English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unburden yourself

Unburden yourself translate Turkish

56 parallel translation
Unburden yourself.
İçinizi dökün.
So, before we kill you... perhaps you might like to unburden yourself... of any silly little secrets the Soviet command... has been hiding from it's faithful comrades.
Yani seni öldürmeden önce belki Sovyet komutasının sadık yoldaşlarından saklamakta olduğu küçük, aptalca sırları itiraf ederek rahatlamak istersin.
Unburden yourself.
Günahlarından arın.
Unburden yourself, Lagermann. You'll feel better.
Hadi Lagermann dök içini, içini rahatlatır.
I wish you could unburden yourself.
Keşke rahatlayabilsen.
Now, please, unburden yourself.
Şimdi, lütfen, içini dök.
You feel guilty, you unburden yourself, what happens?
Suçluluk duyuyorsun, yükten kurtuldun diyelim, ne olacak?
Now, unburden yourself of your worries.
Şimdi, üzüntülerinizi bir kenara bırakın.
It'll ease your mind if you unburden yourself.
İçini dökersen aklın ferahlayacaktır.
Hell is serious and very real, and unless you unburden yourself, you cannot know peace.
Cehennem ciddi bir konu ve çok gerçektir, ve kendini bu yükten kurtarmadıkça, huzuru bulamazsın.
Oh, Lily, unburden yourself.
Oh, Lily, rahatla biraz.
Unburden yourself, chuck- - where's that head of yours?
Söyle bakalım, Chuck. Neler düşünüyorsun?
Unburden yourself, Jeff.
Boşalt içini, Jeff.
Unburden yourself.
Üstünüzden bu yükü atın.
It is now my desire, that you unburden yourself of responsibility and devote your life to Allah!
Şimdi benim arzum, sorumluluklarının farkına varman ve hayatını Allah'a adaman.
Would it help to unburden yourself?
İçini boşaltmanın bir faydası olur mu?
Perhaps you could unburden yourself of any guilt.
Vicdanını rahatlatmana yardımı dokunabilir.
Unburden yourself from the mistakes of your past. And when you do, your heart grows stronger.
Geçmişinizdeki hataları itiraf edin bunu yapığınız zaman, kalbiniz daha güçlü olacaktır.
If you do this, you will unburden yourself... give yourself one less thing to chase you.
Eğer yardım edersen, Vicdan azabından kurtulursun... Bu şansı kendine de vermelisin.
Any other secrets you'd like to unburden yourself of?
Söyleyip kurtulmak istediğin başka sırların var mı?
I'm giving you a chance to unburden yourself.
İtiraf etmeniz için size bir şans veriyorum.
Unburden yourself during my limited free time.
Azıcık boş zamanımda derdini anlat.
Unburden yourself.
Kendini rahatlat.
Unburden yourself.
Hadi be oğlum.
So why don't you unburden yourself?
Bu yükü üzerinizden atmaya ne dersiniz?
Unburden yourself, my son.
Vicdanını rahatlat, evladım.
Unburden yourself.
Haydi dök içini bana!
So, unburden yourself.
Bu yüzden dök içini.
Unburden yourself, Nolan.
Canını sıkma Nolan.
Unburden yourself.
Yükünüzden kurtulun.
You have to unburden yourself, Felix.
İçini dökmelisin, Felix.
Then you're going to unburden yourself.
Sonra içini dökersin.
Unburden yourself.
Boşalt içini.
Use this time to unburden yourself.
Sen içini boşalt sadece.
But you need to unburden yourself, Sarchie.
Ama içini dökmelisin Sarchie.
Before you can enter heaven, before you receive the sacrament of penance, you must unburden yourself of sin.
Cennete girmeden önce, kefaretinin bedelini ödemeden önce işlediğin günahlardan arınmalısın.
Come on, Ali. Unburden yourself.
Hadi Alli, dök içini.
Unburden yourself.'
Rahatla.
Yes, you can. Unburden yourself.
- Evet, yapabilirsin.
As much as it might benefit you to unburden yourself, I'd like to get back to Darryl and what criminal activity he might be engaged in.
Her ne kadar içini dökmek sana iyi gelmiş olsa da Darryl'a ve ne tip yasa dışı faaliyetler içinde olduğuna dönmek istiyorum.
Sir, why did you come here tonight if not in truth, because you hoped to unburden yourself?
Bayım, bu akşam buraya neden geldin itiraf etmeyi umduğun için mi?
Unburden yourself, son.
İtiraf edip at üstündeki yükü oğlum.
I let you unburden yourself.
Üstündeki yükü atmana izin verdim.
Unburden yourself!
Dök içini!
Unburden yourself and be absolved.
Günahlarından arınıp içini rahatlat.
But it'll cost you a whole sixer if you want to unburden yourself in that way.
Ancak kendini bu yoldan rahatlatmak istersen bu sana bir altılı biraya patlar.
probably felt good to unburden yourself, too, didn't it?
Kendi kendini rahatlattığın için, iyi hissetmişsindir sen de, değil mi?
Go on, dear lady, unburden yourself.
Devam edin leydi, ne biliyorsanız anlatın.
So you could unburden yourself?
- Böylece içini dökebilecektin? - Hayır.
- I've not. But you should so you can unburden yourself, start fresh.
Ama taze bir başlangıç yapmak için kendini rahatlatman gerekiyor.
You should, so you can unburden yourself.
Taze bir başlangıç.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]