English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Trotting

Trotting translate Turkish

107 parallel translation
I guess I'll be trotting along.
Ben ufaktan kaçayım.
He had visions of him trotting upstairs to his superiors, announcing I have certain information that certain persons are paid certain sums of money...
Amirlerine koşup "Elimde bazı kişilerin belirli maden kaynaklarının... "... çıkarma hakkını yasal olmayan yollardan almak için... "... belli meblağda ödeme yaptığına ilişkin...
Always trotting around like dogs!
Her zaman köpekler gibi dolanıyorlar!
I think I'd better be trotting off.
Bir an önce gitsem iyi olacak.
You'd be trotting around some crummy club, like one of those tarts you don't want to go and see.
Pis bir kulüpte harcanıyor olacaktın gidip görmek istemediğin o budalalardan biri gibi.
It made me sick to see Miles trotting after him like a little dog.
Miles'ın onun peşinden fino köpeği gibi koşması hiç hoşuma gitmezdi.
Keep trotting along behind me and you'll never become a man.
Kuyruğuma takılmayı bırak yoksa asla gerçek bir adam olamayacaksın.
I had fiive saddle horses and seven trotting horses.
Beş tane binek atım, yedi tane de koşu atım vardı.
Do you mind trotting'through that again?
Sakıncası yoksa tekrarlar mısınız?
Dr. Zaius trotting along beside them.
Doktor Zaius da onlarla tırıs tırıs gidiyor.
Trotting down the paddock On his fine white feet
Küçük çayırda şaha kalkıyor... beyaz ayakları üzerinde
Trotting down the paddock
Küçük çayırda şaha kalkıyor
They're trotting'him around on stages with dancing'girls. Data-ta!
Onu dansçı kızlarla sahnede koşturuyorlar.
They're trotting'him around on stages with dancing'girls. Data-ta!
"Onu dansçı kızlarla sahnede koşturuyorlar."
I'm not trotting'down here any more.
Bunu daha fazla sürdürmeyeceğim.
Trotting with the ball at your feet, 50 yards and back.
Top, koşarken ayaklarınızın 50 metre ve gerisinde olsun.
- And I wonder why a lovely wife like Louise Reed who's just seen the brave new world is sitting around with a cynical bastard like me instead of trotting all over Russia with her idealistic husband.
Öyle değil. - Ama ben cesur bir dünyayı gören Louis Reed gibi bir iş hanımının neden idealist kocasıyla Rusya'ya gitmek yerine benim gibi alaycı bir serseriyle oturduğunu merak ediyorum.
Consequently, as I... was guilelessly reading my book... there was no gardener to come trotting by respectfully touching his forelock and registering the time on his grandfather's turnip watch.
Dolayısıyla ben burada... saf bir şekilde kitabımı okurken, yanımdan geçerken... dönüp bana selam veren ve büyük babasının köstekli saatine bakıp... zamanı tam olarak belirleyen bir bahçıvan da olmadı. Kısacası Mösyö Poirot bende tanığın T'si bile yok.
And now, when it's trotting.
Şimdi de dörtnala gidiyor.
She's trotting around.
Etrafta geziniyor.
* * "Shall we be trotting home again?" *
"Yeniden eve dönelim mi artık?"
You're trotting about like goat.
Tabakhaneye bok mu yetiştireceksin?
High-adventure, globe-trotting, no-holds-barred fun.
Macera ruhu dünya turları sınır tanımayan eğlenceler.
Start trotting', my friends are thirsty!
Koşmaya başla. Arkadaşlarım susadı.
Now come on, start trotting'boy.
Koşmaya başla oğlum.
Junior'll be trotting it in any minute.
ufaklik onu yakinda getirecek.
" A handsom went trotting along...
" Bir yakışıklı geçti hızla...
You're still trotting this out?
Hala bu eski şeyle uğraştığına inanamıyorum baba.
Don't be surprised if you spy a certain resident trotting by wearing his triple crown.
"Üçlü taç" takmış bir at görürsen şaşırma.
While we're off trotting'the globe, hunting mud,
Haydi. Yıllardır beraberiz.
Shall we be trotting home again?
Biz yine eve paça olacaktır?
We all know there's more than an occasional Limerick man... been seen trotting around with a Piccadilly tart, don't we?
- Limerick'de erkeklerin iki tek attıktan sonra Piccadilly'de gönül eğlendirmelerinin şaşılacak bir şey olmadığını herkes bilir
Now we have people trotting in forannulments with a snap of a finger.
Şimdiki insanlar, bir parmak şıklatmasıyla evliliği feshetmek için mahkemeye koşuyorlar.
I mean, really, you can't be trotting around the polo grounds for the whole afternoon and expect me to do all- -
Yani, gerçekten, bütün bir öğleden sonra polo alanında dolanıp, benim de bütün...
You know, I bet if I wasn't so happy as a globe-trotting stewardess...
Biliyor musun, küresel-boyutta çok mutlu bir hostes olmasaydım
It's a leather jacket and a typewriter... which you could have used when you became... a globe-trotting rock-and-roll journalist.
Deri bir ceket ve bir de daktilo ki bunlar Rock müzik gruplarıyla yapacağın yolcukluklarda gazeteci olmanı sağlardı.
When Mel looks up and sees that damn cat,... trotting'down the road, searching'for Eldon.
Mel baktı ve şu lanet olası kediyi gördü,... yol boyunca kaçarak Eldon'u arayan kediyi.
She must've thought I was hittin'on her last night,'cause she made a big show of trotting out her boyfriend in front of me. " Hey, sweetie, I love you!
Kız dün akşam kendisine asıldığımı düşünmüş olmalı çünkü gözümün önünde erkek arkadaşıyla büyük bir gösteri düzenlediler.
You're just trotting her out to make a case for religion.
Dini bir olay için birden karşıma çıkarıyorsun.
I'm trotting!
Dörtnala gidiyorum!
I'm trotting, I'm trotting in place!
Harika görünüyorum, Burada harika görünüyorum!
"I've got the perkiest little bottom in all of toyland, and i trot along the street like a happy, trotting elf."
Oyuncak Şehri'nin en diri, minik poposuna sahibim ve sokaklarda mutlu bir cin gibi hoplayarak dolaşırım, " diyorsun.
Where did "happy trotting elf" come from?
Sokaklarda hoplayarak dolaşan mutlu cin nereden çıktı?
Santa's bounciest helper? Susan the happy trotting elf?
Noel Baba'nın en çok hoplayan yardımcısı, mutlu bir şekilde hoplayan cin Susan.
So a few glasses of wine, a few laughs, and it's Susan the happy, trotting elf.
- Birkaç kadeh şarap, birkaç kahkaha ve hoplayarak dolaşan mutlu cin Susan.
* I'm Susan, the happy, trotting elf * * i trot and trot and bounce and bounce * * and smile a lot, and that's what counts *
Ben Susan! Hoplayan mutlu cin! Hoplar, hoplarım Zıplar, zıplarım.
I was kinda... trotting'along.
Sanki koşarmışcasına...
Stop trotting.
- Koşturmayı bırak.
And he's trotting over this bridge and he looks over... and sees his reflection in the water.
Suya bakıp kendi yansımasını görmüş.
Just trotting around that ring like he was born to it, and he was.
Sanki bu iş için doğmuş gibi sahada tur atıyor ve aslında cidden öyle.
You're in on the trotting elf?
Hoplayan cini sen de mi biliyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]