English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Uncontrollably

Uncontrollably translate Turkish

91 parallel translation
And I found myself laughing uncontrollably about it.
Bense kendimi kontrol edemez bir biçimde gülüyordum.
I don't know what happened to the other people, but I just started to cry uncontrollably.
Diğerlerine ne olduğunu bilmiyorum ama kontrolsüz bir biçimde ağlamaya başladım.
I mean, uncontrollably!
Yani kontrolüm dışındaydı!
She's gonna be uncontrollably spastic.
Kontrol edilmez bir spastik olacak.
Uncontrollably, I think- - [Gibberish]
Sen bir cücesin kontrol edilemez cinsten, sanırım biraz da nam yoho renge kyo. "
We rolled backwards, uncontrollably.
Kontrolsüz bir şekilde geri geri gittik.
He flopped on the floor, uncontrollably, okay?
Kontrolsüzce yere kapaklandı, tamam mı?
I find myself almost uncontrollably attracted to you.
Beni kontrol edilemez şekilde kendine çekiyorsun.
Oh, right. " Wept uncontrollably.
Tamam. "Kendime engel olamadan ağlıyorum." 06 : 15.
- I bawled uncontrollably.
— Kontrol dışı ve hıçkıra hıçkıra.
Uncontrollably.
Kontrol edilemez.
Typically, we start sneezing- - uncontrollably.
Genellikle biz, önlenemez hapşırmalar ile başlarız.
I'm starting to panic uncontrollably!
Kontrol edilemez bir şekilde paniklemeye başlıyorum!
She starts to laugh, but like... uncontrollably
Gülmeye başlıyor, ama kontrol edilebilir gibi değil.
-... now moving on all fours and wheezing uncontrollably his cellular structure will regress in a deluctnous mass of....
Dört ayak üstüne düşüp deli gibi hırıldarken hücresel yapı jölemsi bir kütleye...
my left arm shakes uncontrollably.
Bunu her söyleyişinde, sol kolum birden bire titremeye başlıyor.
I hate it, yet I'm uncontrollably drawn to it.
Nefret etsem de, elimde değil.
I could feel his body shake uncontrollably beneath mine.
Vücudunun kontrolsüzce benimkinin altında titrediğini hissedebiliyordum.
All of a sudden, I started shaking uncontrollably.
Birdenbire kontrolsüzce titremeye başladım.
He's sitting on this park bench and he's crying uncontrollably, right?
Yaşlı bir adam varmış, bankta oturup hüngür hüngür ağlıyormuş.
It was uncontrollably physical.
Fiziksel olarak kontrol edilemez.
I mean, this guy is perseverating. Uncontrollably kicking at the seat.
Kontrolü dışında koltuğu tekmeliyordu.
The disease is far enough along that his hands tremble uncontrollably.
Hastalığı, ellerinin kontrolsüzce titremesine yol açacak kadar ilerlemiş durumda.
He could bleed uncontrollably here.
- Bunu ameliyathanede yapmak zorundayız Burada yaparsak, kanaması kontrol altına alınamayabilir
I haven't picked it up for 2 weeks, and I caught him blinking uncontrollably.
İki haftadır yaptıramadım ve gözünü kontrolsüz şekilde kırparken yakaladım.
My eyes, my heart, my whole being is dancing uncontrollably with joy at being together with the man that I love.
My eyes, my heart, my whole being is dancing uncontrollably with joy at being together with the man that I love.
I've taken heroin, speed, uppers, downers, blues... morphine, methadone, mushrooms, Quaaludes... acid, valium, barbitures, straight LSD, marijuana... marijuana laced with opium. Nembutone, mescaline, of course... and medicinal methaqualone... which made me shake uncontrollably for 6 days and vomit on the hour.
Eroin, yavşanotu, alçaltan, yükselten, blues, morfin metadon, mantar metil alkol, asit, Valyum, barbiturat, sek LSD marihuana, afyonla harmanlanmış marihuana Nembutal meskalin, tabii ayrıca tıbbi metakalin kullandım ki bu altı gün titreyip, saatte bir kusmama neden oldu.
16, 00 : 40 : 59 : 04,... and an uncontrollably horny cop, 16, 00 : 41 : 01 : 16, a slave to his dick.
"Birazdan evde olacağım... ve seni seviyorum. Tamam mı?" ... ve kontrol edilemez şekilde azmış... uçkurunun kölesi olmuş polis tipi.
But what they don't tell you is that pills and alcohol... almost always cause you to retch uncontrollably.
Ama sana söylemedikleri şey, alkol ve hap birlikteliği gahri ihtiyari kusmana neden oluyor.
Considering we've lost communication with the engineer we are standing totally exposed on the front of the locomotive the train appears to be accelerating uncontrollably and we are rapidly approaching Glacier Gulch which happens to be the steepest downhill grade in the world I suggest we all hold on tightly.
Makinistle iletişimimizin kaybolduğu gözönünde bulundurulursa lokomotifin önünde korunmasız durumdayız tren kontrolsüz bir şekilde hızlanıyor ve dünyanın en dik buzul vadisine doğru hızla yaklaşıyoruz hepimizin sıkıcı tutunmasını tavsiye ediyorum!
Oh, uncontrollably, incontinently rich.
Aklının alamayacağı kadar zengin.
The veins of the esophagus become engorged and fragile and can bleed a lot, sometimes uncontrollably.
Yemek borusu damarlarını tıkayıp çatlatabilir. ve çok fazla kanama yapar, bazen engellenemez.
Enjoys cooking and walking on the beach and sobbing uncontrollably at the drop of a hat.
Yemek yapıp, sahilde yürüyorlar ve kontrol edilemeyen bir hıçkırıkla ağlıyorlar.
At first, she just sobbed uncontrollably.
Başta, kontrolsüzce hıçkırıyordu.
I assume your telling me this without twitching uncontrollably means the Toa have already been captured.
Sanırım bunu bana bir yerlerin kontrol dışı seğirmeden söyleyebilmen Toalar'ın çoktan yakalandığına alamet.
Just thinking about it makes me shake uncontrollably!
Bunu sadece düşünmek bile ürpertiyor!
... levitate and spin uncontrollably!
... havaya yükselmeliyiz ve kontrolsüzce dönmeliyiz!
Listen, Bruno... Andrea sobs uncontrollably almost every night because he's lost a small piece from a toy.
Bruno, dinle Andrea, neredeyse her gece bir oyuncağın küçük bir parçasını kaybettiği için kendinden geçercesine ağlıyor.
Her arms spasm uncontrollably and there's a mild facial twitch.
Kol spazmlarına, kontrol edilemez ve hafif bir yüz seğirmesi eşlik eder.
I sweat uncontrollably!
Kontrolsüzce terliyorum!
It's capable of making a Tokoyami grow uncontrollably.
Tokoyami'nin kontrolsüzce büyümesine yardım ediyor.
Initially, the subject becomes uncontrollably truthful.
İlk başta, kurban kendini kontrol edemeyecek şekilde doğru söylemeye başlar.
I was just wondering. What does it mean when someone starts crying uncontrollably after sex?
Merak ediyorumda, sex ten sonra birinin anlamsız birşekilde ağlaması ne anlama gelir?
Worst of all, in the afternoons I... I simply want to weep uncontrollably.
Hepsinden kötüsü, öğleden sonraları elimde olmadan öylece ağlamak istiyorum.
Given that, we fear that the genetic resources of traditional corn will be uncontrollably affected.
Bu dikkate alındığında,.. ... geleneksel mısırın genetik hazinesinin kontrol edilemez bir şekilde etkilenmesinden korkuyoruz.
Now, after enough exposure, the body adopts the new frequency and then starts phasing uncontrollably.
Yeterli süre maruz kalınınca vücut bu yeni frekansı benimsiyor ve kontrol dışı dönüşüm başlıyor.
Every test subject ended up phasing uncontrollably.
Her denek nihayetinde kontrol dışı dönüşüme uğradı.
You've been shaking uncontrollably.
Kontrolsüz şekilde titriyorsun.
Homeless guy, uncontrollably hacking up blood.
Evsiz herif kontrolsüz kan öksürüyordu.
The first wart appeared shortly afterwards and began to spread uncontrollably.
İlk siğil hemen ardından belirmiş ve kontrol edilemez şekilde yayılmaya başlamış.
She's sobbing uncontrollably.
Hıçkırıklara boğuldu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]