Typing translate Turkish
839 parallel translation
- I'll do my own typing.
- Ben sekreter tutmayacağım.
Tell her you'll let her go... but hold her here, some excuse... typing the record or something.
Ona serbest bırakacağınızı söyleyin... ama bir bahaneyle, orada tutun... kayıt yapma veya başka bir nedenden.
- You do your own typing, Miss Allison?
Yazılarınızı kendiniz mi daktilo edersiniz bayan Allison? Evet.
Never mind typing it up.
Temize çekmeyi boşver.
Don't stop typing.
Yazmaya devam et.
I gave the first half to Miss Wales for typing.
İlk bölümü daktilo etmesi için Bayan Wales'e verdim.
She... she works here, sir. In the typing room.
Burada çalışıyor efendim, yazı işleri bölümünde.
Mommy, you want me to ask Daddy to stop typing so you can talk better?
Anne, rahat konuşabilmen için babama daktiloyu bırakmasını söyleyeyim mi?
He's writing a script. I'm typing it.
Bir senaryo kaleme alıyor ben de onu temize çekiyorum.
Typing all day.
Bütün gün daktilonun başında oturmak.
Just finish typing my notes.
- Hayır, sadece notlarımı bitirin.
I haven't finished typing it yet.
Henüz daktilo etmeyi bitirmedim...
Only in typing.
Sadece daktilo hatası.
They can start typing it up.
Kağıtları hazırlamaya başlasınlar.
Yes, I was offered ajob typing medical reports.
Evet, tıbbi raporları daktilo etme işi teklif edildi.
Ive been typing with my fingers crossed.
Parmaklarım çapraz yazıyorum.
You're always typing when I'm on the phone.
Ben telefondayken hep yazıyorsun.
I've been taking shorthand and typing.
Stenograflık yapıyorum, daktilo yazıyorum.
Filing, or typing?
Dosyalama ya da daktilo işi?
But I flunked the typing test.
Ama daktilo sınavında çaktım.
- I thought I heard someone typing.
- Sanki birinin daktilo kullandığını duydum.
Now the question is, who did Adrian's typing?
Şimdi soru şu, Adrian'ın daktilo işlerini kim yaptı?
This one is shorter, a line or two less typing.
Bu diğerlerinden daha kısa, bir veya iki satır az yazılmış.
I quit my typing job.
Daktilo işimi bıraktım.
I'm doing it because it pays more than shorthand or clerking or typing.
Memurluktan veya sekreterlikten daha iyi kazandırdığı için bu işi yapıyorum.
Darrin, I bet she's good at typing cooking, taking care of the household accounts and playing golf.
Darrin, eminim iyi daktilo kullanıyor yemek yapıyor, bütün ev işlerinile ilgileniyor, elbette harika golf oynuyordur.
- That's typing class.
- Orası daktilo sınıfı.
You are the young lady from the typing bureau?
Daktilo bürosundan gelen hanım mı?
Well, if I could see the pages you've written, I could estimate the size of the typing job.
Yazdığınız sayfaları görebilirsem daktilonun ne kadar süreceğini kestirebilirim.
Just start typing.
Daktilo etmeye başlayın.
He's typing in his compartment.
Kompartımanından çıkmadı. Yazı yazıyor.
How's your typing?
Daktilon nasıl?
Typing....... RMT
ALTYAZIÇEVİRİ :
A typing error in the contract. The reduction was not 1F but 2.
1 franklık hataya indirimi de katınca 2 franklık kar elde ettim.
Boy, Waldo Lydecker to see Miss Laura Hunt. [Typing Stops]
Evlat, Bayan Laura Hunt'a onu görmek üzere Waldo Lydecker'ın geldiğini söyler misin?
He's typing a contract for you.
Şu anda sözleşmeni yazıyor.
What are you typing?
Ne yazıyorsun?
Was moved to this department three years later - mainly at the request of the typing pool.
3 yıl sonra bu daireye alındın. Yazman grubunun talebi ile.
It's typing everything I'm saying.
Söylediğim her şeyi yazıyor!
The typing still isn't finished.
Yazının daktilo edilmesi hala bitirilmedi.
Right. typing speed?
Daktilo hızınız?
So, miss johnson returned to her typing And dreamed her little dreamy dreams Unaware as she was of the cruel trick
Bayan Johnson daktilosuna döndü ve küçük hayali hayallerini hayal etti, kaderin ona oynayacağı zalim oyundan habersizdi.
And so Miss Spume returned to her typing... and dreamed her little dreamy dreams... unaware of the cruel trick fate had in store for her.
Böylece Bayan Spume daktilosuna döndü ve kaderin ona hazırladığı acımasız oyundan bihaber bir şekilde küçük, hayallerine gömüldü.
Perhaps my typing was not good enough.
Belki de stenom o kadar iyi değildir.
I just wanna take it to the lab and have them check the typing against Eddie Kane's typewriter.
Onu sadece laboratuara götürmek ve harfleri Eddie Kane'in daktilosundaki harflerle karşılaştırmak istiyorum.
I was typing letters for Mr. Brockman.
Mr. Brockman'ın yazılarını yazıyordum.
If she's a new secretary, I'm asking for a transfer to a typing job.
Eğer o yeni sekreter ise daktilo işine naklimi isteyeceğim.
You know, Lieutenant, you would wear reading glasses if you were typing.
Biliyor musun, Komiser, daktiloda yazı yazıyor idiysen, okuma gözlüğü takardın.
Yes, you would wear reading glasses if you were typing, but there was no paper in the typewriter.
Evet, daktiloda yazıyor idiysen okuma gözlüğü takardın, fakat daktiloda kağıt yoktu.
- I intended typing out my notes.
- Bazı dökümanları hazırlamayı...
... it seems he was home all night, typing.
- Şey Bayan Chauvinot'ye göre adam bütün gece evdeymiş, daktilo yazmış.