English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Townie

Townie translate Turkish

112 parallel translation
Darling! You can't rape a townie.
Hayatim, universiteli bir kiza tecavuz edemezsin.
- Ah, you're a townie.
- Bir de şehirli olacaksın.
This is a townie bar.
Burası şehirimsi bir bar.
No, I ain't got time for a townie. I mean, no offense, bro.
Hayır, ama bir üniversiteli için zamanım yok.
You're a townie, for Christ sakes. I don't know you! We haven't been introduced.
Paramı, yemeğimi, evimi, arabamı alabilirsin ama hayalimi alırsan geriye kalan tek şey...
Townie, huh?
Bu şehirdensin, demek.
No more looking down on the townie.
Bu şehirli çocuğu artık küçük göremeyecekler.
A townie?
Bu şehirdensin demek.
He's a townie.
O bir kasabalı.
He works at the factory, so he's this total townie.
Fabrikada çalışıyor. Tam bir kasabalı yani.
- Some townie.
- Bir kasabalı.
Not the townie cop.
Kasaba polisinede değil.
I lost it to some guy who I thought was a Ceramics major, but was actually either a NYU film student who was just up to Camden for the "End of the World," or a townie.
Bekaretimi bozan kişinin Seramik bölümünden biri olduğunu sanıyordum, fakat işin aslı ya NYU'dan, parti için Camden'e gelen bir sinema öğrencisi, veya da bir kasabalıydı.
Oh, my God, it was some townie.
Aman Tanrım, bir kasabalıydı.
I had actually lost my virginity to a townie.
Bekaretimi bir kasabalıya vermiştim.
What are you, a townie?
Nesin sen, kasabalı falan mı?
- Okay, this is so not the right place. MEN : Townie!
- O halde burası doğru yer değil.
Townie! Townie!
- Kasabalı!
Townie!
Kasabalı!
Townie!
Kasabalı! Kasabalı!
Townie! Townie!
Kasabalı!
Relax, townie.
Rahatla dostum.
Try catching garbage in your head and raising six kids, you dumb townie.
Kafanla çöp yakalamayı ve altı çocuk yetiştirmeyi dene seni sersem.
Some townie was screwing the wrong guy and she's gone missing.
Kasabalı biri yanlış adamla beraber olmuş ve şimdi de kayıplarda.
I thought you were missing, like that townie.
Senin de şu kasabalı gibi kaybolduğunu sandım.
And the first victim died in identical fashion to our townie.
Ve ilk kurban da bizim kasabalıyla aynı şekilde öldürülmüş olsun.
The first death is always a townie.
İlk kurban her zaman kasabalı biri.
Some townie was screwing the wrong guy.
Bir kasabalı yanlış adamla beraber olmuş.
Fuck you, townie!
Senin canın cehenneme!
He's a townie.
- Hayır. Kampüste yaşayan biri.
Last summer, I made this townie girl moan without even using my hands.
Geçen yaz da kasabadan bir kızı ellerimi bile kullanmadan inlettim.
They celebrated her graduation at the IHOP Until some townie called Janet something. I don't know, something not very nice.
Mezuniyetini IHOP'ta kutladılar, ta ki şehirli biri Janet'e pek hoş olmayan bir şey söyleyene kadar.
So the townie didn't see Fran coming out of the head, But he definitely felt Fran's uppercut shatter his jaw.
Herif Fran'in tuvaletten geldiğini görmedi fakat Fran'in çenesini parçalayan aparkatını hissetti.
You, townie scumbag!
Seni şehir pisliği!
Over the next several months, I developed a relationship with a seemingly nice young townie named Derek.
Sonraki aylarda, Derek isminde görünüşte iyi, genç bir kasabalıyla bir ilişkiye başladım.
Stupid townie!
Geri zekalı köylü!
That's it, townie!
İşte böyle köylü!
Did someone order a townie?
Biri kasabalı mı sipariş etti?
Badass townie girl got drunk, stabbed her friend to death, and ran off into the woods.
Belalı bir kasaba kızı körkütük sarhoş oluyor arkadaşını bıçaklayıp öldürüyor ve ormana kaçıyor.
"Bless me, father, I cheated on my french test.", or, "Bless me, father, I did whippits with a hot townie."
"Bağışla beni, peder. Fransızca sınavımda kopya çektim." ya da "Bağışla beni, peder. Okul dışından birileriyle haşarılık yaptım."
That's what happens when you don't listen to your brother You townie.
Kardeşini dinlemediğin zaman hep böyle oluyor, seni taşralı.
A year ago they found a townie kid dead in the woods.
Bir yıl önce ormanda şehirli bir çocuğu ölü buldular.
Or townie?
Yoksa buralı mıymış?
So because you want to relive your youth, instead of getting a barrel of popcorn and eating it while we stare at Viggo Something-son's ass, I've gotta go get drinks with you and your stupid, slaggy, townie friend?
Patlamış mısır alıp, Viggo Mortensen'in kıçını izlerken yemek yerine gençliğini yeniden yaşamak istediğin için sen ve senin aptal, fahişe, özenti arkadaşınla içki mi içmeli miyim?
She's a slaggy, dumb-ass townie.
Sürtük, salak şehirlinin teki.
This townie isn't bothering you, right?
Bu köylü seni rahatsız ediyor, değil mi?
You want a piece of me, you pathetic townie creep?
Kavga mı istiyorsun seni zavallı ucube?
Well, for a townie.
Yani bir şehirliye göre.
I'm a townie.
Kasabadanım.
A townie!
- Kasaba çocuğu!
Are you a townie?
Burada mı yaşıyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]