Topside translate Turkish
340 parallel translation
When they got to topside, it was a shambles.
Güverteye vardığımda ortalık savaş alanı gibiydi.
Mr. Arrow? Could ye spare a minute afore you go topside again?
Bay Arrow, yukarı çıkmadan biraz görüşebilir miyiz?
Sitting topside is the most beautiful carrier you ever saw, with a broken wing.
Yukarıda, muhteşem bir şilep duruyor, bir kanadı kırık bir şekilde.
As soon as it's clear topside, Ojo will stand by below with a small boat.
Yukarıda her şey yolunda giderse, Ojo aşağıda küçük bir teknede bekleyecek.
How's topside?
Yukarısı nasıl?
The captain will be topside for the morning watch.
Kaptan sabah nöbeti için yukarıda olacak.
Will Mr. Roberts report topside immediately?
Bay Roberts güverteye.
Topside!
Güverteye!
I'm gonna sleep topside tonight.
Bu gece güvertede uyuyacağım.
Yours is the next watch on topside.
Sıradaki dış nöbet senin.
- Someone up topside, sir!
- Biri dışarıda kaldı, efendim...
I remember I was topside at that particular moment.
Tam o an geminin bordasında olduğumu hatırlıyorum.
Sonar, any contacts topside?
Sonar, yukarıyla bağlantı kuruldu mu?
Fogarty, how's it look topside?
Fogerty, yukarıyı kontrol et.
Rescue team, topside, on the double!
Kurtarma timi, güverteye. Çabuk.
I need you topside to tie off this truss.
Bu desteğin üstünü bağlaman gerekiyor.
I'm going topside to take a look.
Bir güverteye çıkıp göz atsam iyi olacak.
Hey, it's awfully nice topside today.
Bugün güverte çok zevkliymiş.
Meantime, I'll climb topside and check what's going on.
Bu arada ben yukarıya çıkıp olan biteni kontrol edeyim.
If you can hold a razor, you might shave before you come topside.
Traş bıçağı tutabilirsen, bordaya çıkmadan traş bile olabilirsin.
Get topside, quick.
Bordaya çık, çabuk. Kıdemliler!
Cousin, take topside.
Kuzen, tut şunu.
Just take them up topside.
Sadece onları yukarı doğru al.
That leaves us free for standing topside watches and our primary duty.
Bu da bize, nöbet tutup asıl görevimizi yapma serbestliği veriyor.
Black gangs ain't supposed to stand topside watches.
Siyah çeteler nöbet tutmaz ki.
- What's the matter, no takee girl topside?
- Sorun ne, kızı üst tarafa almıyor?
Have got one piece new girl topside.
- Oh. Yukarıda yeni bir kız var.
You want to go topside her?
Onunla üst tarafa çıkmak istiyorsun?
Topside.
Yukarı.
All others topside.
Kalanlar üste.
I'll be up topside. Right.
- Ben üst tarafta olacağım.
Very good. Delaney, tell your gang the topside fires are under control.
Adamlarına haber ver, yangını kontrol altına aldık.
Get your people topside, fast!
Adamlarını güverteye çıkart, acele et!
How come it has climbed to the topside?
Nasıl olurda üste tırmanmış? "
And after climbing He has gone to the topside
Tırmandıktan sonra orada kalabilirler "
Take this stuff up topside.
- Bu malzemeyi de üstü için al.
Arm topside!
Herkes savaş bölgelerine!
How is it topside?
Yukarısı nasıl?
The boat was yawing very badly, and we all suddenly realized at the same time that Father was still topside.
Tekne, çok kötü yalpanlanmıştı ve hepimiz birden aynı zamanda babamızın hâlâ üst kenarda olduğunu da fark ettik.
She may have already gone topside, so please, take a moment to look around you.
Dışarı çıkmış olabilir bu yüzden lütfen etrafınıza bakın.
Get everybody topside.
Herkesi dışarı çıkar, hemen!
You take the front entrance. I'm going topside.
Sen ön girişi al, ben yukarıdan gideceğim.
A rope ladder in the elevator shaft ought to get them topside.
Asansör boşluğundan bir ip merdiven onları yukarı çıkartır.
Get topside.
Köprüyü boşaltın!
- Get yourself topside. Let one of the boys take a look at you.
- Yukarı gel de çocuklardan biri sana baksın.
All quiet topside?
Bordada her şey yolunda mı?
we're known familiarly as "topside"
Biz daha çok "Yukarı Bölge"
am i ready to go topside?
En tepeye çıkmaya hazır mıyım?
the administration topside has never quite understood the concept of creative history.
Üst yönetim yaratıcı tarih konseptini hiç anlayamadı.
Topside, you swabs!
Üst güverte, sizi alçaklar!
Setting you down topside.
Sizi indiriyorum.