Treat yourself translate Turkish
193 parallel translation
Treat yourself to a hot shower.
Sıcak bir duş al.
- Treat yourself to some sake with it
- Kendinize sake alırsınız.
Treat yourself to a good time, gentlemen.
Keyfinize bakın beyler.
- Yes Sasha, treat yourself.
Hem de en sevdiklerimden.
How can you treat yourself like a rag that any bum can wipe his hands on?
Kendine nasıl, her pisliğin el sürebileceği bir paçavra gibi muamele edersin?
I take you as a friend and you treat yourself as an ass.
Sana içtenlikle yadım etmek istiyorum, sense hala bozuk atıyon!
Come on, treat yourself.
Hadi, kendinize iyi bakıyorsunuz.
YOU GOTTA LEARN TO TREAT YOURSELF ONCE IN A WHILE, ROSEANNE.
Bazen kendini tedavi etmeyi öğrenmen gerek, Roseanne.
Just treat yourself at home!
Benim evim, senin evin.
Aren't you gonna treat yourself to some new clothes?
Kendinize de yeni giysiler almayacak mısınız?
And if you would like to treat yourself to some of our outstanding local cuisine while you're here, I would recommend the Double R Diner.
Şayet kendinizi harikulade yöresel mutfağımızla ödüllendirmek isterseniz... size önerim Double R restoranıdır.
As soon as you finish the film, treat yourself to a nice, long vacation... and if you can manage, take along a pretty girl.
Filmini bitirir, bitirmez, kendini güzel ve uzun bir tatille ödüllendir ve yapabiliirsen güzel bir hatun da al yanına.
Rather than stay in that old house, why not treat yourself to a fancy hotel for once?
O viranede kalacağına.. .. bir kere de şöyle güzel, lüks bir otelde kalsana.
Well, you might as well treat yourself, huh, Ruth-Anne?
Yerimde olsa sende kendini şımartırdın değil mi, Ruth-Anne?
I wish all of you happy revellers out there a merry Christmas, and the others : go out and treat yourself to something special.
Tüm eğlence düşkünü insanlara mutlu bir Noel dilerim. Diğerlerine ise tavsiyem şu. Gidin ve kendiniz için özel bir şey yapın.
Treat yourself.
Bak kendine.
So, if you are sacred, then you must treat yourself with respect.
Yani, kutsalsan kendine saygı ile davranmalısın.
If your idea of a good time is to pick up dried pine needles, treat yourself.
İyi vakit geçirme anlayışın kuru çam yaprakları toplamaksa, keyfine bak.
Yeah? You treat yourself?
- Alem yaptınız yani?
- Treat yourself.
Tadını çıkarın.
Treat yourself.
Keyfine bak.
I see you treat yourself well, Eddie.
Keyfin yerinde galiba.
I think you treat yourself very cheaply, and I think therefore you have instilled that into me.
Bence sen kendine fazla cimri davranıyorsun ve bunu bana da aşıladın.
You never treat yourself to anything.
Bir kere olsun kendine kıyak geç.
Take a tip from our dog friends, and treat yourself to your favorite toy.
Köpek arkadaşlarımızı dinle ve en sevdiğin oyuncağı al.
Treat yourself.
Kendini ödüllendir.
How much do I owe you? - Treat yourself.
- Bunun için borcum ne kadar?
- You should treat yourself sometime.
- Bazen kendini ödüllendirmelisin.
Treat yourself to lipstick.
Ruj'la kendine iyi bakarsın.
Treat yourself to a good dinner, a good cigar and a good whore?
Kendine güzel bir yemek, iyi bir puro ve kaliteli bir fahişe ikram et?
Don't cheat yourself, treat yourself.
Kendini aldatma, kendini tedavi et.
I've always treated you well But since you don't treat yourself so well... I have to let you go
Sana hep iyi davrandım ama madem böyle karşılık veriyorsun seni göndermem gerekecek.
Because if you can't find a Twinkie, you treat yourself to a nice ho ho.
Twinkie bulamadığın zaman HoHo al.
"Oh, treat yourself."
"Sizin sayenizde."
Hey, treat yourself.
Hey, kendin bakmalısın.
YEAH, SO TREAT YOURSELF.
Kendini şımart biraz.
Hey, treat yourself to a full cavity search if you like.
İsterseniz üstümüzü didik didik arayın.
- Treat yourself?
- Kendini şımartacaksın öyle mi?
Treat yourself.
Tanyuş, herşey gerektiği gibi olacak.
If you don't like the way I treat you, why don't you get yourself another guy?
Sana davranış şeklim hoşuna gitmiyorsa, neden kendine başka birini bulmuyorsun?
You treat everybody and everything as something less important than yourself.
Herkese ve her şeye kendinden daha önemli bir şeymiş gibi davranıyorsun.
You treat everyone like a human being, except yourself.
Kendin haricinde herkese insan gibi davranıyorsun.
Treat yourself to a new suit.
Kendine yeni bir takım elbise alırsın!
You treat everyone on board like a human being except yourself.
Kendin dışında herkese insancıl davranıyorsun.
Now that you got yourself a ghost suit think she'll let you trick-or-treat?
Artık bir kostümün olduğuna göre şeker ya da şakaya izin verir mi sence?
You call me crazy, but you put a little cherry syrup on that, you got yourself a cool, refreshing treat.
Bana deli diyebilirsin ama Üzerine bir vişne koyduğunda... Kendine soğuk bir ziyafet çekebilirisin.
Go on, give yourself a treat.
Hayır, yapamam.
- Trick-or-treat with yourself.
- Kendi başına şeker topla.
So you hired yourself a little treat, did you?
Kendine bir kıyak çekmişsin galiba.
When you find yourself a keeper - the way I found your sweet pop out there, then you grab ahold of him and you treat him the way he wants to be treated.
Böyle birini bulunca, benim senin babanı bulduğum gibi, onu sıkıca tutar ve ona onun istediği gibi davranırsın.
Then why were you watching them and giving yourself a treat?
O zaman neden onları izleyip, kendine ikramda bulunuyordun?