English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Trask

Trask translate Turkish

265 parallel translation
This is Miss Trask, Mrs. Vale.
Bu Bayan Trask, Bayan Vale.
- Miss Trask?
- Bayan Trask?
I'm sorry, Trask.
Üzgünüm, Trask.
I wouldn't tell Miss Trask about the phone call.
Bayan Trask'a bu telefondan bahsetmeyelim.
All the kids, Miss Trask, and the nurses and the doctors.
Bütün çocuklar, Bayan Trask, hemşireler ve doktorlar.
The kids and Miss Trask and the nurses and the doctors?
Çocukları, Bayan Traskı, hemşireleri ve doktorları?
That's why Miss Trask asked you to cooperate and what Dr. Jaquith means when he says to play the game.
Miss Trask onun için senin katılmanı istedi Dr. Jaquith oyunu oyna demekle bunu kastediyrdu.
- Good afternoon, Mr. Trask.
- İyi akşamlar Bay Trask.
- Good morning, Mr. Trask.
- Günaydın Bay Trask.
Good day, Mr. Trask.
İyi günler Bay Trask.
Mr. Trask has just revolutionized the entire vegetable market.
Bay Trask sebze piyasasında devrim yarattı.
- Happy birthday, Mr. Trask.
- Mutlu yıllar Bay Trask.
Mr. Trask, can you hear me?
Bay Trask, beni duyabiliyor musunuz?
Excuse me, Mr. Trask, for daring to speak to you this way... but it's awful not to be loved.
Bay Trask, sizinle bu şekilde konuştuğum için bağışlayın... ama sevilmemek korkunç bir şey.
Cal is going away, Mr. Trask.
Cal buradan gidiyor Bay Trask.
I love Cal, Mr. Trask, and I want him to be whole and strong... and you're the only one who can do it.
Cal'i seviyorum Bay Trask, sağlam ve güçlü olmasını istiyorum. Bunu yapabilecek tek kişi sizsiniz.
Excuse me, Mr. Trask, for daring to speak to you this way, but I just had to.
Bay Trask, sizinle bu şekilde konuştuğum için bağışlayın, ama mecburdum.
I'd like you to come and tell it to Captain Trask.
Sizden benimle gelip bunları Yüzbaşı'ya anlatmanızı isterim.
Captain Trask.
Yüzbaşı Trask.
Lt. Trask, please.
Teğmen Trask, lütfen.
Trask wants you to call him.
Trask onu aramanı istedi.
Trask and some officers are coming to examine your apartment.
Trask ve birkaç memur daireni incelemeye geliyorlar.
Detective Trask, please.
Detektif Trask, lütfen.
One of Trask's daughters is in the same nursery class.
Trask'ın kızlarından biri anaokulunda onunla aynı sınıftaymış.
Jase, Lieutenant Trask here's gonna give you regulation clothes, okay?
Jase, Teğmen Trask sana normal kıyafetlerini verecek tamam mı?
Well, you know how Trask Industries has been looking to buy into broadcasting?
Trask Endüstri'nin nasıl bir yayın almak istediğini biliyor musun?
- Trask is looking for television stations.
- Trask, televizyon istasyonları arıyor.
Plus it would solve Trask's problem with the Japanese competitors trying to take him over, because FCC forbids foreign ownership of radio as well as TV.
Ayrıca bu Japonların Trask'ı devralma plânlarını da bozar çünkü FCC yabancıların hem radyo hem TV sahibi olmasına izin vermiyor.
By the way, I ran your Trask radio idea by some of our people.
Bu arada, senin şu Trask radyo fikrini bir kaç adamımızla görüştüm.
It seems Trask is dead set on television.
Trask televizyonda ısrarlı gözüküyor.
Trask Industries - radio network acquisition.
Trask Endüstri - radyo ağı alımı.
In each of the last three quarters, Trask Industries has announced plans to acquire a major market television station, each time unsuccessfully.
Son üç dönemde Trask Endüstri, televizyon piyasasında önemli bir yer edinmeyi plânladığını açıkladı ama hepsinde başarısız oldu.
It would give Trask a solid base in broadcasting, and, because of FCC regulations forbidding foreign ownership of radio stations, it would wipe out the threat of a Japanese takeover.
Bu, Trask'a yayıncılık alanında sağlam bir yer sağlayacak ve FCC'nin yabancıların radyo sahibi olmasına izin vermemesi sayesinde Japonlar tarafından devralınma tehlikesini ortadan kaldıracak.
Trask has got a lot of cash on their balance sheet.
Trask'ın bilançosunda nakit miktarı oldukça fazla.
So Trask is protected and their stock goes up, and everybody's happy.
Böylece Trask korunur, hisseleri yükselir ve herkes mutlu olur.
He's willing to listen, but you gotta get Trask to talk sweet.
Dinlemeye razı ama Trask'ın iyi konuşmasını sağlamalısın.
Oren Trask's daughter is getting married tomorrow.
Oren Trask'ın kızı yarın evleniyor.
So I figure I blend in. I get to Trask.
Oraya gidip Trask'ı bulabileceğimi düşündüm.
- Tess... Wait a minute. - All I need is five minutes with Trask.
Sadece Trask ile beş dakikaya ihtiyacım var.
As a matter of fact, I'm gonna see Trask himself tomorrow.
Aslında yarın Trask ile şahsen görüşeceğim.
Oren and Barbara Trask.
Oren ve Barbara Trask.
Oren Trask? The man who said "What if we sliced the bread before we sold it?"
Oren Trask'mı? "Ekmeği satmadan önce dilimlersek ne olur?" diyen adam mı?
Are we waiting for Mr Trask?
Bay Trask'ı mı bekliyoruz?
Mr Trask doesn't sit in at this level.
Bay Trask bu toplantıya katılmayacak.
Trask Industries has two important needs to meet at this time.
Trask Endüstri'nin iki önemli ihtiyacı var.
Trask isn't aiming at radio anyway.
Zaten Trask radyoları hedeflemiyor.
Look. If the Slades are uninvited, and I'm sure they are, and Armbrister and Trask can agree on a deal, then we won't have a war.
Bakın eğer Sladeler davetsiz misafirse ve ben öyle olduklarından eminim Armbrister ve Trask anlaşma yapabilir, böylece savaşmayız.
If I get Armbrister up here, will Trask take the meeting?
Armbrister'ı buraya getirirsem Trask görüşür mü?
- That was Mr Trask?
- Bay Trask'mıydı?
It's an outline of your idea for a Trask radio acquisition.
Trask radyo devir alımıyla ilgili fikrinin taslağı.
I have a meeting with Mr Trask.
Bay Trask ile randevum var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]