English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tingles

Tingles translate Turkish

94 parallel translation
Those are my tingles you're feeling.
Hissettiklerin benim hormonlarım.
Bigger tingles?
Daha çok cinsel dürtü?
Oh, major tingles.
Oh, kocaman cinsel dürtüler.
It tingles my curiosity.
Merak ettiriyor.
Every pore in my body tingles with contentment.
Vücudumdaki her gözenek mutlulukla karıncalanıyor.
When a lobe tingles, it means only one thing - opportunity.
Ne zaman bir lop karıncalansa, bu sadece tek bir şey anlamına gelir - fırsat.
Late at night... when I can't sleep and my skin tingles at the thought of you, I lie in bed and feel you pressing your weight against me, entering me.
Gecenin karanlığında uyuyamadığımda ve tenim seni düşünüp titrediğinde... yatağa uzanıyor... o ağırlığının bedenime yaptığı baskıyı... ve içime girişini hissediyorum.
Tingles. Hmm?
Kısrakları.
It tingles.
Karıncalanıyor.
It kinda tingles.
Bu titreşim yapıyor.
Stung again. It tingles.
... hiçbirini aynaya bakarak almamışsındır.
Yeah. I get tingles.
Evet, kulağıma gelmişti.
Tingles and everything.
Kelebekler ve diğer şeyler.
- Tingles and everything?
- Evet. Kelebekler ve diğer şeyler var mı?
- Yeah, tingles and everything.
Evet her şey var.
Soon those tingles will disappear and you won't know what hit you.
Yakında bu kelebekler kaybolacak. Ve neye uğradığına şaşıracaksın.
The tingles.
Kelebekler uçuyor.
But I'd only admit this to you. I miss the tingles.
Ama şunu itiraf etmeliyim ki kelebekleri özlüyorum.
Little tingles.
Karıncalanma var.
Oh, Jess, when you do that... my whole leg tingles and shakes.
Oh, Jess, bunu yaptığın zaman... benim tüm vücudum ürperiyor ve titriyor.
It tingles a little.
Biraz karıncalanma var.
Tingles on the palate.
Damakta ürperti.
Yeah? Oh, my. That tingles.
Bu insanı uyarıyor.
I mean, I have never climaxed, that's true... but my body still tingles... when I run my fingers lightly up and down my arm... or when I caress my breasts... and my nipples.
Hiç orgazm olmadığım doğru ama... parmaklarımı kolumda gezdirdiğimde... göğüslerimi, göğüs uçlarımı tuttuğumda... vücudum titriyor.
Tingles.
Ürpertiyor.
My heart's pounding, and I am feeling very weird tingles.
Kalbim hızlandı ve tuhaf şeyler hissediyorum.
I mean, there should be more to sex than a lot of little tingles.
Yani, ufak tefek uyarılar vermenin ötesinde seks olmalı.
I mean, there should be more to sex Than a lot of little tingles.
Yani, seks konusunda küçük ürpertilerin fazlası da olmalı.
It, uh, tingles.
O, ürperiyor.
I've got tingles all over.
Her yanım ürperiyor.
You know, this new Jackie Collins romance really gives me a case of the tingles.
Bilirsin, bu yeni Jackie Collins romanı bende gerçekten bir karıncalanma durumu başlatıyor.
Mrs. Forman, please, your tingles are your own business.
Bayan Forman, lütfen, karıncalanmalarınızı kendinize saklayın.
You move into my house, you hear about my tingles.
Benim evimde yaşıyorsan, benim karıncalanmalarımı dinleyeceksin.
When something doesn't feel right, my tail tingles.
Yolunda gitmeyen bir şey olduğunda, kuyruğum ürperir.
My tail tingles every time I get near him.
Onun yanına her yaklaştığımda kuyruğum ürperiyor.
There should be more to it than a lot of little tingles.
Ufak ürpermelerden daha fazlasını istiyorum.
Her punch still tingles!
Vurduğun yer hala sızlıyor.
Tingles.
Karıncalanıyor.
And, um, my heart starts racing. My skin tingles a little bit.
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor ve cildimde karıncalanma oluyor.
He tingles from the air around him, catching zephyr winds as they pass.
Yanından geçerken, şaşaalı havasını etrafındakilere yansıtıyor..
He brushes your arm and his fingerprint tingles for a minute.
Kolunu okşar ve parmak izleri bir dakika boyunca teninde kalır.
What if Larue's guilty pleasure wasn't soft lips or harlequin tingles?
Ya Larue'nin günahkar zevki, yumuşak dudaklar ya da palyaço telaşı değilse?
Tingles
Karıncalanıyor.
First you wanted to be on top, now you want two tingles.
Önce üstte olmak istedin, şimdi de iki kere orgazm olmak istiyorsun.
And my tingles?
Peki benim orgazmlarım?
It tingles a little.
Biraz gıdıklıyor.
I think she might be seeing someone else because it tingles sometimes.
Çünkü bazen içim sızlıyor. Bir kaç ay önce yeni biriyle tanıştım.
- Tingles.
- Hormonlar.
It tingles me.
Gıdıklıyor.
It tingles.
Titreşim yapıyor.
That tingles!
Bu ürpertiyor!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]