English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unbelievably

Unbelievably translate Turkish

595 parallel translation
Kepler will simply do one thing unbelievably well - measure the brightnesses of 1 00,000 stars over and over and over, looking for a few of those 1 00,000 stars that dim.
Kepler yaptığı tek iyi şey - Yüz bin yıldızın parlaklığını ölçtü Bir daha, bir daha, ve bir daha Yüz bin yıldızın bazılarının önündeki karaltıları arıyordu.
I'm just going to run away and stay right next to you. So, it's not because I have an immense amount of money or because I'm unbelievably good looking.
Çok zengin ya da yakışıklı olduğumdan değil de hayaletlerden korktuğundan mı?
- Unbelievably.
- İnanılmaz.
Well, she was almost unbelievably serious about her writing.
Yazıları hakkında inanılmaz derecede ciddi idi.
The unbelievably small and the unbelievably vast eventually meet, like the closing of a gigantic circle.
Emsalsiz küçükle emsalsiz büyük ulu bir dairenin kapanması gibi kavuşuyorlardı.
My life, I regret to tell you, has been an unbelievably lonely one.
Benim yaşamım, söylemekten üzülüyorum, inanılmaz derecede yalnız bir yaşamdı.
Then he felt something hard and unbelievably heavy.
O an inanılmaz derecede ağır ve sert bir şey hissetti.
- Sir? Madame de Peyrac. They say, she is unbelievably beautiful?
- Krallık daki en güzel kadınmış..
I cannot explain it but it seemed so sad, so unbelievably sad.
Ne kadar üzüldüğümü anlatamam tarifsiz şekilde kederlendim.
Miss Martha... that's unbelievably generous.
Bayan Martha ne diyeceğimi bilmiyorum.
Oh, Cotton, I slept unbelievably well.
Oh, Cotton, Ben harika uyudum.
You've been unbelievably tactless.
Budala, kendini beğenmiş ve patavatsız olduğunu kabul etmelisin.
- Oh, unbelievably.
- Hem de nasıl!
The costume she wore cost more than Greek statues ; unbelievably extravagant.
Giysisi Yunan heykellerinden data pahalıdır.
You are unbelievably sexy. Yes, you are.
Müthiş seksisin.
It's unbelievably transplendent!
Harika ötesi!
Unbelievably wonderful.
İnanılmaz derecede harika.
The methods have become unbelievably devious.
Kaçakçılıkta akıl almaz yöntemlere başvuruluyor.
The girl is unbelievably gentle, and everything is so clean in her room, with flowers and ribbons :
Kız inanılmaz şekilde nazik ve odasında her şey tertemiz. Çiçekler, kurdeleler, sanki küçük bir kızın odası gibi.
That's unbelievably rude, after what we just did.
Az önce yaptığımız şeyden sonra bu yaptığın inanılmaz derecede kaba.
And it's just unbelievably beautiful.
İnanılmaz güzellikte.
You told me, unbelievably strong.
Bana dedin ki, inanılmaz güçlü.
It was unbelievably easy.
Bu inanılmaz kolay oldu..
" The unbelievably flexible latex wool... and ribbon's special patent... literally caresses the body.
" Latexli pamuğun inanılmaz esnekliği ve... korsenin patentli yapısı... vücudu adeta okşuyor.
You are. You're so fucking unbelievably, absolutely beautiful.
Sen. inanılmazsın ve hakikaten çok güzelsin.
Her hair was unbelievably lovely.
Oysa saçları inanılmaz güzellikteydi.
- Unbelievably handsome in a suit.
- Takım elbiseyle müthiş oluyorsun.
So unbelievably beautiful.
İnanılmaz güzelsin.
[Cernan] As you leave, you're leaving this unbelievably beautiful... naked charcoal ball out there in space.
Bu inanılmaz güzellikteki karakalem resmi terk ediyorduk işte.
You're so unbelievably cute.
İnanılmaz derecede şirinsin.
New York is unbelievably expensive.
New York inanılmaz derecede pahalı.
They may look silly, but they're unbelievably tough.
Aptal görünebilirler, ama inanılmaz derecede dayanıklıdırlar.
You're unbelievably late.
İnanılmaz derecede geç kaldın.
And the reward for the joke that we played last night... will be the unbelievably huge lies that Bob will come up with now.
Ve dün gece oynadığımız oyunun ödülü... Bob'un uyduracağı inanılmaz kuyruklu yalanlar olacak.
- You know? I-I know this sounds... unbelievably corny. - Oh.
Biliyorum bu kulağa inanılmaz biçimde aptalca geliyor.
You've been deceiving me for 20 years... in the most unbelievably calculated fashion, and nothing has happened? God.
20 yıl boyunca inanılmayacak bir şekilde beni aldattın, ve hiçbir şey olmadı mı?
Your coming here is unbelievably inappropriate.
Senin buraya gelmen çok uygunsuz!
It was just so unbelievably cool.
- İnanılmaz serinkanlıydın.. - Korkmamışmıyım?
I just think it's unbelievably inconsiderate of you to be leading her on like this.
Ben sadece diyorum ki, onu böyle ayartman son derece düşüncesiz bir davranış.
It's so unbelievably boring- - I heard. I....
İnanılmayacak derecede sıkıcı- - Diye duydum. Ben....
It's so unbelievably boring... I heard.
İnanılmayacak derecede sıkıcı- - Diye duydum.
It's unbelievably cute.
İnanılmaz şirin bir şey.
The numbers are so unbelievably big... all the computers in the world could not break them down.
Rakamlar öyle inanılmaz boyutta büyük ki dünyadaki hiçbir bilgisayar kırmayı başaramıyor.
Unbelievably enough, the position has not been filled.
İnanılmaz bir şekilde yerime başkası girmedi.
Unbelievably, incredibly, endlessly bad dog!
İnanılmaz, akıl almaz, sonsuz derecede kötü köpek!
You are unbelievably cute.
İnanılmaz derecede tatlısın.
Jefferson, was there ever a girl in your life that you were so nuts about, so crazy for, so unbelievably in love with that you would do anything she asked you?
Jefferson hayatında hiç tutkuyla istediğin, seni çıldırtan,.. ... sırılsıklam aşık olduğun, öyle ki, senden istediği her şeyi yapabileceğin bir kız oldu mu?
Under the direction of the three Elders from Shikoku, they began a training program that was unbelievably taxing.
Shikoku'dan gelen üç Büyüğün gözetimi altında inanılmaz derecede zorlu çalışma programına başladılar.
It's so stupendously, phenomenally, unbelievably great!
Harika, inanılmaz derecede güzel!
I can give you an unbelievably low price.
Sizin için çok uygun bir fiyata olur.
Unbelievably!
İnanılmaz!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]