Ule translate Turkish
33 parallel translation
You look like you could use ule.
İhtiyacın var gibi görünüyor.
- I fully experienced it, Þule.
Tutulmayı yaşadım ben Şule.
Do not mention it, Mrs. Þule.
Estağfurullah Şule Hanım.
Mrs. Þule?
- Şule Hanım mı?
Þule, you weren't shot.
Şule, Şule sen vurulmadın.
Þule, this guy there, is an asshole all along.
Şule, bu herif var ya, acayip dallama bir herif bu ha.
Þule, today there is no one left I haven't come in and out of.
Şule be, sabahtan beri girip çıkmadığım insan kalmadı.
Þule, don't go.
Şule, bir dakika.
This is how life is Þule.
İşte böyle.
I can tell you that President Taylor and former Prime Minister Ule Matobo... are meeting as we speak to formulate a post-invasion strategy.
Size Başkan Taylor ve eski Başbakan Matobo'nun işgal sonrası strateji hakkında konuşmak için şu sıralarda buluştuğunu söyleyebilirim.
What is happening, ule?
Ne oluyor Ule?
Ule, I'm scared.
Korkuyorum, Ule.
Ule...
Ule!
Listen to him, ule.
Adamı dinle, Ule.
Do you remember the last time we saw each other, ule?
Seninle son görüştüğümüz günü hatırlıyor musun, Ule?
You'll be taken back to sangala, ule, and you will give general juma the names of all your fellow traitors.
Sangala'ya döneceksin, Ule. Ve General Juma'ya işbirlikçilerinin isimlerini verecesin.
It was not your decision, ule.
Kararı sen vermedin, Ule.
We are confident that the Juma regime will collapse swiftly, and that democracy will be restored under the leadership of Prime Minister Ule Motobo.
Juma rejiminin süratle yıkılacağına ve Başbakan Ule Matobo'nun önderliğinde demokrasinin yeniden inşa edileceğine eminiz.
Ule.
Ule.
She also says former Prime Minister Ule Motobo will be reinstated to work towards building a new democratic government.
Başkan ayrıca eski Başbakan Ule Matobo'nun yeni bir demokratik devletin inşasında görev alacağını söyledi.
Glumeþule.
Haha...
Ule and I have a meeting at the church.
- Ule'la kilisede randevumuz var.
- Where is Ule?
- Ule nerede?
- Ule... get him out of there!
- Ule! Alama, hayır!
- I want to do this, ule.
- Bunu yapmak istiyorum, Ule.
You can't stop me, ule.
Beni durduramazsın, Ule.
- And I love you, omuleþule!
- Ben de seni seviyorum oğlum.
I made a ule and suddenly I'm going fast the other way and there's a rainbow.
U dönüşü yaptım ve birden ters yolda hızla gidiyordum. ... sonra bir gökkuşağı çıktı.
I'll add it to my shed-ule.
Programıma ekleyeceğim.
Thank you, Ule.
Teşekkürler, Ule.
Þule!
Şule.
Þule. Here, honey.
Hah, Şule, gel kızım.