English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unattended

Unattended translate Turkish

380 parallel translation
So many gentlemen are unattended.
Pek çok bey açıkta.
I'm surprised the mission was unattended in a neighbourhood as unsavoury as this.
Şunu söylemeliyim ki Sarah, bu kadar rezil bir muhitte misyonerliği boş bulmak beni şaşırttı.
In Austria, it would be impossible for me to ride unattended.
Avusturya'da, refakatsiz ata binmem imkânsızdı.
Leaving the house unattended?
Yani ev boş kalıyor?
I'm sorry but you said that your... aunts leave now and then, and they leave the house unattended...
Afedersin ama teyzelerim evde değil demiştin. Yani evin boş olması lazım.
To leave the shop unattended...
Dükkanı sahipsiz bırakıyor...
I can't leave the bar unattended.
Barı başıboş bırakamam.
Nothing serious. Don't leave the transporter room unattended.
Işınlanma odasını boş bırakma.
Please do not leave your car unattended.
Lütfen arabanızın başından ayrılmayın.
Every weekend he's out and about in his automobile, while you, in the bloom of your youth and beauty, are left alone, unattended, like an unplucked rose!
Her hafta sonunu arabasının tepesinde geçiriyor ve senin gibi genç ve güzel bir kadını tıpkı dalından koparılmış bir gül gibi yanlız bırakıyor.!
I didn't want to leave the house unattended.
Evde kimse yokken bırakıp gitmek istemedim.
I even left my shop unattended.
Dükkanımı bile başıboş bıraktım.
- At x-ray... a sedated body lying around unattended for five hours...
- Röntgen odasının önünde baygın bir hastanın 5 saat boyunca yatması...
Your constancy hath left you unattended.
Azmini yitirdin.
Today in America, with its unmatched resources, it is exceedingly ridiculous, a total absurdity... that any citizen with any ailment, mental or physical, should go medically unattended.
Eşsiz kaynaklar olan Amerika son derece gülünç ve tamamen anlamsız bir şekilde... rahatsızlığı ister akli ister fiziksel olsun vatandaşına tıbbi hizmet vermiyor.
You leave the merchandise unattended just to ask me if I'd like a woman?
Sırf bana bir kadın isteyip istemediğimi sormak için mi malını sahipsiz bıraktın?
All my belongings are here and I'd hate to leave them unattended.
Bütün eşyalarım burada ve hepsini burda sahipsiz bırakmaktan nefret ediyorum.
You really shouldn " t leave guys like us unattended.
Gerçekten bizim gibi adamları yalnız bırakmamalıydınız.
And you left her out there in an unattended automobile?
Ve sen de onu tek başına arabanın içinde mi bıraktın?
Why the rifle is unattended?
Tüfek kimindi? Görmedin mi?
An unattended cart, how fortunate for an unattended cart thief.
Sahipsiz bir araba! Bir sahipsiz araba hırsızı için ne şans!
And I saw some unattended goats.
Ve bazı başıboş keçiler gördüm.
Please do not leave your baggage unattended at anytime.
Lütfen bagajınızı herhangi bir yerde bırakmayınız.
If you see an unattended bag, do not attempt to move it.
Sahipsiz bir çanta görürseniz yerinden oynatmayınız.
It's unsafe for you to sleep alone tonight..... unattended.
Bu gece yalnız ve korumasız uyumanız güvenli olmaz.
Apparently, he left a very critical experiment unattended.
Anlaşılan, kendisi heyecanla çok kritik bir deneyi başıboş bırakmış.
- And leave my estate unattended?
- Nasıl? Mülküm sahipsiz mi kalsın?
Don't leave cars unattended while waiting for passengers to disembark.
Lütfen araçlarınızı bekleme duraklarında bırakmayın.
But don't leave her unattended.
Ama onu yalnız bırakmayın.
Excuse me, I see Mrs Bartram left unattended.
İzninizle Bayan Bartman yalnız kalmış.
Please try to remember, that if you leave this area, unattended, for any reason whatsoever we will be forced to revoke your privileges.
Benim gözetimim altından başka bir yere herhangi bir sebeple ayrılmanız halinde, size verilen ayrıcalıkları geri almak zorunda kalacağımızı lütfen hatırlamaya çalışın.
The equipment must not be left unattended.
Aletlere dikkat etmek gerekli.
The king is unattended.
Kral ihmal ediliyor.
The King is unattended.
Kral yalnız kaldı.
The King's half undressed and unattended... that's what's important.
Kral şu anda yarı çıplak ve yanında eşlikçileri yok, önemli lan bu.
Please do not leave any baggage unattended.
Lütfen bagajlarınızı sahipsiz bırakmayın.
Do not leave your car unattended.
Arabanızı gözetimsiz bırakmayın.
There's every reason why I should be alone tonight... being a stranger here... but a woman with grace such as yours... should never be unattended.
Bu gece yalnız olmak ve yabancı kalmak... için bütün nedenlere sahiptim. Fakat sizinki gibi bir zarafete... sahip bir bayan yalnız bırakılmamalı.
Do not leave your baggage unattended.
Bagajlarınızı sahipsiz bırakmayınız.
You're not supposed to leave your classroom unattended.
Sınıfı öyle başıboş bırakmaman gerekir.
Do not leave your bags unattended.
Bavullarınızı başıboş bırakmayın.
I wouldn't leave any white mice lying around, unattended.
Yine de ortalıkta başı boş hamster bırakmazdım.
All alone, unattended here.
Burada yalnızlar, başlarında kimse yok.
" Unattended vehicles are subject to immediate tow-away.
" Bakımsız arabalar çekilme ile karşı karşıya kalacaklar.
For your safety and security, do not leave your baggage unattended.
Emniyet ve güvenliğiniz için, bagajınızı bakımsız bırakmayın.
He ran away leaving his station unattended.
İstasyonunu başıboş bırakıp kaçmış.
Are we going to leave the boat unattended?
- Ee! Gemiyi boş mu bırakacağız?
The royal sarcophagi are rarely left unattended for long.
Kraliyet lahdini çok ender uzun süre başıboş bırakırlar.
Why is her body left unattended like that?
Neden cesedi sahipsiz kaldı?
Usually the night before I travel, just as the moon is rising, I place my suitcases out on the street corner and leave them there unattended for several hours.
Genellikle seyahat etmeden bir gece önce tam da ay yükselirken bavullarımı sokağın köşesine koyar ve orda birkaç saatliğine yalnız bırakırım.
- Alone and unattended...
- Yalnız ve kimsesiz...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]