English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Undeserved

Undeserved translate Turkish

46 parallel translation
What an undeserved honour, Caesar sending so great a soldier to govern our poor provinces.
Sezar'ın zavallı vilayetlerimizi yönetmesi için böyle ünlü bir asker göndermesi ne büyük onur.
If grace is given to us merely to shore up a clear conscience, if it's undeserved, just an excuse to justify everything -
Şayet erdem bize sadece vicdanımızı rahatlamak için verilseydi yani hak etmeseydik, sadece her şeyi savunmak adına bir mazeret olurdu.
But how much harder when one knows the banishment is undeserved?
Sürgünün haksız yere yapıldığını bilmek, çok daha zor.
Seldom is it undeserved.
Bunu hak etmedikleri de nadirdir.
"We are convinced that we should improve the fate of the lower class because a large part of them live in undeserved misery."
"Şundan hiç şüphemiz yok ki, alt tabakanın durumunu... iyileştirmemiz gerekiyor, çünkü onların büyük bir kısmı... haksız bir sefalet içinde yaşıyorlar".
And you know the cost of that door is coming right out of your meager but undeserved paycheck on account of I got the Save-The-Eagle foundation doing a fucking tango up and down my Hershey Highway!
O kapı vasat maaşından kesilecek! Kartal Vakfı, barsaklarımda tango yapıyor!
And thanking Thee for the undeserved gift of Thy salvation.
Ve senin hak etmediğimiz şekilde bizi günahlarımızdan arındırmana teşekkür ediyoruz.
We recognize it, like love, completely undeserved.
Hem kendimizde, hem de başkalarında. Onu aşk gibi tanırız. Tamamen, hak edilmemiş.
It's not entirely undeserved.
Gerçi, bunu hiç hak etmediğimi söyleyemem.
I view every microt, as a generous yet undeserved gift from the goddess.
Her saniyeyi Tanrıçadan gelen hak etmediğim bir hediye olarak değerlendiriyorum.
I don't wanna talk about sudden, undeserved commercial success.
ani, hakedilmemiş ticari başarı değil konuşmak istediğim.
It's an undeserved reputation.
Hakedilmemiş bir ünümüz var.
THE ONE WHERE I WEAR A SUIT, AND CRUNCH NUMBERS, AND TREAT THE CLIENTS WITH UNDESERVED RESPECT?
Takım elbise giyip rakamlarla uğraştığım, ve yalandan müşterilere hak etmediği saygıyı gösterdiğim ben mi?
- Undeserved.
- Hak etmedin.
My demotion was undeserved, and every day I'm here, I'm reminded of that.
Benim rütbe düşürülmem doğru değildi, ve burda olduğum her gün bunu hatırlıyorum.
Oh, and don't forget to walk around with an undeserved sense of accomplishment.
Oh, ve şu başarma hissinin üstesinden gelme duygusuyla etrafta yürüme.
The pain so unexpected and undeserved had, for some reason, cleared away the cobwebs.
Acı öylesine beklenmedik ve haksızdı ki bir nedenle örümcek ağlarını temizledi.
You know, techno has a bad reputation, but I think it's undeserved.
Biliyor musun tekno müzik hak etmediği kötü bir üne sahip.
May he find undeserved bliss Wherever he goes.
Umarız ki, aradığı saadeti gittiği her yerde bulsun.
My point is if Koothrappali is moving on to a new life of shallow undeserved fame, perhaps this is an opportunity to create a better cohort.
- Ana fikir şu, Koothrappali haketmediği sığ bir ünün getirdiği hayata yelken açıyor, belki de bu, yeni bir arkadaş grubu yaratmanın tam sırasıdır.
Maybe students whose grades they might have felt were undeserved.
Belki notlarını hak etmediklerini düşünen bazı öğrenciler.
Okay, so this guy's reputation is totally undeserved, right?
Pekala, bu adam haksız yere bu şekilde ünlenmiş değil mi?
I'm sorry, but when I hear an undeserved compliment, it makes my ears wanna throw up.
Özür dilerim ama hak edilmemiş bir iltifat duyduğumda kulaklarımın kusası geliyor.
You don't like me smashing All your undeserved, unearned smarmy awards?
Hak etmediğin, kazanmadığın kolpa ödülleri kırmam hoşuna gitmedi mi?
Unless, of course, your reputation for solving protein-manufacturing problems is undeserved.
Tabii ki, protein üretim sorunlarını çözme ününüz haksız değilse.
" Victory is never neutral or undeserved.
"Zafer, hiçbir zaman tarafsızların ya da hak etmeyenlerin olmaz".
Victory is never neutral or undeserved.
Zafer hiçbir zaman tarafsızların ya da hak etmeyenlerin olmaz.
I also now have three points on a driver's license I do not yet possess and I was forced to issue an undeserved apology because I refused to urinate in a stainless-steel bowl in front of criminals.
Ayrıca henüz sahip olmadığım ehliyetimden de üç puan ceza aldım ve suçluların önünde paslanmaz çelikten bir kâseye çişimi yapmayı reddettiğim için de hak edilmemiş bir özrü dilemeye zorlandım.
Those who do, tend to weave them to undeserved advantage, hmm?
Those who do, tend to weave them to undeserved advantage, hmm?
One I fear undeserved. Yet he is a difficult man to turn from.
Korkarım hak etmedik fakat kendisi reddetmesi zor biri.
That's $ 100,000 that Ray promised you for this bear, that you stored illegally in your garage, an undeserved sentence for such a magnificent creature.
100,000 dolar Bu Ray'in sana ayı için söz verdiği, senin yasadışı garajda sakladığın, Böyle muhteşem bir yaratık için hakedilmemiş bir karar.
The honor is undeserved. But thank you.
Hak edilmeyen bir onur, ama çok teşekkür ederim.
This day grants undeserved honor.
Gün hak etmediğim bir onuru beraberinde getirdi.
So, the last thing I want is for you to feel like this was handed to me undeserved.
Bu yüzden istediğim son şey hak etmediğim bir işi aldığımı düşünmeniz.
You have exposed this office and the University to a completely undeserved scandal.
Bu makamı teşhir ettin... ve üniversitemiz bu skandalı hiç hak etmiyor.
You ever feel like the title doctor Might be slightly undeserved in your case?
Hiç doktor ünvanını azıcık da olsa hak etmediğini düşündüğün oluyor mu?
But not perhaps wholly undeserved.
Ama belki de çok da haksız değil.
Shit load of undeserved applause.
Haketmedigin bir sürü boktan alkiş. Havuç kafa gibi olursun.
But looking forward to a life of... perhaps undeserved happiness has brought you closer to Him.
Ancak belki de hak edilmemiş mutlu bir hayat arayışı seni O'na yaklaştırdı.
It's so undeserved.
Hiç hak edilmemiş bir gol.
"Undeserved love will take away peace of mind."
# İçinden gelen sevgiyi hak eden ben değilim #
Now, I didn't save his life so he could suffer undeserved persecution.
Haksız yere zulüm görsün diye kurtarmadım ben onun hayatını.
The world has lavished you with undeserved favor.
Dünya sana haksız yere bolca ayrıcalık tanımış.
Yeah, well, congrats on the undeserved promotion.
Evet, hak edilmemiş terfi için tebrikler.
Surprising to many, but definitely not undeserved. - Are they playing at the Park?
Kendi sahalarında mı oynuyorlar?
Perhaps undeserved.
Birbirimize hediyelerimiz var

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]