Uglier translate Turkish
281 parallel translation
- You're uglier than before.
Şimdi eskisinden de çirkin oldun.
And always the mood of the men grew uglier... as empty bellies and desperation began to conquer reason.
Boş mideler ve çaresizlik mantığa baskın çıkmaya başlarken erkeklerin ruh hali de çirkinleşmeye başladı.
And then the older I got, the uglier I got.
Sonrasındaysa, büyüdükçe çirkinleşmeye başladım.
The uglier and the dirtier they are, the more unfair and vulgar they are,
Daha çirkin, daha kirli... daha vicdansız ve daha kaba kimseler.
Needle-horned, and an uglier rogue than me.
Sivri boynuzları ve benden bile daha çirkin bir köftehor.
He couldn't have looked uglier than what he did in this one.
Buna yaptığından daha kötü görünemezdi.
He's uglier than sin.
Çok da çirkinmiş.
He's uglier than Bernstein.
En az Bernstein kadar çirkin.
I'm even uglier when I laugh. But... I smile when I'm happy.
Gülerken daha da çirkinim, ama mutlu olduğumda gülerim.
Mine is even uglier.
Benim adım daha çirkin.
Say, lad, did you know that I can make myself uglier yet?
Kendimi henüz daha çirkin yapmadığımı biliyor muydun?
Don't you realize that you get uglier each time you get old?
Yaşlı hâline döndüğün her seferinde daha çirkin olduğunun farkında değil misin?
The forests are disappearing, the rivers are running dry,.... the game is exterminated, the climate is spoiled, and the earth becomes poorer and uglier every day.
Ormanlar yok oluyor, ırmaklar kuruyor, iklim bozuluyor ve dünya her gün daha da zayıflayıp çirkinleşiyor.
But he's even uglier
Ama daha da çirkini.
Your car's uglier than I am!
Araban benden bile çirkin!
She was uglier than when she was alive!
Yaşadığı zamandan da daha çirkin.
Now, you're uglier than me.
Benden daha çirkinsin.
The uglier they are... police!
Ne kadar çirkinseler... Polis!
Evermean's even uglier sister!
Evermean'den bile daha çirkindir!
Now, he will beat you uglier than you are now.
Bak seni öyle dövecek ki, şu halinden bile çirkin olacaksın.
You look uglier. You've hardened.
Sen çirkin ve kalpsizsin.
You're not any uglier than the others.
Ötekilerden daha az çirkin değilsin.
For the first time in my life, I have found something, that is uglier than me.
Hayatımda ilk kez benden daha çirkin bir şey buldum.
All day yesterday, he got uglier and uglier.
Dün bütün gün kudurmuş gibiydi.
- And if you really want to look uglier...
- Ve gerçekten çirkin gözükmek istiyorsan...
Older and uglier.
Daha yaşlı ve daha çirkin.
This box is definitely getting bigger and uglier.
Bu kutu kesinlikle büyüyor ve çirkin bir hal alıyor.
The uglier the art, the more it's worth.
Sanat çirkinleştikçe değerlenir.
I guess he was an ugly little cuss, but no uglier than the pictures of those other kids... that used to be shown around the mess hall.
Sanırım küçük çirkin herifiın tekiydi, ama kantinde gösterilen öteki çocukların resimlerinden daha çirkin değil.
UGLIER THEY ARE, MORE THEY'RE WORTH.
Çirkin olanlar her zaman daha çok para eder.
And the only thing uglier than a man who thinks he's right is Al.
Ve haklı olduğunu düşünen bir erkekten daha iğrenç bir şey varsa, o da Al'dır.
Get a little older, you got to work harder, or date uglier.
Ama buna gözü kapalý güvenemezsin Yaþlandýkça ya daha çok çalýþman gerekir ya da daha çirkinlerle çýkman.
You know, the world... seemed to me to be disintegrating, Everything grew uglier, more hideous
Dünya sanki benim etrafımda parçalanıyordu.
Everything grew uglier, more hideous
Her şey kötüleşiyordu, bozuluyordu.
Everything grew uglier More hideous
Her şey çirkinleşmiş ve bozulmuştu.
Found somebody even uglier than she was.
Kendinden daha çirkin birini buldu.
And the older you get, the uglier you get.
Sen de yaşlandıkça, çirkinleşiyorsun.
You're young and you're uglier.
Sen gençsin ama daha çirkinsin.
She is like a cat, but uglier.
O senin için bir kedi, ama daha çirkin.
I'm getting older and uglier. Please, Marge, help me find a man before it's too late. Well, I'll try.
lütfen marge, daha fazla yaşlanmadan önce birini bulmama yardım et hmm, elimden geleni yaparım hatırlıyor musun bizi Bowler'ın Hall of Fame'ine götürdüğün günü
It makes you look even uglier than usual.
Seni her zamankinden daha çirkin gösteriyor.
Uglier than I am?
- Benden de çirkin mi?
I do not know what kind of art it is that the people have to seem older and uglier.
Bilmiyorum hangi sanat insanın daha yaşlı ve çirkin görünmesini ister.
You know, if you can imagine an uglier, fatter version of Shirley Booth.
Shirley Booth'dan daha çirkin ve şişman birini düşün.
"Hey, your mother's uglier than Hazel."
"Hey, annen Hazel'dan daha çirkin."
By God, I'm uglier than you are. Come on!
Tanrım, ben senden daha çirkinim.
Lyndon Johnson was uglier than De Gaulle.
Lyndon Johnson, De Gaulle'den daha çirkindi.
Having to watch your skin get uglier.
Cildinin buruşmasını izlemek.
She's uglier than a witch's tit.
Cadı memesinden çirkin.
- Uglier.
Daha çirkinim.
I'm ten times uglier than that.
Ben bundan 10 kat daha çirkinim, öyle değil mi?