English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Ulcer

Ulcer translate Turkish

493 parallel translation
Try that on your ulcer.
ÜIserine iyi gelir.
Closure of the sacral decubitus ulcer has been successful.
Sakral dekübit ülseri yara kapatması başarılı olmuştur.
I once had a cousin who had a duodenal ulcer and an extremely funny face, both at the same time.
Bir zamanlar hem mide ülseri hem de komik bir yüzü olan bir kuzenim vardı.
But that sort of conflict can lead straight to an ulcer.
Ama böylesine bir iç çatışma doğrudan ülsere neden olabilir.
His doctor told him he's got an ulcer, but trust me, it's stomach cancer.
Doktoru hafif ülseri olduğunu söylemiş. ama inan bana, kanseri var.
The doc usually says it's just a mild ulcer, and that there's no real need to operate.
Doktorlar genelde hafif ülser olduğunu ameliyata gerek olmadığını söylerler.
Um... it looks like you've got a mild ulcer.
Hafif ülseriniz var gibi görünüyor.
I just told you, it's a mild ulcer.
Size hafif ülser olduğunu söyledim.
You all look like stomach ulcer patients.
Hepiniz mide ülserine tutulmuş gibisiniz.
My ulcer's murdering me.
Ülserim beni öldürüyor.
Go put some milk on your ulcer. Bring me a piece of the cake.
Git de ülserine biraz süt dök ve bana bir parça pasta getir.
- Is that an ulcer?
- Ülser mi bu?
The ulcer comes later.
Ülser daha sonra başlıyor.
I'll make an Anderson special, a talent I developed on the ulcer circuit.
Ben özel içkimden hazırlayayım. Ülserle geliştirdiğim bir yetenek.
He gave up an ulcer job in civilian life for another ulcer job in the Marine Corps.
Sivil hayatındaki iğrenç işini, Askeri Birlik'teki iş için bıraktı.
I already got an ulcer.
- Ver bakalım. Zaten ülserim var.
Bye, Sig. I wonder if I've got room for another ulcer.
Hoşçakal. İçimde bir ülserlik yer kaldı mı acaba?
Having an ulcer is like having a burglar alarm go off inside you.
İnsanın ülseri olması da böyle, içinde sanki alarm var.
It was a small ulcer.
Hafif bir ülserdi.
- How is your stomach ulcer?
- Miğden de biraz düzeldi mi?
No, it's probably an ulcer.
Hayır, muhtemelen bir ülser.
- I got an ulcer, in the duodenum.
Ya sen? Onikiparmak bağırsağımda ülser var.
One doesn't fool with an ulcer
Kimse ülser'le dalga geçemez.
Well, actually, if you would say that a man with an ulcer, a nail in his shoe and a splinter in his finger was then struck by lightning... If you could say he wasn't hurt then I'm not hurt.
Aslında, ülseri olan, ayak parmağı şişen, eline kıymık batan, yıldırım çarpan bir adam için bir yerini incitmemiş derseniz, ben de bir yerimi incitmiş sayılmam.
- His ulcer?
- Ülser mi?
This isn't one of your lousy ulcer cases.
Bu senin sıradan ülser vakalarına benzemez.
Very therapeutic for my ulcer.
Ülserim için iyi bir terapi olacak.
No, really, I - Alcohol is murder for my ulcer.
Gerçekten, ülserim için hiç iyi değil.
I think you have an ulcer.
Kulübüme hoş geldin. Ülserin var galiba.
An ulcer? Me? From what?
Ülser, ben?
I think I got an ulcer or something.
Ülser falan oldum galiba.
I never proposed yet I got a wife and three kids and a grabbing ulcer.
Ben kimseye evlilik teklifi etmedim, yine de evliyim, üç çocuğum ve ülserim var.
I see an ulcer in your future.
Gelecekte bir ülserin olacak.
Plantar ulcer.
Ayak tabanında yara.
Simmer down before your ulcer flares up.
Ülserin azmadan sakinleş.
Funny, since you gave me that ulcer.
Çok komik. Beni sen ülser ettin.
Not even a little ulcer?
Küçük bir yara bile mi yok?
I got two bottles of ulcer medicine, if that's what you're thinking.
Bavulda iki şişe ülser ilacım var, düşündüğün oysa.
- My husband has an ulcer
- Eşimin ülseri var,
You'll rupture yourself. You already have an ulcer.
Fıtık olacaksın, zaten ülserin var.
- No, thank you, I have a principle of ulcer. - we all have sores!
- Hayır, teşekkür ederim, ülserim var. - Hepimizin yaraları var.
You have an ulcer? Damn tooting.
Evet öyle.
I'll have the answer when I know why a 69-year-old Sterno drinker with an ulcer is like a normal six-month-old baby.
69 yaşında bir eter içicisiyle, sağlıklı 6 aylık bir bebeğin ortak yanını bulursam,... o zaman yanıtı da bulacağım.
31. I've been in the factory for 15 years, I've had lead poisoning twice, I've got a gash in here, I've got an ulcer
15 senedir çalışıyorum, iki defa da vernikle çalıştım.
The return of the ulcer
Ülserim nüksetti sadece.
Tonight it's ulcer, one night its headache, another it's backache
Bu gece ülser olur, önceki gece baş ağrısı ondan önce sırt ağrısı.
You know that's bad for your ulcer.
Ülserini azdırmak istemeyiz.
- Then it is an ulcer?
- Yani ülser mi?
- What do you got, an ulcer?
- Neyin var, ülser misin?
I have an ulcer.
Ülserim var.
But to the quick o'the ulcer.
Deşelim bu çıbanı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]