English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tiller

Tiller translate Turkish

150 parallel translation
Mr. Fryer, take the tiller.
Bay Fryer, dümeni alın.
Oh, Tiller, what are you doing here?
Garanti ederim.
- Mr. O'Bannon, Mr. Tiller. - How do you do?
- Evet, doğru olan bu.
- You have a fast horse, Mr. Tiller.
Edeceğimi söyledim ama etmedim.
Joe, man the tiller till we're squared away!
Dikkat! Joe, biz yelkeni çekene dek sen dümene geç.
Uh, Sparks, you'd better take the tiller. Yes, sir!
Sparks, dümene sen geç.
We'll head this way. Take the tiller, Sparks!
- Yönümüz bu taraf.
The tiller... please!
Dümen. Dümen!
Young Hawkins here wants to try his hand on a tiller.
Genç Hawkins dümeni kullanmak istiyor.
Mind taking the tiller, miss?
Dümeni tutar mısınız?
It'll be you at the tiller and me at the engine, just like it was from the start.
Sen dümende olacaksın, ben de makinede. Tıpkı başından beri olduğu gibi.
And the tiller, Queequeg, it's carved from a whale's jaw.
Dümen yekesi, Queequeg, balina çenesi oyularak yapılmış.
Hold the tiller, Laurel.
Dümeni tut, Laurel.
Cain was a tiller of the ground... and Abel was a keeper of flocks.
Kain çiftçi oldu. Habil ise çoban oldu.
Olson, take the tiller.
Olson, dümeni al.
Take this tiller, Wolf.
Küreği al, Wolf.
I'm sorry, but the rights of the ship owner are already sacrificed since the tiller of this vessel is held in a dead hand.
Üzgünüm ama bu geminin sahibi, haklarını şirketimize devretmiştir.
All hands on the tiller!
Herkes yekeye!
Two chances at gold.
Tüy sıklette Despot, Tiller'e karşı çıkacak. 2 finali belki 2 altın madalya.
Tiller's liver is his weak spot.
Tiller, onun asıl zaafı böbreklerinde.
Despeaux is beating into the Norwegian, who's looking for a knock-out.
Fransız Jean Despot, Norveçli Tiller'le mücadele ediyor.
You're about to hear the result.
Tiller cevap vermek için aparkatlarını çıkarıyor. Her 2 ringde de büyük mücadele var. Michel!
Remember, always gentle on the tiller.
Unutma, dümenle her zaman nazik.
Sadly, I'm not a big tiller.
Üzgünüm ben toprak sürmede iyi değilimdir.
When gets her hand on that tiller, you can't pry them off. You sail? No, I row.
Ruhun domino teorisi tarzında ilkel ve ilginç bir yaklaşım.
Previous owner was dead on the tiller when I found it.
Önceki sahibini teknede ölü buldum.
How's that garden tiller coming?
Şu bahçe kültivatörü ne âlemde?
Got a sick tiller.
Bozuk bir çim makinemiz var.
Matthews, take the tiller.
Matthews, dümeni al.
Styles, take the tiller.
Styles, dümeni al.
Grab the tiller, will you, buddy?
Şu dümeni tutar mısın?
It's called the aft winch and if you don't tighten that jib sheet and secure your tiller it's not gonna be pretty.
- Ona kıç vinci denir. Ve flok yelkenini sıkılaştırıp, dümen yekesini sağlama almazsanız kötü olur.
You grab the tiller!
Sen dümeni yakala.
This is the story of Byron Tiller... a modest man living in a modest Pasadena neighborhood.
Bu Byron Tiller'ın hikayesi Sade bir Pasadena semtinde yaşayan sade bir adam.
You go to sleep now, Mr. Nathaniel Hawthorne Tiller.
Şimdi uyuma git, Bay Nathaniel Hawthorne Tiller.
" Byron Tiller's sentences have bounce and color.
'Byron Tiller'ın cümleleri canlılığa ve renkliliğe sahip.
Tucked neatly between the Hollywood porn shops, novelty shops... and Scientology shops... crammed in amongst the recording studios whose heyday had long past... the unproduced screenwriters whose deals had long lapsed... the bad actors teaching methods on emoting to other bad actors... who dream of one day passing an audition... sat Byron Tiller, who until recently believed writing novels... no one wanted to read was a real job.
Holllywood porno dükkanları Hollywood porno shops ve yenilik dükkanları ve bilim dükkanları arasına sıkıştırılmış altın çağları uzun süren kayıt dükkanları arasında anlaşmaları uzun devam eden üretmemiş sinema yazarları ve hayalleri bir gün son zamanlara kadar kimsenin okumak istemediği romanları yazmanın gerçek bir iş olduğuna inanan Byron Tiller'in olduğu bir denetlemeyi geçmek olan duygularında kötü aktörlein öğretim teknikleri olan başka kötü aktörler.
Will you tell him that Byron Tiller came by to see him?
Ona Byron Tiller'ın onu görmeye geldiğini söylermisin?
Byron Tiller, the writer?
Byron Tiller, yazar olan mı?
Byron Tiller.
Byron.
Good night, Mr. Tiller.
İyi geceler, Bay Tiller.
0h, darling, I'd like you to meet Byron Tiller.
Sevgilim, Byron Tiller ile görüşmek istiyorum.
Byron Tiller... you're simply inspiring.
Byron Tiller. Siz basit olarak ilham vericisiniz.
I thought we might do a bit of small boat sailing for a couple of days, something I can manage alone with you at the tiller.
Birkaç günlüğüne tekneyle açılmalıyız bence. Sen olmadan yapabileceğim işlerim var.
Relieving-tackles on the tiller!
Dümen palangalarını çözün.
Now get your tiller back in place.
Şimdi dümen yekenizi yerine koyun.
- Tiller's our attorney.
- Evet.
By'it', Mr. Tiller means our beautiful marriage.
- Tabii ki.
And in ring B, Jean Despeaux is boxing against Norwegian Tiller.
Bu gerçekten inanılmaz. Burada çok çetin bir maç izliyoruz.
Okay, I got the tiller.
Tamam.
- Byron Tiller.
- Byron Tiller.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]