English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unapologetic

Unapologetic translate Turkish

20 parallel translation
SO WHY IS IT THAT I PREFER YOU WHEN YOU'RE SHAMELESS AND UNAPOLOGETIC?
Peki neden hala utanmaz ve özür dilemeyen versiyonunu tercih ediyorum?
UNAPOLOGETIC, DARING, SEXUAL, IN YOUR FUCKING FACE.
Pişmanlık içermeyen, cüretkar, seksi, millete kapak olacak türden...
He is an unapologetic alcoholic.
İflah olmaz bir alkolik.
sheila just took an unapologetic shot at my weight.
Sheila biraz önce kilom hakkında çok uygunsuz bir laf etti.
You're really unapologetic about your enjoyment of the job.
İşinden aldığın zevkten hiç utanmıyorsun.
I am an unapologetic member ofthe Young Republicans, but I also don't really like to talk politics.
Genç Cumhuriyetçilerin özür dilemeyen bir üyesiyim. Politika konuşmaktan hoşlanmam.
My body should be full grown and bursting with unapologetic warrior might.
Vücudum tam gelişmiş ve bir savaşçının azametine sahip olmalı ama.
I mean, why would you be treating a woman who is so obviously out to destroy me with such unapologetic kindness?
Yani, neden beni mahvetmek isteyen bu kadına, bağışlanamaz bir şekilde kibar davranıyorsun?
Sarah : And we are to be that shining city on a hill, as President Reagan so beautifully said, and that we are a beacon of hope and that we are unapologetic here.
Şu parlak şehrin yamacında başkan Reagan gibi güzellikle umduğumuzun dışında olucaz ve sıradışı umutlar sunucaz.
He was defiant, completely unapologetic, and he was heard all across Germany.
Cürretkardı ve hiç pişmanlık duymuyordu, böylece bütün almanya söylediklerini duydu.
I'm unapologetically ruthless, or ruthlessly unapologetic, but there's no mystery there.
Kabahatini bilmeyen zalim, yada zalimce kabahatler işleyen biri olabilirim. Ama bu durum sıkıntı oluşturmaz.
This is a gay and lesbian group, and we are unapologetic about that.
Biz gey ve lezbiyen topluluğuyuz, ve bizler bunda bir kabahat görmüyoruz.
You saw Henry when he was here - - high-handed, bullying, unapologetic.
Buradayken Henry'yi gördün. Küstah, zorba ve pişman olmayan bir haldeydi.
I was raised by an unapologetic asshole, so when it comes to breaking people down, I learned from the very best.
Ben özür dilemeyi bilmeyen bir götün teki tarafından yetiştirildim, o yüzden iş insanların direncini kırmaya geldiğinde, öğretmenim en iyisiydi.
And... and I actually admire you for sticking up for your unapologetic friend, but if I can offer something as objectively as I possibly can... do not fuck with my daughter's birthday.
Özür dilemekten aciz arkadaşının yanında olman da takdire şayan. Ama sana tarafsız olarak şu kadarını söyleyebilirim ki sakın kızımın doğum gününü mahvetmeye kalkayım deme.
The plaintiffs in the case, self-described atheists Madalyn Murray and her teenage son Bill, were unapologetic.
Davanın müştekileri, kendilerini ateist olarak tanımlayan... OKULLARDA TEKRAR DUA EDİLSİN... Madalyn Murray ile oğlu pişman değillerdi.
You are fierce and passionate, and unapologetic.
Ateşli, tutkulu ve müdana etmeyen birisiniz.
- Black. Actually, black as hell and unapologetic about it.
Aslında çok siyah ve bundan utanç duymayan biri.
Do they not understand we are unapologetic mockers?
- Bizim iflah olmaz alaycılar olduğumuzu anlamıyorlar mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]