English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unbelievers

Unbelievers translate Turkish

75 parallel translation
I see you're not laughing the way most unbelievers do.
Çoğu inançsızlar gibi gülmüyorsun.
Unbelievers are sometimes devout fishermen.
İmansızlar da bazen sadık balıkçılardır.
Those unbelievers who disturbed your handmaiden the Princess Ananka, shall suffer for their blasphemy.
Hizmetkarın Prenses Ananka'yı... ... rahatsız eden o kafirler günahlarının cezasını çekecek.
Those unbelievers who gazed upon her long-dead face.
Onun yüzyıllardır ölü yüzüne bakan o kafirleri.
Remove your hats, unbelievers!
şapkalarınızı çıkarın, imansızlar!
O unbelievers! I do not worship that which you worship... "
Ey kafirler, sizin taptığınıza ben tapmayacağım... "
He'd finally convinced him punishing us for being unbelievers.
Sonunda bizi inançsızlar olarak cezalandırması için onu ikna etmişti.
And these outlanders... will be unbelievers and profaners of the holy ".
Ve bu yabancılar imansız ve kafir olacaklar. "
And just as the blue man was offered upon to Him... - so shall be the unbelievers!
Mavili Adam'ı ona sunduğumuz gibi imansızları da sunalım!
- The unbelievers.
- Kâfirler.
Thereby depriving the church of the resources needed to combat unbelievers and wage war on the infidel.
Böylelikle kilisenin dinsizlerle savaşmada kafirlere savaş açmada ihtiyacı olan kaynakların elinden alınmasını.
The unbelievers.
İnançsızları.
The unbelievers try to make it seem... like there's something wrong with us... that we're stupid.
Kâfirler bizde sorun varmış, aptalmışız gibi görünmesini sağlamaya çalışır.
We will flourish on the land, in the homes, in the hallways and classrooms, the playgrounds, until the unbelievers feel our wrath, our fury, as we triumph over them, scorching the earth from within.
Bizler toprakta, evlerde, koridorlarda ve dershanelerde, oyun sahalarında serpileceğiz, ta ki imansızlar gazabımızı ve şiddetimizi hissedene kadar, onlar üzerinde galebe gelirken, dünyayı içinden kavuracağız.
The day has come when the unbelievers are to be cast out and utterly destroyed.
İnanmayanların, gazaba uğrayıp mahvolacakları gün geldi.
It's a ceremonial axe used a thousand years ago to cleave the skulls of unbelievers.
Bin yıl önce inançsızların kafataslarını yarmak için kullanılan bir tören baltası.
And I think to myself... If god loves all his creatures, even the unbelievers... Would he demand
Ben de kendime soruyorum ; Tanrı tüm yarattıklarını, hatta inançsızları bile seviyorsa bu adama beslediğim aşkı inkar etmemi ister miydi?
Those unbelievers from my backside found my nuclear pile.
Bu kıçımdaki kâfirler nükleer reaktörümü bulmuş olmalı.
It is time to convert the unbelievers.
Kâfirleri dönüştürme zamanı geldi.
This evening, a pair of unbelievers sought the Minister's life.
Bu gece, iki kafir Yüce Rahip'imizi öldürmeye çalıştı.
- Lord Despero... the unbelievers and off-worlders have regrouped in the ancient catacombs.
İnanmayanlar ve dünya dışından gelenler şehrin kadim lahit odalarında tekrar toplandı.
Death to the unbelievers!
Kafirlere ölüm! Batıya ölüm!
How are we to go among the unbelievers?
İnanmayanların arasına nasıl çıkacağız?
We'll gather out of his kingdom all the unbelievers and we'll cast them onto the furnace of fire!
İnanmayanların hepsini toplayıp krallığından çıkaracağız ve onları cehennem ateşine yanmaya atacağız.
The rules of the house of islam can be broken in the land of unbelievers as long as it serves god's cause.
İman etmeyenlerin ülkesinde Allah'ın davası için olduğu sürece İslam kuralları çiğnenebilir.
Unbelievers.
İnanmayanlar.
Take the unbelievers back to Veraga.
İnanmayanları Veraga'ya geri götür.
Evil has raised a great many unbelievers in a far off place.
Şer uzaklarda bir yerde pekçok inanmayan yarattı.
If the Prior is using us to weed out other unbelievers.
Eğer rahip bizi diğer inanmayanları ortaya çıkarmak için kullanırsa.
I have come to spread the word to the unbelievers who have been sheltered and raised by evil.
Ben inanmayanlara, şeytanlar tarafından korunan ve büyütülenlere sözleri iletmeye geldim.
And now for the strength of our will, they do call upon us to prevail against the corruption of all unbelievers.
Ve şimdi inancımızın gücü için, inanmayanların bozulmuşluğuna karşın bizleri çağırıyorlar.
In the name of the Gods, ships shall be built to carry our warriors out amongst the stars and we will spread Origin to all the unbelievers!
Tanrıların adına, gemiler yapılsın ve savaşçılarımızı yıldızların arasına taşısın ve Köken'i tüm inanmayanlara yayalım!
A group of unbelievers, Jaffa who would stand against your leadership and the Ori, are meeting, as we speak, on Chulak.
İnanmayan bir grup Jaffa, senin liderliğine ve Ori'a karşı çıkacak, biz konuşurken Chulak'ta buluşuyorlar.
"... Chiefs of unbelievers said : " If Allah had wished, He could have sent down angels ;
" (... dediler ki ).. ve Allah isteseydi melekler indirirdi..
These so-called unbelievers... they're so far away.
O sözüm ona kafirler çok uzakta. Bizi nasıl etkilesinler?
You will tell me who you've conspired with, and the unbelievers will be found out, and punished... for their sins.
İşbirlikçilerini söyleyeceksin. Kafirler bulunup günahların karşılığı cezalandırılacak.
Trust I will use the strength I have been given to fight all unbelievers in the name of the Ori.
Bana verilen gücü bütün kafirlerle Ori adına savaşmak için kullanacağım.
All we know is that the ships came to life and nothing happened, except the crowd cheered and began prostrating, praying for a swift victory over all unbelievers.
Tek bildiğimiz, gemiler çalıştı ve hiçbir şey olmadı. Yalnızca halk coşup tapınmaya başladı, tüm kafirlere karşı çabuk zafer için.
Were you able to communicate with the unbelievers far away?
Uzaklardaki kafirlerle haberleşebildin mi?
With the wisdom of the ages, she will lead us to glorious victory over any and all unbelievers.
Çağların bilgeliği ile, O bizi bütün inançsızlara karşı büyük bir zafere götürecek.
The unbelievers amongst you sought to hinder our message.
Aranızdaki inançsızlar çağrımızı engellemenin yollarını aradılar.
But we eliminated all of the unbelievers.
- Ama tüm inanmayanları ayıklamıştık.
- Help us to defeat the unbelievers
- Kâfirlere karşı bize yardım eyle.
For I believe. Helped by unbelievers.
İnanmam için imansızlardan yardım aldım.
" I will send outlanders among you... a man and a woman... and these unbelievers will be profaners and defilers of the corn.
" Size bir erkek bir de kadın gönderiyorum - - onlar imansızdır, mısıra saygı duymazlar ve onu kirletirler.
I'm the Lord of lords, so now you must make sacrifices to me and behold the unbelievers who've come to fulfill this purpose ".
Ben Lordların Lorduyum. Şimdi fedakarlık yapmalısınız Gelenlere dikkatlice bakın ve yapmanız gerekeni yapın.
Nature is in danger because of unbelievers like you! I was right!
Sizin gibi zalimler yüzünden doğa böyle kötü halde.
They think it's the unbelievers attacking so all the Muslims rise up and fight back.
Ateistlerin saldırdığını düşünecekler böylece Müslümanlar yeniden ayağa kalkıp savaşacaklar.
Kill the unbelievers!
- İnanmayanları öldür!
Do not marry your girls to unbelievers.
"Kızlarınızı inanmayanlarla evlendirmeyin."
Death to the unbelievers!
Kafirlere ölüm!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]