English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tunnels

Tunnels translate Turkish

2,061 parallel translation
The tunnels are the three great loops of your semicircular canals.
Ama dış görünüşünüz hala diğer memelilerin, kuşların veya kurbağagillerinkinden farklı değildi.
We regularly travel through strong, stable tunnels cut through massive mountains.
Muazzam dağları oyarak açtığımız, yollarda yolculuk ederiz.
It's part of a labyrinth of twisting tunnels completely submerged in fluid.
Tamamı sular altında dolambaçlı tünellerin olduğu bir labirentin parçasıdır.
The tunnels are the three great loops of your semicircular canals.
Bu tüneller yarım daire kanallarınızın üç büyük halkasıdır..
I think it was because of the mineral deposits in their section of the tunnels.
Sanırım kendi bölgelerindeki tünellerin mineral katmanları yüzündendi.
These tunnels are crawling with wilddeoren.
Tüneller büyük sıçanlarla kaynıyor.
These tunnels will take days off our journey.
Tüneller yolculuğumuzun uzun bir bölümünü oluşturacak.
So the Lockwoods really have no idea that these tunnels are underneath their property?
Yani Lockwood'ların bu tünellerin arazilerinin altında olduğundan haberleri yok mu?
How's life in the tunnels?
tünellerde hayat nasıl?
Gonna bring the money in through the service tunnels under the sky spire and move upstairs after the tournament to meet Livingston.
Parayı gökdelenin altındaki servis tünellerinden yürütecekler ve turnuva bittikten sonra, merdivenlerden çıkarak Livingston ile buluşacaklar.
All right, we'll intercept them at the tunnels.
Pekâlâ, onları tünellerde yakalarız.
This is the only room accessible from the service tunnels.
Servis tünellerinden erişebileceğin tek oda burası.
I thought you said you grew up in these tunnels.
Bu tünellerde büyüdüğü söylediğini sanmıştım!
I know these tunnels. Agravaine doesn't.
Bu tünelleri biliyorum, Agravaine ise bilmiyor.
- He knows the tunnels.
- Tünelleri biliyor.
ON THEIR NETWORK OF UNDERGROUND TUNNELS.
Yeraltı tünel ağlarının daha fazla ayrıntısını alıyorum.
And sometimes there are tunnels between those worlds. Or a subway.
Bazen o dünyalar arasında tüneller oluyor.
No, there were tunnels, old mines.
Hayır, orada eski madenin tünelleri vardı.
We've always known this area was honeycombed with old mining tunnels.
Bu bölgenin eski tüneller yüzünden delik deşik olduğunu hep biliyorduk.
They're just some old tunnels.
Yalnızca eski tüneller var.
As the quest for coal takes miners ever deeper into the ground, water begins flooding the tunnels.
Kömür arayışı madencileri giderek yerin daha derinine kazdırırken su, tünelleri basmaya başlıyor.
The weasel's long, slender shape is perfect for hunting in tunnels, but the worst possible shape for staying warm.
Gelinciğin uzun ve ince vücudu tünellerde avlanmak için mükemmel. Ama sıcak kalmak için berbat bir tasarım.
All right, listen up. This compound is basically a bunker surrounded by tunnels.
Bölge temel olarak tünellerle çevrilmiş bir sığınak.
The plans for the siege tunnels have always been very well protected.
Kuşatma tünellerinin planları her daim iyi korunur.
- The location of the siege tunnels.
- Kuşatma tünellerinin yeri gibi mi?
Plans to the siege tunnels of Camelot.
Camelot'un kuşatma tünellerinin planları.
Agravaine gave them plans of the siege tunnels under the citadel.
Agravaine, kalenin altındaki kuşatma tünellerinin planlarını onlara verdi.
The plans for the siege tunnels are kept here.
Kuşatma tünellerinin planları burada tutulurdu.
They have dug hundreds of miles of tunnels to move soldiers and weapons, and launch suprise attacks.
Asker ile silah taşımak ve ani saldırılar düzenlemek için yüzlerce kilometrelik tüneller kazdılar.
We are digging tunnels.
Kanalları kazıyoruz.
I am İbrahim, who learned to swim in deep waters seek answers that do not dwell in bleeding hearts in the sky in the stars in odd and even numbers in ebced and hurufi on the peaks of mountains in dark holes and tunnels.
[Deniz sesi ] [ İbrahim iç ses] Ben İbrahim! Derin sularda yüzmeyi öğrenen kalbin kanayıp vermediği cevapları gökyüzünde yıldızlarda, tek ve çift sayılarda, ebcet ve de hurufide, dağların zirvelerinde, karanlık kuyu ve dehlizlerde, korkuyu güçlülerin gözlerinde arayan bulduğu her cevapta yeniden yeniden yanan İbrahim!
I want to know its castle, its tunnels its bazaar and its church.
Kalesini, dehlizini, çarşısını, kilisesini bilmek istiyorum!
We have been digging tunnels for days.
Günlerdir tünel kazdık.
Have our men burn goose feathers and throw them when they get close to the enemy in the tunnels.
Kâfire yaklaşınca, tünelde bizimkiler kaz tüylerini yakıp atsınlar o tarafa.
Towers, tunnels, speeding things loud things, things with lights, things with wings.
Kuleler, tüneller, hız yapan şeyler. Gürültülü şeyler, ışıklı şeyler, kanatlı şeyler.
Just no more tunnels, OK?
Artık tünel yok, tamam mı?
One of those tunnels back there.
Çıkış gerideki geçitlerden biri olabilir.
Let's go back, check on those tunnels.
Geri dönüp şu geçitlere bir bakalım.
Wire'em. Check the other tunnels and do the same.
Diğer tünellere de bak
We're still discovering tunnels dating back to the 18th Century.
18. yüzyıldan kalma tüneller var.
They may have been taught how to hold a rifle, but I'm not convinced they'll be able to fire it if the Boche break through into our tunnels.
Belki bir silahı nasıl tutacaklarını öğrenirler, fakat Almanlar, böyle bir şekilde tünellerimizi patlatırsa ateş edebildiklerine ikna olmayacağım.
That's not much cop if that's all we get to practise, shooting at Fritz in the tunnels!
Tünellerde Almanlar ile savaşmak için göreceğimiz tüm ateş talimi buysa yandık desenize.
Homeless, sheltering in the tunnels.
Evsizler tünellere sığınıyorlar.
You know what he was doing in the tunnels?
Aşağıda tünellerde ne yaptığını biliyor musun?
Lot of guys been going down the tunnels when they age out.
Bir sürü çocuk yaşı geçince tünellere iner.
His name's all over these permits I just pulled to, uh, map the tunnels under Gotham.
Gotham'ın altındaki tünel planlarına ait bu izin belgelerinin hepsinde imzası var.
From here, Bane's men patrol the tunnels.
Buradan itibaren Bane'in adamları tünellerde devriye geziyor.
Oh, say, can you see By the dawn's early light What so proudly we hailed At the twilight's... There's a ring around the tunnels!
# Söyle, görebiliyor musun seherin ilk ışıklarında... # #... alacakaranlıkta gururla selamladığımız bayrağımızı?
Every cop in the city's in those tunnels.
- Şehirdeki tüm polisler o tünellerde.
I think my tunnels might be faster, mate, and safer.
Sanırım benim patiler daha hızlı, dostum. Ve daha güvenli.
It's part of a labyrinth of twisting tunnels completely submerged in fluid.
Üç hafta süren aralıksız gelişimin ardından, sizinde küçücük bir kalbiniz oldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]