English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tl

Tl translate Turkish

10,154 parallel translation
No, he keeps open-ended tickets that leapfrog between different countries under different aliases.
Hayır. Farklı ülkeler gittiği farklı isimlere kayıtlı açık biletleri var.
I'll call them, they're on my speed dial. ♪ Pa-boppa boppa-tarts... ♪ Yes, it was me.
Ben ararım, hızlı aramada hepsi kayıtlı.
There's no.22 registered to this guy or to Tate's brother, Jonathan, either, ma'am.
Ne bu adamın ne de Tate'i abisi Jonathan'ın üzerine kayıtlı bir 22'lik bulamadım efendim.
Husband owns four guns registered to his name.
Kocasının kendi üzerine kayıtlı dört silahı var.
Officer Zhang, how much is it for the smashed light?
Memur Zhang, En azından 300 RMB ( 132 TL ) 300? Kırılan lambanın fiyatı ne kadar?
It is registered to Betty Wilson, wife of Captain Phil Wilson.
Betty Wilson adına kayıtlı, Yüzbaşı Phil Wilson'ın eşi.
Probably not listed on maps. Oh, that's refreshing.
- Muhtemelen haritalar üzerinde de kayıtlı değil.
They see the world as they wish to see it, through the looking glass of their limited perspective.
Onlar, kısıtlı bakış açılarıyla baktıkları pencereden dünyayı görmek istedikleri gibi görüyorlar.
Like when a marine from Maryland owns a car registered in his name from California.
Tıpkı Maryland'li bir denizcinin.. .. kendi adı üstüne kayıtlı California'lı bir arabaya sahip olması gibi.
Data dump are further proof Colby was set up, but they didn't indicate by whom.
Veri hırsızlığı Colby'nin oyuna getirildiğini kanıtlıyor ancak kimin yaptığına işaret etmiyor.
I just got a hit from I.C.E. from a print found on the fake Mr. Prescott's driver's license.
Sahte Bay Prescott'ın ehliyetinde bulunan bir parmak izi Göçmenlik Bürosunda kayıtlı bir izle eşleşti.
Seems heretics keep no records.
Kâfirlerin de adına kayıtlı bir şey olmuyormuş.
Enrolled. Bam!
Kayıtlı olanların.
Especially when you're on a one-take budget, like us.
Özellikle bizim gibi kısıtlı bir bütçen varsa.
You have one registered in your name.
Adınıza kayıtlı bir tane var.
Intentional infection.
Kasıtlı bulaştırma.
Do you have Doctor Billy Spectrum's number programmed into your cell phone?
Doktor Billy Spektrum'un numarası telefonunda kayıtlı mı?
Scientific fact.
Bilimsel olarak kanıtlı.
It's registered to a 60-year-old ex-con named Arthur Briggs.
Arthur Briggs adındaki 60 yaşındaki eski bir hükümlüye kayıtlı.
Donna, I'm sorry, but I only have a certain amount of non-pettiness in me, and the real Louis Litt needs to come out somewhere.
Donna, kusura bakma ama bünyemde kısıtlı miktarda açık görüşlülük var ve bazen gerçek Louis Litt'in ortaya çıkmasına izin vermeliyim.
Not a peep, tweet, or whisper leaves this White House unless it has been approved by me... no "off the record," nothing "on background," not one slip.
Benim tarafımdan onaylanmadığı sürece Beyaz Saray'dan hiç bir tweet, fısıtlı yada cik cik sesi çıkmayacak... "kayıt dışı", "arka plan" yada tek bir kelime etmek yok.
It's racism, sexism, anti-semitism, misogyny.
Bu ırkçılık, cinsiyetçilik, yahudi karşıtlığı, kadın düşmanlığı.
Address is listed in the Palisades.
Adres Palisades'te kayıtlı.
No Mercedes G-class registered in the name of Molly Pace.
Molly Pace adına kayıtlı G-sınıfı bir Mercedes yok.
But if we're going to prove a conspiracy between her and Ken Song, we have a very limited amount of time to do that.
- Ancak, onunla Ken Song arasındaki bir komployu kanıtlayacaksak, bunu yapmak için çok kısıtlı bir zamanımız var.
It absolutely proves it.
Bu anlaşmayı kanıtlıyor.
We're working on a very tight time frame.
Zamanımız çok kısıtlı.
- deliberate deception at worst.
-... en kötü ihtimalle de kasıtlı dolandırıcılık.
Last known registration was Michael Wingate.
Kayıtlı son sahibi Michael Wingate miş.
Turns out the Holezers were always taking in.
Bu da Holezerlerin sürekli kiracı aldıklarını kanıtlıyor.
They did it intentionally.
Kasıtlı yaptılar.
Summer, before I took over this planet, this man was a registered sex offender.
Summer, ben bu gezegeni ele geçirmeden önce bu adam kayıtlı bir tecavüzcüydü.
Tack-on notes fall in a limited way because they are denser than air.
Yapışkan notlar kısıtlı bir şekilde düşerler. Çünkü havadan yoğundurlar.
Saul provides a name, I provide proof of death, return to the drop, get another name.
Saul bana bir isim veriyor, onu öldürdüğümü kanıtlıyorum kutuya gidip sonraki ismi öğreniyorum.
The fact that I'm still alive proves it.
Hayatta olmam bunu kanıtlıyor işte.
There's only one number in the memory.
Rehberde tek numara kayıtlı.
- There's only one number in the memory.
- Kayıtlı tek numara var.
He's promised to provide us with evidence of the penetration.
Sızıntının kanıtlı kaynağını bize vereceğine söz verdi.
Enrolled at TU Berlin.
- Berlin TÜ'ye kayıtlı.
♪ Oh, yes, you do now ♪ ♪ Do you think I can afford ♪ ♪ To give you my love ♪
"Zoltar Dileğini Yanıtlıyor" Dile benden ne dilersen
It led to the killers'armory, and all the equipment, the weapons, it was all SCPD-issued.
Ve bütün ekipmanlar, silahlar SCPD'ye kayıtlıydı.
Move very slowly, deliberately.
Çok yavaş ve kasıtlı hareket et.
It's a government cell registered to Allison Hyde.
Hükümete ait, Allison Hyde adına kayıtlı.
Mr. Palmer's last recorded statement could shed some light on how he died.
Mr. Palmer'ın son kayıtlı sesleri nasıl öldüğüne ışık tutabilir.
We're pressed for time.
Zamanımız kısıtlı.
Thank you. Remember, we're on a clock.
Unutmayın, zamanımız kısıtlı.
Housing for registered sex offenders! Aw.
Seks suçluları için kayıtlı olan konuta!
You're Simon Kincaid, and we have fingerprints to prove it!
Simon Kincaid sensin ve parmak izlerin de bunu kanıtlıyor!
All our conversations have been recorded somewhere.
Tüm konuşmalarımız bir yerlerde kayıtlı.
No.
Geçit olduğunu kanıtlıyorum size.
- Deliberately?
- Kasıtlı olarak mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]