English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Uffe

Uffe translate Turkish

55 parallel translation
Miss Ingeborg is a piano teacher and lets a room to a young veterinarian by the name of Ulf, but who she usually calls "Uffe".
Bayan Ingeborg bir piyano öğretmeni ve bir odasını Ulf adında genç bir veterinere kiralıyor. Ama genelde ona Uffe diye hitap ediyor.
I'm picking up a parcel and then I'm meeting Uffe.
Bir paket alıp sonra da Uffe'yle buluşacağım.
Dear, sweet Uffe!
Canım Uffe'm!
- Hold it up, Uffe.
- Yukarıda tut, Uffe.
- And Uffe only stood there gaping.
- Uffe'nin ağzı bir karış açık kaldı.
I didn't know.
Bilmiyordum. - Canım Uffe.
- Good old Uffe. - He moved out when you left.
- Sen gittikten sonra taşındı.
- How was she? - I'm not sure, Uffe.
- Emin değilim Uffe.
- Is Uffe still here too?
- Uffe de hâlâ burada mı?
We mustn't lose our heads when things get difficult.
İşler sarpa sardığında aklımıza mukayyet olmalıyız. Ya Uffe?
And Uffe? You frightened the life out of him!
Onun hayatını mahvettin!
I was thinking you could give them to me on credit, Uffe. 30 days... 30 days?
Bana kredi verdirebileceğini düşünüyordum, Uffe. otuz günlüğüne...
I'm really in a bind, Uffe.
Cidden zor durumdayım, Uffe.
Oh, you know how it is, Uffe, in times like these.
Böyle zamanlarda nasıl olduğumu bilirsin, Uffe.
I don't know, Uffe. I'm so tired.
Bilmiyorum Uffe Çok yorgunum.
Are you here, Uffe?
Burada mısın, Uffe?
Uffe, turn it off.
Uffe, durdur şunu.
How's the sun today, Uffe?
Güneş bugün nasıl, Uffe?
Uffe, you and I are going to make this the best worm farm in the country.
Uffe, sen ve ben bunu yapacağız... memleketteki en iyi solucan çifliği.
What a mother you have, Uffe.
Ne de annen varmış, Uffe.
Uffe got impatient in the end.
Uffe sonunda sabırsızlandı.
Hi, Uffe.
Merhaba, Uffe.
Uffe, you're cheating like mad.
Uffe, deli gibi hile yapıyorsun.
Uffe?
Uffe...
At first Uffe confused her but then she recalled reading about a sick brother.
İlk başta Uffe kafasını karıştırmış ama sonradan hasta kardeşiyle ilgili bir şeyler okuduğunu hatırlamış.
Uffe.
Uffe.
Uffe, wake up.
Uffe, uyan.
The final report says Merete and Uffe went back to the sun deck.
Nihaî rapor Merete ve Uffe'nin güneş güvertesine geri döndüğünü söylüyor.
The guy who talked to Merete in the café says he saw Uffe with a man in a raincoat.
Kafeteryada Merete ile konuşan adam Uffe'yi yağmurluk giymiş bir adamla gördüğünü söylemiş.
Uffe was found alone.
Uffe tek başına bulundu.
Uffe disappears, Merete looks for him.
Uffe ortadan kaybolur ve Merete onu arar.
Uffe is walking around without Merete with a man in a dark raincoat.
Uffe, Merete olmadan koyu renk yağmurluk giymiş bir adamla etrafta dolaşıyor.
Uffe?
Uffe!
Uffe?
Uffe?
Uffe.
Uffe...
Uffe was eight at the time ofthe car accident.
Araba kazası olduğunda Uffe sekiz yaşındaydı.
If you upset Uffe or the other patients, you're out of here.
Uffe'yi ya da diğer hastaları üzerseniz buradan gidersiniz.
But Uffe is sensitive to voices and sounds.
Ama Uffe seslere karşı hassastır.
Uffe, did you know the man?
Uffe, adamı tanıyor musun?
Uffe, look at me.
Uffe, bana bak.
Uffe...
Uffe...
I want to go see Uffe again.
Uffe'yi görmeye tekrar gitmek istiyorum.
My younger brother's name is Uffe.
Kardeşimin ismi Uffe.
Getting anywhere with Uffe?
Uffe'yle bir gelişme var mı?
Uffe, I've brought a lot of pictures of Merete.
Uffe, Merete'nin bir sürü resmini getirdim..
Look at the picture, Uffe.
Resimlere bak, Uffe.
Here. "Uffe and Merete Lynggaard, sole survivors."
İşte. "Uffe ve Merete Lynggaard, tek hayatta kalanlar".
BERLIN WITH UFFE
Uffe ile Berlin
Hello, Uffe!
Merhaba Uffe!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]