Tracer translate Turkish
275 parallel translation
I put out a tracer for your boy.
Onu takip eden adamım var.
We'll track it just as we would any radioactive tracer.
Bir radyoaktif iz sürücüyle onu izleriz.
One of the communication lasers has sustained damage. This has temporarily inactivated my damage tracer circuits.
Lazer muhabere devrelerinden biri hasar aldı bu da benim hasar tespit devrelerimi geçici olarak devre dışı bıraktı.
The tracer indicates that this image is not erotically stimulating to the brutal.
Göstergeden anlıyoruz ki bu görüntü vahşi üzerinde herhangi bir erotik uyarı yaratmıyor.
- Mr. Tracer-of-Lost-Persons?
- Kayıp insanların takipçisi Bay Kini?
I can try to get you a tap, but the phone company will not install a tracer until they've completed a whole logging process.
Sana bir dinleyici cihaz bulmaya çalışırım, ama, telefon şirketi de, tam bir kayıt tamamlayana kadar telefona bir izleyici monte etmeyecektir.
Now I'm a genetic tracer.
Şimdi genetik araştırmacısıyım.
How did you switch from a professional wagerer to a genetic tracer?
Profesyonel bahisçilikten genetik araştırmacılığa nasıl geçtiniz?
Now I'm a genetic tracer.
Şimdi bir genetik araştırmacısıyım.
Tracer test confirmed at 20 hours, 17 minutes, 30 seconds.
Cihaz testi 20 saat, 17 dakika, 30 saniye.
Tracer activated at one hour, 35 minutes, 27 seconds.
Cihaz aktif hale getirildi. 1 saat, 35 dakika, 27 saniye.
Hauk, Plissken's tracer.
Hauk. Plissken'ın cihazı.
Put a tracer on a Mike Logan.
Mike Logan adına soruşturma emri.
Put out a tracer on Nirvana, also known as Charles Wilson, for murder.
Nirvana olarak bilinen, Charles Wilson'u cinayetten tutuklayacağız.
Load tracer ammunition.
İzleyicilere mühimmat yükleyin.
I'm a freelance skip tracer.
Ben serbest çalışan bir dedektifim.
Jobina, I'm not a skip tracer.
Jobina, ben bir dedektif değilim.
You can zero in on any target you want just by putting the green tracer line on your target.
Sadece yeşil noktayı hedefin üzerine koyarak hedefini rahatlıkla belirleyebilirsin.
Adjust for your eye until the red dot rides on your tracer line.
Gözlerini hedef çizgisine ayarla.
- I have put a tracer on it.
- Birini görevlendirdim.
I'm a skip tracer.
Kaçak avcısıyım.
I'm a skip tracer.
Ben kaçak avcısıyım.
Come on out, tracer.
Dışarı çık, kaçak avcısı.
I'm okay, tracer.
İyidir avcı bey.
- Skip tracer, dude.
- Kaçak avcısı.
That scumbag tracer is here!
O pislik avcı burada!
Okay, tracer!
Pekala avcı bey!
I can't wait to open a skip tracer agency.
Kaçak avlama bürosu açmak için sabırsızlanıyorum.
In case you're wonderin', I cut the tracer on your phone here.
Bu arada, buradaki dinleme cihazını kestim.
Day and night, Ghamsakhurdia's supporters attack the city with tracer fire.
Gamsakhurdia'nın savaşçıları aydınlatma mermileriyle şehri gece gündüz tarıyor.
- Have Gigi put a tracer on her ass.
- Yerini tespit etsinler.
Use the tracer in your watch to locate him.
Saatteki alıcıyla yerini bulabilirsin.
Plissken's tracer just went down.
Plissken'in sinyali gitti.
You're a tracer.
- Kopyacısın.
- You're just the tracer.
Sen sadece kopyacısın.
You fuckin'tracer!
Seni lanet kopyacı!
Your mother's a tracer!
Senin annen kopyacı!
I've put a tracer on the crate.
Kutuya verici yerleştirdim.
- Anything from the tracer?
- İzleyiciden bir haber var mı?
- Tracer three is on its way down.
- 3 numara aşağı iniyor.
We have a tracer in the stairwell on 20 travelling down.
Merdivenlerden sinyal alıyoruz. 20'den aşağı gidiyor.
- Okay, that's our last tracer.
- Tamam, bu bizim son vericimiz.
One in five tracer?
- Her beşte biri, izli mermi mi olacak?
You still keep a tracer in his utility belt.
Hala kemerine verici koyuyorsunuz.
She says she's a "tracer" - - a kind of bounty hunter who tracks down people who try to leave their world.
Kendisinin bir "izleyici" olduğunu söyledi dünyalarından ayrılmaya çalışanları yakalayan birisi.
A tracer never goes home empty - handed.
Bir izleyici, asla eve boş elle dönmedi.
There's a tracer.
Bir izleyici var.
I assume a tracer is here to take me back.
Sanırım, izleyici beni götürmek üzere buraya geldi.
And then we realized the tracer was on board.
Ve daha sonra, gemide bir izleyici olduğunu fark ettik.
Can't you put a tracer on that?
Bulunması için soruşturma talebinde bulunamaz mısın?
You fuckin'tracer!
Seni lanet kopyacı