English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unchanged

Unchanged translate Turkish

266 parallel translation
Contact point is unchanged.
Hedef nokta sabit.
My feelings for you have remained unchanged.
Sana karşı olan hislerim hiç değişmedi.
It's so painful to see you again, and find you unchanged.
Seni yeniden görmek ve hiç değişmemiş bulmak öyle acı verici ki.
The joyful, unchanged rites, symbolic of the temptation of man.
Eğlenceli ve hiç değişmeyen ayinler, insanın günah işlemeye teşviğinin sembolize edilmesi...
Eternal, unchanged and little moved... by the shortness of time between our planet's birth and demise.
Ebedi, değişmez ve gezegenimizin... doğumu ile sonu arasındaki sürenin kısalığına karşı kayıtsız.
But some things remain unchanged, even in Verne and Méliès'imagination,
Ama bazı şeyler değişmeden kaldı, Verne ve Méliès'nin hayal güçleri bile.
I am sorry having to disappoint Your Majesty, but the health condition of Her Majesty is unchanged.
Majestelerini hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm. Majestelerinin sağlık durumunda değişiklik yok.
And there will be little Scarlett - unchanged, unspoiled, unwed.
Ve küçük Scarlett de orada olacak. Değişmemiş, korunmuş ve evlenmemiş.
I see our young Brother is quite unchanged.
Genç kardeşimizin hiç değişmediğini görüyorum.
In quest of knowledge, I watched night create day while we seemed unchanged
Blginin arayışı içinde, biz değişmemişe benziyorken gecenin gündüzü yaratışını seyrettim.
I see that your inflexibility, too, remains unchanged.
- Dik başlı kişiliğinizin çok fazla değişmediğini görüyorum.
They might have stayed unchanged for a year, or a million years.
Orada bir yıldır hiç değişmeden duruyor olabilirlerdi ya da bir milyon yıldır...
Even though the patrician nobility had gained some ground, even if the administrators were slowly gaining privileges, the fundamental constitutional character was unchanged.
Aristokrat soylular biraz toprak kazanmış olsa da,... vasiler yavaş yavaş imtiyazlar edinmiş olsalar da bunların hiçbiri, anayasanın esasi yapısını değiştirmemiştir.
Unchanged. I am the third man in Reger's triad.
Reger'in üçlüsünün üçüncü adamıyım.
Hopefully unchanged!
Değişmememiz umuduyla.
Because his prestige is unchanged.
Çünkü, kendi itibarında bir değişiklik olmadı.
Status unchanged.
Değişiklik yok.
- Togliatti? Unchanged.
O değişmedi.
Its members are picked from the phonebook, from the list of local property owners and the electoral rolls, i.e., from classes which have a vested interest in society's remaining unchanged.
Üyeler telefon rehberinden yöre halkından, mal mülk sahibi olanlardan ve seçmen pusulaları, toplumun değişmez değerlerinde çıkarı olan sınıflardan seçilir.
Unchanged after two years.
İki yıl sonunda değişmedi.
Unchanged, do I say?
Değişmedi mi dedim?
The arrangements for that remain unchanged.
Onun için yapılan bağlantılar değişmedi.
The topography remains unchanged, yet on the Divine Julius'plan they were cutting through earth.
Arazi bilgisi değişmedi, aynı ancak, Tanrı Julius'un planında toprağı yarıp geçmek var.
My dear, his feelings for you are unchanged, you must know that.
Hayatım, sana olan duygularında bir değişiklik yok, bunu bilmen gerekir.
The words of Allah are unchanged.
Allah'ın kelamı değiştirilmemiştir.
Your condition remains unchanged.
Son analizlere göre, sizin durumunuzda bir değişiklik yok.
my condition is unchanged.
Durumumda değişiklik yokmuş.
There may have been some isolated incidents of insubordination, but our will to seek revenge is unchanged!
Başkaldırma hadiseleri yüzünden yalnız bırakılmış olabiliriz, Ama intikam alma kararımız değişmedi!
Try to believe my feeling for you. And my debt to you for the... protection in the beginning and now remains unchanged.
Sana olan hislerime, beni korumandan ötürü... minnettarlığıma ve asla değişmeyeceğine inanmaya çalış.
Surface conditions unchanged?
Oldukça... güzel. Yüzey koşulları değişmedi mi?
If these shadows remain unchanged, I see an empty chair where Tiny Tim once sat.
Bu durum değişmezse Minik Tim'in bir zamanlar oturduğu sandalye boş kalacak.
This year the lanterns remain unchanged
"Bu seneki fener festivalinde ise sabahladım!"
Corn remains unchanged.
Mısır değişmedi.
It's an old tradition, unchanged for years.
Bu teşkilatta yıllardır, değişmeyen bir bir gelenektir.
My plans remain unchanged.
Planlarım değişmedi.
Capsule pressure, unchanged!
Kapsül basıncı sabit!
- Unchanged.
- Değişiklik yok.
It's like you're trying to slip through life unchanged.
Sanki hiçbir şey değişmiyormuş gibi hayatına devam etmeye çalışıyorsun.
Status of the beings is unchanged.
Varlıkların durumu değişmedi.
General auto, 119 1 / 4. Unchanged.
General Auto 1.19 1 / 4 degişmedi.
Chicago pacific, 55 1 / 4. Unchanged.
Chicago Pacific 55 1 / 4, değişmedi.
- It remains unchanged.
- Hâlâ değişmedi.
Positronic activity unchanged.
Pozitronik etkileşim değişmedi.
The subspace signal configuration is unchanged.
Altuzay sinyalinin konfigürasyonu değişmedi.
Unchanged.
Değişmedi.
If our speed and course remain unchanged in one hour, the Enterprise will be torn apart by the gravitational forces of the cosmic string fragment.
Hızımız ve rotamız değişmediği takdirde 1 saat içinde Atılgan kozmik sicim parçasının kütle çekim kuvvetiyle parçalara ayrılacak.
- Course unchanged, sir.
Değişmedi.
And our opinion is unchanged.
Fikrimiz değişmedi.
The way of life remains unchanged for centuries.
Palmiye ağaçlarının hışırtısı altında hayat, yüzyıllar boyunca değişmeden kalır.
There are so many expectations, it's impossible to remain unchanged i'd like to live in a real world, not one of fiction and facades I live in Warsaw. I'm a sociologist I'm a person of some responsibility, and little sense of humour
Pek çok beklenti vardır. Ama imkansız hep orada durur. Gerçek bir dünyada yaşamak istiyorum.
Unchanged.
Değişiklik yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]