Trying to make it home translate Turkish
67 parallel translation
Our friends are on second base, trying to make it home.
Dostlarımız ikinci beyz'de, dönmeye çalışıyorlar.
On this lonely road Trying to make it home
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız bu yolda *
♪ trying to make it home ♪
♪ trying to make it home ♪
♪ trying to make it home ♪
"bu ıssız bu yolda"
♪ On this lonely road ♪ ♪ trying to make it home ♪
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız bu yolda *
♪ on this lonely road ♪ ♪ trying to make it home ♪
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız bu yolda *
♪ On this lonely road ♪ ♪ trying to make it home ♪
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız yoldan *
♪ on this lonely road ♪ ♪ trying to make it home ♪
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız yoldan *
♪ On this lonely road ♪ Trying to make it home
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız yoldan *
♪ On this lonely road ♪ ♪ Trying to make it home ♪
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız yoldan *
♪ on this lonely road ♪ ♪ trying to make it home ♪ ♪ doing it by my lonesome ♪
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız yoldan *
♪ trying to make it home ♪ ♪ doing it by my lonesome ♪
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız yoldan *
( THEME SONG PLAYING ) ♪ On this lonely road ♪ Trying to make it home
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız yoldan *
Isabel was 15, just trying to make it home from high school. She walked right into the middle of a gang hit. Did you catch the shooter?
Isabel 15 yaşındaydı, sadece okuldan evine gitmeye çalışıyordu ama iki çetenin sokak çatışması arasında kaldı katili yakaladınız mı peki?
♪ On this lonely road, trying to make it home ♪
# Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız yoldan #
♪ on this lonely road, trying to make it home ♪
# Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız yoldan #
And then they drive home 7000 miles an hour, trying to make it out of town before curfew.
Ve sokağa çıkma yasağına yakalanmamak için eve 10.000 km hızla giderler.
So, try to make yourself at home, girl, but keep it down,'cause I'm trying to get some work done in here.
Kendi evinmiş gibi davran ama biraz sessiz ol. İşim var içeride.
What, are you trying to make it feel like sweet home calcutta?
Kendimi Kalküta'ya gitmiş gibi mi hissetmemi istiyorsun?
I mean, I sort of float around here trying not to make a mess, almost like it's someone else's home.
Yani ortalıkta dolanıyorum işte batırmamaya çalışıyorum neredeyse başkasının evindeymişim gibi.
My mum wants me home early cos we're dog-sitting my uncle's spaniel, and he keeps trying to make babies with our greyhound and it takes four of us to pull them apart.
Annem akşam erken gelmemi istiyor, çünkü amcamın köpeğine bakıyoruz ve sürekli bizim tazıyla bebek yapmaya çalışıyor ve onları ancak dört kişi ayırabiliyoruz.
I'm really trying to make it a home.
Onu yuva haline getirmeye çalışıyorum.
♪ On this lonely road Trying to make it home
* Evime varmaya çalışıyorum bu ıssız yoldan *
We spent every penny we earned trying to make that house our dream home, and now we have to sell it because he can't afford to buy me out.
Kazandığımız her kuruşu rüyalarımızın evi için harcadık ama şimdi satmak zorundayız. Çünkü benim hissemi satın alacak kadar parası yok.
Well, the tumor sees itself as a sweet, cute, fat-cheeked baby just trying to make its way into the world, and we want to stop it, destroy it, tear it from its happy little home like barbarians.
Tümör kendini dünyaya gelmeye çalışan tatlı, sevimli, tombul yanaklı bir bebek olarak görüyor. Biz de onu durdurmak, yok etmek istiyoruz. Onu küçük, huzurlu evinden koparmaya çalışan barbarlar gibiyiz.
We're still trying to make sense of the scene, but, so far, it looks like a home invasion.
Hala ne olduğunun mantıklı bir açıklamasını arıyoruz, ama şimdiye kadar her şey haneye tecavüz gibi görünüyor.