English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tweaked

Tweaked translate Turkish

211 parallel translation
She gave me a rose, tweaked my nose Saying, "I'll give you joy"
Bana bir gül verdi, burnumu bükerek "Sana mutluluk vereceğim" dedi.
♪ So Flashheart tweaked the Adder's beard, ♪ ♪ From now he always shall be single ♪
# Flashheart, Adder'dan makas aldı, artık o hep bekar kalacaktır
# So Flashheart tweaked the Adder's beard, From now he always shall be single
Blackadder! # Birazcık Robin Hood gibi # Blackadder!
He is that guy... that jerk on TV who does those tweaked editorials.
Baban o adam. O aptal programı yapan adam.
I mean, they kick people around because they're bored or because some other god tweaked their nose.
Sırf sıkıldıkları için insanları tekmelerler. Ya da sırf başka tanrı burunlarını sürttü diye.
Well, that pales in comparison... to the tweaked-out little skanks you date.
Senin gibi bir itin yanında solda sıfır kalır.
My back is a little tweaked.
Belim biraz ağrıyordu.
I pulled the best specimen and tweaked it up with nanotechnology.
Ben onun vucut yapisini degistirdim.
And the Spike thing isn't as tweaked as it looked.
Spike konusu göründüğü kadar önemli değil.
- Yeah, he's tweaked.
- Tamamdır kendine geldi
Your vibe's all tweaked, man.
Çok sıkkın görünüyorsun, dostum.
She'd drop X just to get through dinner tweaked.
Akşam yemeğinin yanında Ex alırdı.
THAT IS ONE TWEAKED-OUT TWINKIE.
İşe yaramaz sürtüğün teki. Sence?
PLEASE, PLEASE, PLEASE TELL ME YOU DIDN'T TAKE THAT TWEAKED-OUT TRAMP HOME.
Lütfen lütfen o işe yaramaz serseriyi eve götürdüğünü söyleme.
YOU WERE SO TWEAKED YOU PASSED OUT ON THE BATHROOM FLOOR.
O kadar uçmuştun ki lavaboda bayılmıştın.
YOU'RE TWEAKED, WHAT ARE YOU ON?
Kafan iyi, ne çektin?
- It's that tweaked busboy, man.
- Şu zayıf garson çırağı.
He thinks he could have any woman because he's a little tweaked.
Her kadına sahip olabileceğini düşünüyor çünkü ufak bir sancısı var. Biliyorsun, onun yaşında böyle şeyler olur.
Professor Seidel, the oscillator's tweaked again.
Profesör Seidel, osilatörde yine titreşim oldu.
I'm Mitch Hartwell, creator of The 1895 Challenge. And by creator, I mean I saw it on Dutch television and tweaked the title.
Merhaba ben Mitch Artwell, "1895" yarışmasının yaratıcısı yani yaratıcı derken demek istediğim bunu bir Hollanda kanalında gördüm ve isminde ufak düzeltmeler yaptım.
The tweaked out kid?
Problemli olan değil mi?
It's tweaked.
Çünkü bu bozulmuş.
Auf wiedersehen, au revoir and good riddance To peddling polyester pullovers to tweaked-Out club kids.
Polyester tulumlarla dolaşan, kendinden bezmiş parti bitirimlerine'Auf Wiedersehen, Au Revoir ve Elveda.'
Wow. He seemed really tweaked out.
Bayağı çekmiş gibi.
More like too tweaked to eat.
Yemek için kafanız fazla güzeldi desek...
But at least i am not a tweaked-Out, Fucked-Out crystal queen!
Ama en azından ben, kafayı bulmuş, lanet bir Kristal bağımlısı değilim!
I'd walk every day if my mother wasn't tweaked about the "preverts."
Annem sapıklardan korkmasa her gün eve yürürüm.
Well, I might have tweaked it a little bit on my computer.
Şey, bilgisayarımla üzerinde biraz oynamış olabilirim.
Marshall tweaked them so there's no delay.
Gecikme olmaması için Marshall onları küçülttü.
I haven't figured that out, but I've tweaked the worm's source code so it won't destroy more data.
Henüz bulamadım ama bu arada solucanın kaynak şifresini değiştirdim,.. ... yani artık verileri yok edemeyecek.
We're all tweaked.
Hepimizin eli kolu bağlı.
What are you so tweaked about?
Seni neden bu kadar sinirlendiriyor?
Look, I'm not getting all tweaked about your shower.
Bak, ben senin partine burnumu sokmuyorum.
Uh, the ones that weren't too tweaked out of their minds, that is.
Kafaları çok fazla güzelleşmemiş olanlar...
Blake, the tweaked-out twinkie!
Kafası güzel keşimiz Blake.
I re-built the tranny, tweaked the mill.
Vitesi yeniledim, motora ince ayar yaptım.
I MEAN, I SORT OF DO, BUT EVERYTHING'S BEEN TWEAKED.
Demek istediğim, bir kısmını, fakat her şey kesilmiş.
I mean, i sort of do, But everything's been tweaked.
Demek istediğim, bir kısmını, fakat her şey kesilmiş.
Well, she may seem nice and sweet, but there is something deeply tweaked beneath the surface.
Tatlı ve hoş görünebilir, ama altında kesin çatlak bir şeyler var.
He could have tweaked a vertebra in his neck.
Boynundaki bir omur zedelenmiş olabilir.
I tweaked the program.
Programı daha iyi hale getirdim.
Yeah, he tweaked his shoulder.
- Evet, omzu biraz incinmiş.
He's a little tweaked about losing his brother.
Zavallı kardeşi hakkında biraz çimdiklendi.
I mean, it still needs to be tweaked and tuned.
Yani azıcık daha mıncıklanıp ayarlanması lazım.
What did Bécaud say when you tweaked his wienie?
Peki, ufaklığı ile oynarken Bécaud ne dedi sana?
I tried to call you last night, but your cell phone was tweaked.
Dün akşam seni aramaya çalıştım, ama cep telefonun kapalıydı.
- Hold on, I think I tweaked something.
- Dur biraz, sanırım bir yerimi burktum.
- Huh? You're tweaked because I put your stars in detention and now you're getting even.
Yıldızlarını cezaya alıkoydum diye kızdın... ve ödeşmek istiyorsun.
It'll get you tweaked, man.
Gücünü artırır.
I think I might've tweaked it again.
Tekrar incitmiş olabilirim
I tweaked the chromosomes before I even started.
İşe başladığım anda kromozonlarla oynadım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]