Twas translate Turkish
362 parallel translation
'Twas wrong to come.
Gelmekle hata yaptım.
'Twas this rare crystal disclosed your desperate plight.
Sizin umutsuz durumunuzu açığa çıkaran, bu nadide kristaldi.
Twas a balmy summer evening, And a goodly crowd was there.
Ilık bir yaz akşamında, hatırı sayılır bir kalabalık toplanmıştı.
'Twas ever thus.
Hep öyle davrandın.
"'Twas Christmas Day in the poor house
" O sefil evde Noel günüydü
'Twas I who informed on your son, Mrs. McPhillip.
Oğlunuzu gammazlayan bendim, Bayan McPhillip.
-'Twas he who did the falling in.
- O sana rastladığına memnun değil.
'Twas a year ago last April when he rode up to our camp
Geçen sene nisan ayında kampımıza geldiğinde,
'Twas the sovereign right of Georgia to secede from the Union.
Birlikten ayrılmak Georgia'nın en temel hakkıydı! Doğru!
And if you want to know who got'em away,'twas me!
Onları ben yolladım.
'Twas a woman.
Bir kadındı.
'Twas the scream of a terrified child.
- Hayır. Dehşete düşmüş bir çocuğun çığlığıymış.
-'Twas then that the nurse called.
İşte o zaman hemşire seslenmiş.
'Twas a moment like this Do you remember
O anı hatırlıyor musun?
'Twas a moment like this
Böyle bir andı.
Twas merely a method by which we could multiply our personalities.
Kişiliklerimizi çoğaltabilmemiz için bir yöntemdi bu.
And'twas there that Annie Laurie Gave me her promise true
Orasıdır Annie Laurie'nin... bana bağlılık sözünü verdiği yer
Read "'Twas on a Night Like This. "
"Böyle bir Gecede Gibiydi." yi oku
- "'Twas the night before Christmas "
"Noel'den önceki geceydi".
Ay, lady. 'Twas my word.
- Evet sayın bayan, öldürüp dedim.
'Twas a rough night.
Sert bir geceydi.
'Twas the pirates taught her to swear.
Küfürleri, korsanların arasındayken öğrenmiş olmalı.
Ben, to think'twas you that done me.
Ben. Bunu yapan sendin.
♪'Twas brillig and the slithy toves
O zaman bigigti Ve kayyak kerteler,
Second chorus : ♪'Twas brillig and the slithy toves
O zaman bigigti ve kayyak kerteler,
'Tis the last of thee and of thy capers... for'twas put to the vote whilst thee was trying to deprive us of our loot.
Sizin ve sizin işinizin sonu, çünkü bizi ganimetten yoksun bırakırken oya sunulmuştu.
When the sun was blazing down 'Twas back in the early'70s
Güneş batarken 70'li yılların öncesine döndük
Twas the preacher talk that seem to dynamite me.
Bana dinamizm gibi görünen vaiz konuşması.
Nay, do not pause, for I did kill Prince Edward... but'twas thy beauty that provoked me.
Hadi, durma! Prens Edward'ı ben öldürdüm, ama gerçek neden senin güzelliğindi.
'Twas I that stabbed your husband... but'twas thy heavenly face that set me on.
Hadi, bitir şu işi! Kocanı ben hançerledim, ama hep o ilahi güzelliğin yüzünden.
'Twas full two years ere I could get a tooth.
Ama benim ilk dişim iki yılda çıktı.
" Twas the night before Christmas,
"'Noel'den bir gece önceydi,
'Twas a snip at five to one. You couldn't lose.
1'e 5'e oynasaydın kaybedebilirdin.
So'twas done.
Böylece tüm çıkrıklar yakıldı.
'Twas the night before Christmas, and all through the house
Noel arifesi ve evde heyecan verici kimse yok,...
'Twas bargained twixt us when we were alone... that she shall still seem curst in company.
Aramızda öyle kararlaştırdık : Başkalarının yanında huysuzluk edecek.
Patience, I pray you! 'Twas a fault unwilling!
Kızma Iütfen bilerek yapmadı.
I tell thee, Kate,'twas burnt and dried away.
Bak Kate, yanmış ve kupkuru kesilmiş!
'Twas grace that taught
Tanrı bana öğretti
For a moment, I thought'twas my Cathy you were bringing back to me.
Bir an Cathy'mi bana getirdiğini zannetmiştim.
'Twas not I who first ploughed up the field.
Araziyi ilk süren ben değildim.
-'Twas a rough night.
- Kötü bir geceydi.
'Twas there that he got his parole After four long years on a man killing charge
Şartlı tahliyeyle oldu 4 yıl süren Adam öldürme suçundan sonra
'Twas brillig, and the slithy toves
Pişindiydi, kayrak tirsukeleler
'Twas grace that taught. My heart to fear.
Kalbime korkmasını bu güzellik öğretti.
'Twas grace that brought us safe thus far. And grace will lead us home.
Bizi o güvelikli uzağa getiren, o güzellikti, ve bizi eve gönderdi.
I met her on Monday,'twas my lucky bun day
Onunla Pazartesi buluştum, o gün benim şanslı günümdü.
'Twas a rock'n'roll creation
Rock'n'roll'un eseriydi.
'Twas a terrible big bang
Korkunç bir patlamaydı.
" Twas brillig, and the slithy toves
Işıldaktı, kaygan toynaklar
#'Twas blighted affection #
ALTINCI GÜN 27 OCAK ♪ Şefkat bozuldu ♪