English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Ties

Ties translate Turkish

2,937 parallel translation
No ties to you or the Hawks.
Ne seninle ne de Hawks'la bir alakası yok.
Just so you know, when the pothead ties the knot, we're going to go live in a hotel.
sadece bil diye söylüyorum, eğer bizimle atışmaya başlarsa, gidip bir hotelde yaşamaya başlıyalım.
It is believed Mr. Perrin's lawyers may have cut a deal with the feds in exchange for information about his organized crime ties in Las Vegas.
Perrin'in avukatlarının idam cezasından kaçınmak için Las Vegas'taki organize suçlarla ilgili bilgi karşıIığında federallerle anlaşma yaptığına inanıIıyor.
Is it possible, the president of Cabbage Corp and Future Industries both have Equalist ties, or did Hiroshi Sato frame his long time rival, Lau Gan-Lan.
Bu mümkün mü? Cabbage Corp'yn ve Gelecek Endüstrileri'nin ikisinin de eşitlikçilerle bağlantısı var mı? Yoksa Hiroshi Sato uzun süredir rakibi olan Lau Gan-Ran'a komplo mu kurdu?
"are we going to stop making these ties?"
"... kravat üretmeyi bırakacak mıyız? "
And the company that's supposed to determine whether or not there's any contamination has ties to Trans Nova?
Ve kirlenme olup olmadığını belirlemesi gereken şirketin Trans Nova ile ilişkisinin olması.
She ties up her husband and the daughter.
Kocasını ve kızını bağlar.
Is there anybody in your office that works... Has ties with intelligence or...
Ofisinde istihbaratla falan bağlantıları olan biri var mı?
Wore ties to preschool.
Ana okulunda kravat takıyordu.
No ties, but there was always a little con man in him.
Kravat takmazdı ama içinde hep bir dolandırıcı yatıyordu.
Ugh, I hate ties.
Kravatları hiç sevmiyorum.
I used to wear a tie, but the boys didn't wear ties, and I thought I'd looked a bit out if I wore one, so I stopped wearing them.
Eskiden kravat takardım ama diğerleri hiç takmazdı ben de garip göründüğünü düşündüğüm için takmayı bıraktım.
What we have here is a legal tie. And ties always go to the runner.
Burada sahip olduğumuz şey yasal bir düğümdür,... ve bu düğüm de her zaman temsilcisine gider.
She keeps on sending me links for designer ties at incredibly reduced prices.
Bana inanılmaz indirimli fiyatlı modacıların kravatlarının linklerini gönderip duruyor.
The second I started dating a Saudi businessman with ties to oil, I knew the CIA would come calling.
Petrolle bağlantılı bir Suudi işadamıyla flört etmeye başlar başlamaz CIA'nin karşıma çıkacağını biliyordum.
I mean, there's no ties binding you to me, me to her, us to them.
Ortada seni bana, beni ona, bizi de onlara bağlayan bir durum yok.
Like I said... no ties.
Dediğim gibi bir bağlantı yok.
Even when all hope seems lost... certain ties cannot be broken.
Tüm umutlar suya düştüğünde kati bağlantılar asla kopmaz.
Bow ties are cool!
Papyonlar fiyakalıdır!
It's done. "City planning Commissioner investigated, ties to mob."
"Şehir planlama müdürünün soruşturmasında mafya bağlantısı çıktı."
Because she ties him here...
Çünkü onu buraya bağlayan kişi o.
But it appears the organization has resurfaced with ties to the Yakuza.
Ama görünüşe göre Yakuza bağlantılarıyla yeniden ortaya çıkıyor.
Fortunately, Mona has strong ties to the residents.
Allah'tan Mona'nın oradakilerle sıkı bir bağı var.
He's an enthusiastic ward boss with close ties to the Gardens.
Kendisi Gardens ile bağları olan azimli bir yönetici.
No, no ties.
Hayır, bir bağım yok.
Enjoy your suits and ties, Mr. Donnally.
Takımlarınla kravatlarının tadını çıkar Bay Donally.
Castle, how tight are your zip ties?
Castle, kablo bağın ne kadar sıkı?
Father to daughter, brother to sister, mother to child, blood ties can be as unyielding as they are eternal.
İşçi Bayramı hafta sonu. Babadan kıza kardeşten kardeşe, anneden çocuğa kan bağları ebedi olduğu kadar dirençli de olabilir.
No, he establishes mob ties as a get-out-of-jail-free card.
Hayır, mafyayı hapisten rahatça çıkabilmek için kullanıyor.
He's in a gang with ties to Voight.
Bulunduğu çetenin Voight'la bağlantısı varmış.
Bow ties are your signature, whatever you choose is gonna look great on you.
Papyonlar senin kimliğin gibi oldu artık, hangisini seçersen seç, harika görünecek.
And the only way to ensure your safety is by cutting off all ties to my family, effective immediately.
Ve güvenliğini sağlamanın tek yolu ailemle olan tüm bağlarını kesmek şu andan başlayarak.
We have video surveillance that ties your van to the Dekum building at the time Donna Reynolds was kidnapped.
Aracının, Donna Reynolds kaçırıldığı sırada Dekum'da olduğuna dair elimizde video var.
- Yeok-buk Elementary ties the game 3 to 3
Ne oyuncu ama! - Yeok Buk İlkokulu oyunu 3-3'e getiriyor.
I looked at you stood on that street selling neck-ties without complaint when I know you're the best at your job in that place.
İşinde en iyisi olduğunu bilmeme rağmen kaldırımda şikayet etmeden boyunbağı satmanı izledim.
No. No ties.
Hayır, hiçbir bağımız yok.
We appreciate initiative, vision... and strong family ties.
Biz girişimci, vizyon sahibi ve güçlü aile bağlarını takdir ediyoruz.
I'm entering the arena With him the ties go deep What do you think I am?
KOREYOUUP ÇEVİRİ TAYFASI
But whether your family is happy or unhappy, it's always best to stick together because some ties are simply unbreakable.
Ama aileniz mutlu olsada olmasa da, her zaman birlikte kalmak en iyisidir çünkü bazı bağlar asla koparılamaz.
There's got to be something that ties back to him.
Bunları ona bağlayacak bir şeyler olmalı.
He has ties to Robert Zeuthen's father.
Yaşlı Zeuthen'ın arkadaşıydı. Robert Zeuthen'ın babasının.
I've severed all ties with Nolcorp, closed all my bank accounts, set up six dummy fronts, one of which just bought a building on 57th street.
Nolcorp'la tüm bağları kopardım tüm banka hesaplarımı kapattım, altı tane sahte kişi yarattım hatta bir tanesi 57. sokakta bir bina satın aldı..
- Oh, no. No, I want no ties with you or your blood money.
Hayır, seninle veya kanlı paranla bir bağım olmasını istemiyorum.
She ties you up, and you think it's getting kinky, and then...
Seni bağlar, sapıklaştığını sanırsın, ve sonra...
I think Rosa's got ties to the Mexican Air Force.
Sanırım Rosa'nın, Meksika Hava Kuvvetleri'yle bağlantısı var.
It would be, uh, really helpful if you could find out if this Todd Thurman fella has a record or ties back in Kingman.
Bu Todd Thurman denen adamın Kingman'la bir bağlantısının olup olmadığını araştırsan daha makbule geçerdi.
Hey, if Booth can get us in there, then I guarantee we'll be able to find something that ties the victim to the crime scene.
Eğer Booth bizi oraya götürebilirse, suç mahallindeki kurban ile bağlantılı bir şeyler bulabileceğimizi garanti ederim.
Our boy has gang ties.
Dostumuzun, çete ilişkileri var.
They're young, growing fast, strong ties to Hamas and Hezbollah.
Genç, hızlı büyüyen, Hamas ve Hizbullah'la sıkı bağları olan bir grup.
This tux isn't going to fit, and I hate bow ties.
Bu smokin üzerime olmayacak ve ben papyondan nefret ederim.
No more side boob, no more ties. You know what?
Bakın ne diyeceğim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]