Trev translate Turkish
177 parallel translation
I made reservations at Chez Trev.
Trev restoranda rezervasyon yaptım.
You can't steal a warehouse, can you, Trev?
Depodan çalamazsın, değil mi, Trev?
- Trev, Jonny ain't here.
- Trev, Jonny burada değil.
- Trev?
- Trev?
- I'll see you later, Trev.
- Sonra görüşeceğiz, Trev.
Time will wait for no man, Trev.
Zaman kimseyi beklemez, Trev.
Look how he's walking... ( chuckling ) with his tail between his legs, just like a little puppy dog. ( men jeering ) - Aw, Trev, he's lovely.
Bak nasıl yürüyor... Kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırmış, köpek yavrusu gibi.
Trev, did you give him the, uh- -?
Trev, ona şey mi verdin, aa- -?
- Trevor heard that as well, didn't you? - Yeah.
Trevor daha iyi biliyor, değil mi Trev?
Trev, you got to speak up.
Trev, sesini yükselt.
Trev, what are you doing?
Evet, Trev. Ne yapıyorsun?
Trev, I'm going to come in, okay?
Trev, içeri geleceğim, tamam mı?
For the rest of my Life, I can never be as sorry as I am for what I did to you.
Trev, hayatım boyunca sana yaptığım şey için asla bu kadar pişman olamam.
Checking over the carts for tonight.
- İşte böyle. Akıllıca, Trev. Bütün market arabalarını ben hallederim.
We're all here for you, Trev.
Hepimiz senin için buradayız, Trev.
65 % of all headaches are due to low blood sugar levels, Trev.
baş ağrılarının % 65 i düşük kan basıncından oluyormuş, Trev.
Why don't you just come to bed, Trev?
Neden sadece yatağa gelmiyorsun, Trev?
it all goes to you, Trev.
Her şey sana geliyor, Trev.
I get a bad feeling about you, Trev.
Kötü şeyler hissediyorum, senin hakkında, Trev.
- Come on, Trev, what the hell's...
- Hadi, Trev, yanlış olan...
Where have you been, Trev?
Nerelerdeydin, Trev?
Tonight was supposed to be the night, Trev, remember?
Bu akşam çok önemli hatırladın mı Trev?
What were you thinking, Trev?
Ne düşünüyordun, Trev?
It's all good, Trev.
Her şey yolunda, Trev.
Sorry I had to leave you like that for a minute, Trev.
Seni öyle bırakmak zorunda kaldım Trev.
Hey, are you messing with Trev again?
Sen yine Trev ile mi uğraşıyorsun?
hey, Trev
Hey, Trev
see ya, Trev.
Görüşürüz, Trev.
Hey, trev, It's for you.
Hey, Trev, bu senin için.
Hey, Trev, ast year, were you really going to blow up the football team or was that just talk?
Hey, Trev, geçen sene gerçekten de futbol takımını havaya uçuracak mıydın yoksa sadece laf mıydı?
- Trev!
- Trev!
Trev!
Trev!
Trev, move.
Trev, çekil.
Trev, you might want to make a note in case it ever comes up again :
Trev, bir daha başına gelebilme ihtimaline karşı not almak isteyebilirsin :
Thanks, Trev.
Sağ ol, Trev.
- Trev, yo, what's up, man?
- Trev, nasıl gidiyor adamım?
All right, I'll be right back, Trev.
Tamam, birazdan dönerim, Trev.
I'll be back, Trev....
Geliyorum, Trev...
- We can do that, can't we, Trev?
- Yapabiliriz, değil mi, Trev?
There is another Seraph-Trev...
Bir tane daha var. Başka bir Seraph-Trev...
So, the only solace is the self-denying bliss... to be found in the wings of the Seraph-Trev.
Tek tesellim, Seraph-Trev'in kanatlarının arasında... kendimi unutarak mutlu olmak.
You should be directly over the male Seraph-Trev's chamber.
Erkek Seraph-Trev'in odasının tam altında olmalısın.
Thanks, Trev.
Sağ ol Trev.
All right, next man up. Trev?
Pekâlâ, sıradaki çıksın.
You know I'm superstitious, Coach.
Trev? Benim batıl inancım var Koç.
I took out the trash, and I mean Trev?
Çöpü dışarı attım ve demek istediğim Trev?
Trev's the one guy I'm always going up against.
Trev, her zaman mücadele ettiğim biri.
Hey, Trev.
- Selâm Trev.
Trev, is Middleman apologizing?
Trev, Middleman özür mü diliyor?
- He's lovely, isn't he?
- Oo, Trev, o çok şirin. - Sevimli, değilmi?
Smart one, Trev.
- Bu çok akıllıca!