Turist translate Turkish
1,403 parallel translation
Usually, but it does get busy from time to time, with tourists season and all.
Genellikle. Ama bazen çok kalabalıklaşır, özellikle turist sezonunda.
A tourist looking them over says, " You're selling this pot for $ 5.
Turist bakar ve, " Bu çömleği 5 dolara satıyorsun.
Well why else would a tourist wanna be here?
- Bir turist yoksa neden burada olsun ki?
Oh, maybe you haven't heard This isn't exactly a tourist place
Belki duymamışsındır, burası aslında bir turist yeri değil.
Hah, You're a tourist I am not a tourist
- Senin hikayen mi? Sen turistsin. - Ben turist değilim.
Besides, would a tourist save a reporter's life?
- Bir turist muhabirin hayatını kurtarır mı?
As you can see, there aren't many tourists here... since the Chupacabra incident.
Gördüğünüz gibi Chupacabra olayından beri burada pek fazla turist yok.
00, 01 : 36 : 17 : 00, Is an LSD movie low tourist or high tourist?
Bir LSD filmi, çok ziyaret eden tarafta mıdır yoksa az ziyaret eden tarafta mı? Trip ( The Trip, 1967 ) filminin yönetmeni Roger Corman... Los Angeles'ta bir turist değildi, fakat algısının kapılarını açması için muhtemelen bir kılavuz kitaba ihtiyacı vardı.
Tourist?
Turist mi?
He's awaiting trial on... a tourist couple that he capped down in Biscayne.
Biscayne'de vurduğu turist çiftin davasını bekliyordu.
And the Main Tourist Bureau reports that Cleaves Mills is rapidly becoming a vacation destination.
Maine Turist Bürosu'na göre Cleaves Mills hızla turistlerin uğrak yeri haline geliyor.
Lot of tourists up there this weekend. But phone lines all over north county were knocked out by the storm.
Hafta sonu orada çok sayıda turist var... ama kuzeydeki bütün telefon hatları fırtına yüzünden kesik.
They're not sightseeing, T'Pol.
Onlar turist değil, T'Pol.
Dermafollica has proven fatal to a Kalish traveler.
Dermafollikanın bir Kaliş turist için ölümcül olduğu kanıtlanmıştır.
You never know where information leading to the Philosopher's Stone might be lying around, after all. Besides, Aquroya is a famous tourist spot.
Felsefe Taşı ile ilgili nereden bilgi bulabileceğimizi bilmiyoruz, hem Aquroya bir turist şehri.
The City of Water, Aquroya, is a famous sightseeing area.
Aquroya, su şehri, ünlü bir turist şehri.
Reporters from all over the country come here and there are more tourists, here hoping to see Psiren.
Ülkenin heryerinde muhabirler geldi, Psiren'i görebilmek için birsürü turist geldi.
You're gonna have to leave once your tourist visa expires.
Turist vizenin süresi dolduğunda ayrılmak zorundasın.
- Or if they're tourists or something.
- Yada turist falanlarsa.
and he explained it that the tape is made to look benign made to look like a tourist tape to obscure its real purpose as a tape to case Disneyland and that the very appearance of it as being just a tourist tape is actually evidence that it's not a tourist tape.
Çabalarının kasetin zararsızmış gibi göstermek olduğunu açıkladı. Disneyland kaseti olaydaki gerçek amacı gizlemek için turistik gezi izlenimi vermek için yapılmıştı. Aslında sadece bir turist kaseti olarak sahip olduğu görünüm bile gerçekte turistik bir kayıt olmadığının kanıtıdır.
We have a tour bus robbery...
Howard ve K kavşağında turist otobüsü soygunu.
Tour bus robbery. I've still got time.
Turist otobüsü soygunu.
And in your spare time, you work for the Irish Tourist Board.
Ve boş zamanında, İrlandalı Turist Heyeti için çalışırsın.
We'll go out, we'll find some drunk tourist, we'll take him out on the beach and put three in the back of his coconut.
Sarhoş bir turist bulur, sahilde kafasına üç kurşun sıkarız.
is the British tour guest
İngiliz turist, şu kayıp olan.
betrayed me so I arrived at Rome was the security personnel of the tour guest
Buraya Roma'ya paketlediler ve turist kızları katillerden koruma görevi bana kaldı.
It was an utter disaster as two of the gang's key members Norville "Shaggy" Rogers and Scoobert "Scooby-Doo" caused untold damage to Coolsville's hottest new tourist attraction which took a full two years to complete.
Çetenin kilit üyeleri Norville "Shaggy" Rogers ve Scoobert Scooby Doo'nun iki sene yapımı süren Coolsville'in en yeni turist merkezlerinden birinde onarılması zor hasara sebep olmaları ayrı bir felaketti.
You pimping tourists for me again? Yes!
- Bana yine turist mi ayarlıyorsun?
It's not like I'm a tourist here.
Buraya turist olarak gelmedik
We don't have tourists now, and there's not much work, so I..
Şu ara fazla turist gelmiyor ve yapacak işim yok, o yüzden ben...
Most tourists leave soon as their tank's full.
Çoğu turist depoyu doldurur doldurmaz gider.
As a tourist...
Turist olarak...
I say we hit all the tourist spots.
Tüm turist noktalarını koruyoruz.
It ´ s not just a question of tourist circulation across the Neretva.
Neretva'ya gelen basit bir turist olayı değil bu.
We ´ re not tourists.
Biz turist değiliz.
You think we're tourists?
Turist olduğumuzu mu sanıyorsun?
I thought we weren't tourists.
Turist olmadığımızı sanıyordum.
That's the tour from China, connecting to Orlando.
Çinli bir turist grubu, Orlando bağlantılı uçuyorlar.
I feel like a tourist... wandering around a city, just window-shopping... knowing they won't buy anything
Hiçbir şey almayacağını bile bile vitrinlere bakıp, şehri gezen bir turist gibi hissediyorum kendimi.
They have tried to share this with world through visitors and this is a form of ice cream communication
Sonuçta ülkenin pek fazla ziyaretçisi yok ve gelen az sayıda turist aracılığıyla dünyaya mesajlarını iletmek istiyorlar. Bu dondurma da dünyayla iletişim kurmanın bir yolu.
Tourists?
Turist mi?
It's not so bad, being a tourist.
Turist olmak hiç fena değilmiş.
She was a foreigner, not one of us she sat alone, this tourist from the west her trembling bosom in a skin-tight vest
Yabancıydı, değildi bizden. Bu batılı turist yalnız oturuyordu. Daracık bir bluzun altında göğsü titreşiyordu.
Tourist or not, I'll smack you one on the eye.
Turist falan dinlemem gözünün üzerine bi tane çakarım ha!
is he tourist?
Turist mi?
But the store attracts a lot of tourists,
Ama mağaza çok turist çekiyor,
That backdoor tourist with wrong clothes and droopy cheeks.
Evet o yanlış kıyafetli, yüzsüz turist.
You tourists?
Siz turist misiniz?
She's a tourist
O, sadece turist.
04, 00 : 09 : 46 : 04, today our city would be just another Santa Barbara, 16, 00 : 09 : 48 : 04, a complacent tourist town 04, 00 : 09 : 52 : 04, where the rich feel no obligation to acknowledge the existence of the poor.
bugün şehrimiz kendi halinde, zengin kesimin fakirlerin varlığını kabul etmek... gibi bir zorunluluk hissetmediği... bir turist kasabası, yani bir başka Santa Barbara olurdu sadece.
- Ee-yow!
Ahhh... Siz turist misiniz?