hoofs of their horses... and the sound of the wheels on the road... and their laughter and talk... and the music of the instruments they carried.
Sırt üstü uzanıp dinlenirken ve benim de sık sık yaptığım gibi tepedeki bulutları seyre daldığınızda o insanlarla olabildiğince yakınlaşmış oluyorsunuz öyle ki atlarının toynak tıkırtılarını duyabilir yollarda tepinen arabalarının tekerlek gıcırtılarını işitebilir kahkahalarını ve konuşmalarını çaldıkları müzik aletlerini duyabilirdiniz.
METALLIC THRUMMING That's my TARDIS burning up.
O benim yanan TARDIS'im.
There is an infinite, thrumming, unseen web that joins everything.
Her şeyi birbirine bağlayan, sonsuz, saçaklı görünmez bir ağ var.
You do know that the only infinite, thrumming web is right in here.
Tek sonsuz, saçaklı ağın tam burada olduğunu biliyorsun.
He's probably in there now, door locked, thrumming away, thinking about the two of you in just your knickers.
Şimdi kapısını da kilitlemiş külotlu halinizi düşünerek kendiyle oynuyordur.
I love that thrumming noise!
Bu trampet sesini seviyorum.
Do you imagine the telegram wires encircling our globe are like angels'harp strings thrumming gently?
Telgraf telleri dünyamızı kuşattığında meleklerin arp telleri kibarca tıngırdatılıyor mu sanıyorsunuz? Onlar bir boğma cezasıdır, bayım.
METALLIC THRUMMING Will you all please just leave me alone?
METALİK tıngırdayarak hepiniz beni yalnız bırakır mısın?
Grab a seat. [power up thrumming ] [ boom ] [ electrical sizzling ] [ alarm blares]
Otur.
[power thrumming unsteadily]
- Adamım.
[energy thrumming ] [ chuckling]
Gideon, 1942'ye dönüyoruz dedi. Görev sona erdi.
♪ ♪ [energy thrumming ] [ tense music]
Tamam... Sakıncası yoksa ben de o durakta seninle birlikte inmek istiyorum. Ne?
[blades thrumming ] [ beeping] It's been hit.
- İsabet almış.
METALLIC THRUMMING Something blue.
Mavi bir şey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]