Tix translate Turkish
64 parallel translation
Want me to tix you something?
Ben sana bir şeyler hazırlayayım mı?
The authorities have announced that the crisis center has begun to function, andm mthe teams are tlying to open the roads and tix the phone lines,
Yetkililer, kriz merkezinin faaliyete geçtiğini ve ekipler hâlinde yolların açılıp, hatların onarılmaya çalışıldığını açıkladı.
Five, six, who's got tix?
Beş, altı, bileti olan var mı?
Dude, how do we score tix?
Adamım, biletleri nereden alıyoruz?
First class the whole way, Beverly Hills hotel suite, Laker tix.
Tüm yol birinci sınıf, Beverly Hills Otel süiti, Lakers biletleri.
Dad, will another header tix him?
Baba, bir daha patlatsam düzelir mi?
And I happen to be in possession of two primo tix for Saturday's awesome gig.
Cumartesi olan konser için en ön sıradan iki biletim var.
Tix, we both know that there are zero cool people in Lincolnshire.
Tix, ikimiz de biliyoruz ki Lincolnshire'daki havalı insan sayısı sıfır.
In the mornings, me and Tix would catch up on the charts and have toast.
Sabahları, ben ve Tix mükemmeli yakalar tost yerdik.
Tix!
Tix!
Tix, stop.
Tix, dur.
Tix, stop it. Agh!
Tix, yeter.
Agh, Tix!
Tix!
Agh! Stop it. Sorry, Tix.
dur artık. üzgünüm, Tix.
Tix, I said I'm sorry, Tix.
Tix, özür diledim ya, Tix.
Tix, I'm sorry.
Tix, özür dilerim.
Tix, this could be it.
Tix, bu aradığım şey olabilir.
Tix, are you forgetting that I really want him to?
Tix, onu gerçekten istediğimi unutuyor musun?
Danny, Tix would like to say something to you.
Danny, Tix sana bir şey söylemek istiyor
I'm actually a woman, Tix - this proves it.
Ben gerçekten bir kadınım, Tix, işte kanıtı.
Tix?
- Tix?
Correct, Tix, she wants to be in the romantic zone.
Doğru, Tix, romantik alanda olmak ister.
Thanks, Dix.
- Teşekkürler, Tix.
Tix, do you fancy him?
Tix, ondan hoşlanıyor musun?
Where's Tix?
Tix nerede?
Tix, your BMI has dropped again.
Tix, kütle indeksin yine düştü.
You are on supervised eating, Tix.
Nezaret altında yemek yiyorsun, Tix.
I'll have to put you on a tube feed, Tix.
Seni tüple beslemek zorunda kalırım, Tix.
You have to let go, Tix.
Kendini bırakmak zorundasın, Tix.
Hiya, Tix.
Hiya, Tix.
'Look, it's about Tix.'
'Dinle, Tix hakkında...'
'Look, it's about Tix.
'Dinle, Tix hakkında.
You and Tix are really close.
Sen ve Tix çok yakınsınız.
Oh, Tix!
Oh, Tix!
Not after what I did to Tix.
Tix'e yaptığım şeyden sonra.
How's Tix?
Tix nasıl?
Well, I thought... with what happened with Tix and then with you leaving...
Şey, düşündüm ki... Tix'e olanlardan sonra ve senin gidişinden sonra...
What happened with Tix, it wasn't your fault.
Tix'e olanlar, senin suçun değildi.
I just wish I could make Tix better.
Sadece Tix'i daha iyi yapabilmeyi dilerdim.
And they're really stepping it up this year- - Super Bowl tix.
Ve bu yıl epey aşmışlar Super Bowl biletlerini verecekler.
Here you go. Two tix to Dazed and Confused.
- Alın, Dazed and Confused'a iki bilet.
Well, to be honest, I know Tix used to give you a lot of sound advice, so I'm feeling a bit of pressure here.
Şey, açıkçası, Tix burada sana bir sürü nasihat verirdi,... kendimi biraz baskı altında hissediyorum.
" Dear Tix...
Sevgili Tix...
" I was in heaven, Tix.
Cennetteydim, Tix.
" And then he said it, Tix.
Sonra o sözü söyledi, Tix.
'It's not that I'm worried about it, Tix. I'm not even bothered.
Dert ettiğimden değil Tix, kafama bile takmıyorum.
'The worst thing though, Tix, was that a lot of the stuff was so nice.
En kötüsü de Tix, çok güzel şeyler vardı dükkanda.
'The funny thing was, Tix, is that all I wanted to do was go'and show Finn what I'd bought, get him excited for camping.
Komik olansa, yapmak istediğim tek şeyin aldığım çamaşırları Finn'e gösterip kamp için onu heyecanlandırmak olmasıydı.
'Tix, my mum is still hugely selfish.
Tix, annem hala aşırı bencil.
'These people can't be real, Tix.
Bu insanlar gerçek olamaz Tix.
Eat.
- Tix.