English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Twirl

Twirl translate Turkish

272 parallel translation
The only way I'll follow another of your suggestions... is if you hold a bright object in front of my eyes and twirl it.
Senin önerilerinden bir başkasına daha uymam için beni hipnotize etmen gerekir.
Though I danced each girl in a twist and twirl
Her önüme çıkan kızla tvist yapsam da
Twirl me.
# Döndür beni. #
Whirl me, twirl me to that Navajo Rag.
# Dön bana, döndür beni o Navaja Şamatasına. #
I was teaching him to twirl a gun, the barrel came around and hit him right across the mouth.
Ona silahını döndürmek için öğretiyordum. Namlu dolaşıp ağzından vurdu.
Let's see you twirl it and swirl it, Peggy May.
Hadi, nasıl çevirip kıvırıyorsun görelim Peggy May.
Come on, let's take a little twirl round our estate, then.
Hadi, arazimize bir göz atalım o zaman.
If you're nice lads, cute little chappies, later on I'll let you twirl my key-chain.
Uslu olursanız, sonra anahtarlığımın zinciriyle oynamanıza izin veririm.
Where leaves twirl in flight,
Yapraklar uçuşuyor,
The tanks did not obtain to twirl e, at this moment, my heart stopped.
Tanklar hareket edemiyordu. İşte o an çöktüm.
( man ) Charlie's doing his twirl again.
Charlie yine fırıl fırıl dönüyor.
Twirl it.
Çevir onu.
Twirl it against the spoon.
Kaşığın içinde çevir.
Twirlers, let's twirl!
Twirler'lar, hadi gösterin kendinizi!
I'm afraid his eyes would twirl like pinwheels.
Gözlerinden korkuyorum, fırıl fırıl dönüyor.
It could be a lady's twirl for some feminine trifle.
Bu bayanlara özel bir şeyleri açmak için onlara uygun olarak yapılmış olabilir.
I want you to teach me how to twirl a six-shooter.
Altılık tabanca nasıl döndürülür bana öğreteceksin.
You know, I've been thinking with just a little time, I could teach you to draw and twirl a gun. Shoot.
Biliyor musun, düşündüm de biraz zaman harcasak, sana silah çekmeyi, döndürmeyi, ateş etmeyi öğretebilirim.
I'm gonna twirl and whirl and spin.
Döneceğim, koşacağım, dolanacağım.
What a girl, what a twirl.
Ne kız ama, bu ne döndürüş böyle.
I love it when you twirl your baton.
Sopanı döndürüşüne bayılıyorum.
You can twirl on...
Demek istediğin...
- You can twirl on my...
- Demek istediğin...
You can twirl on my baton.
Aletimle oynayabilirsin.
Let's give it a twirl.
Hadi onları biraz çevir.
You did that dorky twirl, and, when he laughed, you grabbed it and ran.
Salak ifadeni yapmış, Gary gülerken kapıp kaçmışsındır.
See? Just a little twirl here and a yank there and violee...
Şöyle tutar, kıvırır, ve çekersin.
Why, Bud can sell newspapers and Kelly can twirl around till she gets dizzy and I can play my accordion at parties.
Bud gazete satar. Kelly de başı dönene dek kendi çevresinde döner. Ben de partilerde akordeon çalarım.
They walk out, twirl, walk off.
Gelirler, döner ve giderler.
Mr. Worf, villains who twirl their moustaches are easy to spot.
Bay Worf, bıyıklarını buran kötü adamları tanımak kolaydır.
Ted Carpenter from the Twirl King Yo-Yo Company.
Twirl King Yo-Yo şirketinden Ted Carpenter.
Presenting the Twirl King champions!
Şimdi karşınızda Twirl King şampiyonları!
You just twirl a chicken in the air 20 times, it's yours forever.
Tavuğa yirmi takla attırabilirsin. Sonra da sonsuza dek senin olur.
Go on, Coleen, give us a twirl.
Hadi, Coleen, bir dön bakalım.
Yeah, sit on it and twirl, you dirty scum.
Onu çevir de götüne sok, seni adi pislik.
I didn't twirl my hair or flick my teeth.
Saçıma, dişime dokunmadım.
It's the century's end, so twist and twirl, you mischievous little girl,
Yüzyılın sonu, kıvır ve çevir, Siz yaramaz küçük kızlar,
Um, this is a twirling dance... so why do you not twirl and turn and dance?
Şey, bu dönmeli bir dans... o yüzden neden dönüp dans etmiyorsun?
- Twirl.
- Kıvrılma.
Let's just stick out thumbs up our asses and twirl.
- O zaman sen de ne derse yap. Kahretsin!
You always twirl your hair like that when you're proud of something.
Bir şeyden guru duyduğunda hep saçını o şekilde kıvırırsın.
She'd leap and twirl on the stage, exuding this incredible sensual grace, while I sat there, a frozen smile on my face, loathing her for my own inadequacies.
Ben yüzümde donuk bir gülümsemeyle Oturup onu izlerdim. Sende hiç resmi var mı?
It was my idea to twirl it to attract customers.
Müşterileri cezbetmek için şemsiye döndürmek benim fikrimdi.
My friend here says that he invented that little twirl you're doing.
Bu arkadaşım yaptığın şu döndürme hareketini kendisinin icat ettiğini söylüyor.
Teddy Padilac came up with this twirl.
Döndürme Teddy Padilac'ın fikriydi.
Hey, nice twirl you got there.
Hey, güzel çeviriyorsun.
Teddy, this is the guy says he invented the twirl.
Teddy, çevirmeyi icat ettiğini söyleyen adam bu.
I hear you're taking credit for the twirl.
Duyduğuma göre çevirmeyi ben buldum diyormuşsun.
Why do you have white canes like blind people? We like to twirl them like Charlie Chaplin in the movies.
Filmdeki Charlie Chaplin gibi onları döndürmekten hoşlanıyoruz.
I suck... twirl my tongue.
Nasıl hissediyorsun? Tahrik olurum.
Panzers already they obtained to twirl of new.
Tanklar artık yeniden harekete geçebilirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]