English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Torrid

Torrid translate Turkish

89 parallel translation
As they seldom went out during the day, when everything was drowned in torrid sunshine, Spanish painters communed with the evening. "
Nadiren de olsa dışarı çıktıklarında tepede kavurucu güneş bile olsa İspanyol ressamlar geceyle fısıldaşırlardı. "
The climate in Congo is torrid for the mercenaries.
Kongo'nun sıcağı paralı askerleri kavuruyor.
I'm afraid you left some of your rather torrid correspondence... with a Mr. Fernandez in New York.
Korkarım New York'taki Bay Fernandez'le... oldukça ihtiraslı bazı yazışmalarınızı bırakmışsın.
Hell, I could use a torrid night of cheap, meaningless lust.
Lanet olsun, ucuz, anlamsız şehvetli, ateş gibi bir geceyi kullanabilirim.
SO, PACK UP YOUR PASSPORT AND PREPARE FOR THIS TORRID TALE OF PUTREFACTION IN PARADISE.
Şimdi, kokuşmuş cennetteki... ihtiraslı aşk hikayesi için hazırlanın.
As they seldom went out during the day, when everything was drowned in torrid sunshine, Spanish painters communed with the evening. "
Nadiren de olsa dışarı çıktıklarında tepede kavurucu güneş bile olsa, İspanyol ressamlar geceyle fısıldaşırlardı. "
It's sort of touching him about here. It's really... pretty torrid, don't you think?
Bu sanki ona dokunuyor gibi,... gerçekten oldukça ihtiraslı, öyle düşünmüyor musun?
Shortly after returning... Dr. Rod Randall starts a torrid love affair... with Celeste Talbert.
Fleerville'den döndükten bir süre sonra, Doktor Rod Randall ateşli bir aşk macerasına atılır Celeste Talbert ile.
Nacha, the maid, said that Tita... was literally pushed into this world... by a torrid stream of tears... that overflowed from the table to the kitchen floor.
Nacha, hizmetçi kız, derdi ki Tita... tam anlamıyla bu dünyaya doğru itildi... masadan mutfak zeminine akan... kontrolsüz akan gözyaşları gibi.
I'll avoid drug abuse... but have several torrid love affairs... and I may or may not die young.
Uyuşturucu belasından uzak duracağım ama birçok aşk ilişkisine gireceğim ve belki genç öleceğim belki de ölmeyeceğim.
It's tells the sad story of a woman who's rejected by her lover after a brief but torrid affair.
Üzücü bir hikâyesi var. Kısa ama ihtiraslı bir ilişkiden sonra aşkı tarafından terk edilen bir kadın.
That you're rejecting me, your lover, after a brief but torrid affair?
Beni, aşkını, kısa ama ihtiraslı bir ilişkiden sonra terk ettiğini mi?
According to Lula's cellmate, they carried on quite a torrid romance.
Lula'nın hücre arkadaşına göre oldukça tutkulu bir romantizm yaşıyorlarmış.
Meet up with you to go tequila shopping and all of a sudden, we're having a torrid affair.
Seninle tekila almaya gidiyorum ve birdenbire ateşli bir ilişki yaşıyoruz.
Who said it was torrid?
Ateşli olduğunu kim söyledi?
"In the hidden recess of her pelvis. " Their bodies fused into one writhing mass of torrid, sexual... "
"... gözlerden uzak, leğenin içinde vücutları etrafı kasıp kavuran ateşler gibiydi. "
I feel as if I left the desert, leaving you in the middle of the torrid desert.
Seni kızgın çölün ortasında bırakıp çölden tek başıma ayrılmış gibi hissediyorum.
No, actually, not since our torrid night of naked face-sucking.
Öpüştüğümüz o çılgın, sıcak geceden beri konuşmadım.
I had a torrid affair with a married woman.
Evli bir kadınla ihtiraslı bir ilişkim olduğunu bilmeni isterim.
My serious girlfriend and my torrid love affair have accidentally crossed paths.
Benim ciddi kız arkadaşım ve güneş yanığı aşk kaçamağım kazara karşılaştılar.
What started as a genuine respect for each other's professional abilities, and became a personal attraction, had somehow migrated into a rather torrid sexual relationship that...
Birbirimizin mesleki yeteneklerine saygı ile başlamıştı ve zamanla kişisel bir ilişki, karşılıklı bir çekim haline geldi. Sonra bir şekilde, ihtiraslı bir aşka dönüştü.
We didn't want you to find out this way, Dawson, but me and Jen we're having ourselves quite the torrid little affair.
Bu şekilde öğrenmeni istemezdik Dawson ama ben ve Jen oldukça ateşli bir ilişki yaşıyoruz.
If there is torrid romance in my future, massive wealth.
Acaba geleceğimde muazzam zenginlik içinde ihtiras dolu bir aşk var mı?
- I said "torrid."
- Ben "ihtiraslı" demiştim.
So you're not buying Cassandra's torrid lesbian love affair theory?
Yani Cassandra'nın, kızgın lezbiyen aşk ilişkisi teorisine inanmıyor musun?
Torrid. Yours?
- Sakin, senin ki?
She had a torrid affair With a Hollywood movie star.
Bir Hollywood film yıldızıyla çok kötü bir ilişki yaşamış.
So there's a lot of hot stuff going down... when Margaret and Thaddeus can catch a spare torrid ten... under the cotton-picking moon.
Yani bir sürü şehvetli olay gerçekleşiyor Margaret ile Thaddeus aşırı bir ihtirasa kapılınca pamuk toplama mevsiminde.
SECRET RENDEZVOUS, TORRID ENCOUNTERS.
Gizli randevular, ateşli kavuşmalar.
The result, as we know, was this torrid testament, as heretical in title as in content.
Sonuç, hepimizin bildiği gibi bu ahit oldu. Yazdığınız bu saçmalıklarla dolu kitap. İşte!
- about our torrid little affair.
-... hakkında yalan söylüyorum.
I once had a torrid, torrid affair with that woman.
Bir zamanlar o kadınla çok ateşli bir ilişkim vardı.
And after a few torrid weeks, Tom decided perhaps he was the marrying kind after all, causing an embittered Annabelle to move back to Chicago.
Ve bir kaç ateşli haftadan sonra Tom belkide evlenilebilecek bir adam olduğuna karar vererek Annabelle'in üzüntüden Chicago'ya taşınmasına sebeb olmuştu.
I had a torrid little scene with him this afternoon while you were picking the girls up from school.
Bu öğlen onunla küçük ateşli bir sahnem vardı. Sen kızlarla geldiğin sırada.
The idea of you and I having had a torrid affair, hejust wouldn't get it.
Benim gibi biriyle ateşli birilişki yaşayabilmen ona ağır gelecektir.
So they could go out there and have some torrid, unabashed, monkey sex.
Böylece çıkıp istediği gibi utanmazca, maymunlar gibi sevişebilirdi.
The next thing you knew, you were locked in a torrid, illicit affair.
Ve de bir baktın ki ateşli bir ilişkinin içindesin.
Do you think we can turn this one-night stand of ours into a torrid love affair?
Sence bu bir gecelik macerayı ihtiraslı bir aşk ilişkisine dönüştürebilir miyiz?
It's been a torrid first 45 minutes.
Çok ateşli bir ilk 45 dakika oldu.
She's now having a torrid pen-and-paper relationship
İlgilendiği bir kız vardıya hani,
You and Jim, still as torrid?
Sen ve Jim, hala ateşli misiniz?
2 plus 2 equals a torrid affair.
iki artı iki eşittir ihtiraslı ilişki.
Hot enough during the day, downright torrid at night.
Gündüzleri yanıyor, geceleriyse sanki cehennem.
Are you having a torrid affair?
Kimseyle sıcak bir ilişki yaşıyor musun?
It seems... that Grant Holden is having a torrid love affair with one of his co-stars,
Görünüşe göre... Grant Holden'ın başrol oyuncularından biriyle ihtiraslı bir aşk ilişkisi var.
You're dangling your memoirs, which I know I can sell the shit out of, by the way, as an excuse to continue our torrid little affair.
Askıya aldıkların, anıların ki bu şeyi satabileceğimi biliyorum, ateşli ilişkimize devam etmek için bir bahane.
And Albert Pujols continued his torrid summer by knocking in 4 runs, as the Redbirds drop the Phillies 8 to 5.
ve Albert Pujols yaptığı 4 sayıyla iyi bir sezon geçirmeye devam ediyor, böylece Redbirds Phillies'i 8-5'le geçiyor.
Mom's having a torrid affair in the shower.
Naber? Annem duşta ateşli bir ilişki yaşıyormuş.
It was torrid.
İhtiras doluydu.
Okay, I had a... torrid lightsaber battle went wrong when I was a child.
Tamam, çocukken kontrolsüz bir... ışın kılıcı savaşının sonuçları kötü olmuştu.
And the one thing that he's missing, the crazy public fights and torrid makeup sex,
Ve tek eksik olan şeyi de çılgın halk kavgası ve ortalıkta seks.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]