Undesirable translate Turkish
162 parallel translation
I am writing you in regard to your undesirable attentions to Miss Gilda Farrell.
Size, Bayan Gilda Farrell'a karşı olan istenmeyen ilginiz sebebiyle yazıyorum.
Undesirable attention to Miss Gilda Farrell.
Bayan Gilda Farrell'a karşı olan istenmeyen ilgi.
Mr. Chambers, your attentions to Gilda are undesirable.
Bay Chambers, Gilda'ya karşı olan ilginiz oldukça nahoş.
We seem to be rather undesirable characters.
Sanırım burada istenmiyoruz.
Don't you think that calling the police might result in a lot of well, undesirable publicity? Remember the name of Phelps.
Sence de polisi aramamız kötü sansasyon yaratmaz mı?
I'm quite sure you'll agree with me that any discussion of marriage between them would be most undesirable.
Ancak eminim siz de benimle aynı fikirdesiniz, böyle bir evlilik nahoş bir durum olur.
After living in the U.S.A. for more than 30 years... ... they called me an undesirable alien.
ABD'de 30 yıldan fazla yaşadıktan sonra bana istenmeyen yabancı dediler.
You exercise an influence over your fellows that seems incomprehensible but is nevertheless undesirable
Kanımca, sınıf arkadaşlarınıza olan etkiniz pek de tekin değil. Oldukça sağlıksız - ama bu da olabilir.
" Even if he were a superman, it would still be highly undesirable...
Kaldı ki süperman bile olsa onu buradan söküp atmalıyız.
They are thoroughly undesirable. The long run.
Tümüyle istenmeyen kişiler.
But we don't like undesirable characters.
Ama biz sakıncalı karakterleri sevmiyoruz.
But it does seem a little hard on Jenkins, undesirable as he is.
Fakat Jenkins için biraz zor görünüyor, hoş olmasa da.
I was just picked because Captain Sancy said I was a social undesirable.
Yüzbaşı Sancy'nin beni seçme sebebi toplumun beni istememesiymiş.
Me, a social undesirable.
Beni toplum istemiyor.
Unequipped and undesirable to men
İstemez bir erkek onu
Sentences were passed against defendants just because they were Poles or Jews, or politically undesirable.
Sadece Polonyalı, Yahudi veya politik karşıt oldukları için....... savunmalar dinlenmiyor cezalar uygulanıyordu.
A drunken prostitute is a liability undesirable because she creates scenes
Bir rezalet çıkarabileceği endişesi yüzünden, hiç kimse sarhoş bir fahişenin sorumluluğunu üstlenmek istemez.
278 were imprisoned, 1300 were classified as undesirable.
278'i tutuklandı, 1300 tanesi ise istenmeyen adam ilan edildi.
To some of those in power, I'm politically undesirable.
İktidardakilerden bazılarına göre ben siyasi olarak istenmeyen biriyim.
Mm-hm. Undesirable.
İstenmeyen.
Somniology, the science of dreams, has now progressed to where we are able to rid patients of undesirable dreams and replace them with ones beneficial for the dreamer's psychological stability and productivity.
Uykuloskopi bir rüya bilimidir. Artık hastalarımızı rahatsız edici rüyalardan kurtarmış, yerini ruhsal huzur ve üretkenliğe bırakmış durumdayız.
What we call undesirable aliens who've outstayed their welcome.
Misafirliğini fazla uzatan, arzulanmayan yabancılar dediğimiz kişilerle.
Would you call Dieter desirable or undesirable?
Sence Dieter arzu duyulan biri mi, arzulanmayan biri mi?
Do you find me undesirable?
- Beni cazip bulmuyor musun?
Associating with those undesirable, scatterbrained apes.
Nahoş, dağınıkbeyinli maymunlarla tanıştı.
Those are undesirable qualities.
Bunlar arzu edilmeyen özelliklerdir.
Those two are undesirable persons for us.
Bunlar bizim için istenmeyen kişiler.
Undesirable persons!
İstenmeyen kişilermiş!
By the way, there's a very undesirable person I want you to take care of.
Bu arada ilgilenmeni istediğim çok sakıncalı biri var.
It's bound to be possibly undesirable, but still an experience of some sort.
Kesinlikle şart değil ama biraz tecrübeli olmanın faydası olabilir.
Sometimes undesirable attention, Lieutenant.
Bazen de istenmeyen ilgiyi çekiyor, Teğmen.
Oh, if I believed that, the United States government should ship me back to Scotland as an undesirable due to mental incompetence.
Şayet Amerika Birleşik Devletleri hükümetine inansaydım zihinsel yetersizliğim nedeniyle istenmeyen bir şekilde İskoçyaya geri gönderilirdim.
Never with the thought - it never occurred to us - that we might arrogantly talk about exterminating anybody who didn't happen to have been born with a white skin, or who was culturally inferior to us or was undesirable.
Asla şöyle bir düşüncemiz yoktu, hiçbir zaman da olmadı : Beyaz tenli olarak doğmayan birinin, ya da alt kültüre mensup olan veyahut hoşlanmadığımız birinin kökünü kazımak gibi, mağrur bir duruşumuz olmadı.
They dismissed him in'36 as an undesirable!
1936'da, onu sakıncalı bulup kapı dışarı ettiler!
You've been declared undesirable aliens.
İstenmeyen yabancılar ilan edildiniz.
A war against Mehmed is undesirable.
Mehmed'le savaşmak istenmeyen bir şey.
Carla, I can see that, but stop feeling you're undesirable.
Carla, öyle düşünme nedenini görebiliyorum ama nahoş biri gibi hissetmeyi bırak.
I used Guttaz to meet you, so I can't count him as an undesirable.
Seninle tanıştırdığı için, Guttaz'ı istenmeyen adam sayamam.
Nothing but trouble, everyday... till he was declared undesirable, a public threat.
Her gün, beladan başka bir şey yok Ta ki, istenmediği, bir tehdit olarak görüldüğü bildirilene kadar.
I found an undesirable lurking about by the gates.
Kapıda yardım bekleyen zor durumdakilerin pek nahoş bir durumda olduklarını duydum.
An undesirable?
Nahoş öyle mi?
Unfortunately, I cannot unlive the years I lived before I met you... and during those years I had a wide acquaintance... the majority of whom were no doubt undesirable in one respect or another.
Ne yazık ki sizinle karşılaşmadan önceki hayatımı silip atamam. Ve bu geçmiş yıllar boyunca çok insanla ahbaplık ettim. Bu ahbapların çoğu da şu veya bu şekilde sakıncalı kişilerdi tabii ki.
- Some undesirable carpetbagger... I think.
- Beklenmedik bir fırsat düşkünü sanırım.
Mrs. Creswood would then proceed... to weed out those she felt were undesirable.
Bayan Creswood isteksiz bulduklarını... ayıklamaya başlıyor.
Why should I be deprived of a good education just because I am geographically undesirable?
Sırf yaşadığım yere uzak diye neden iyi bir eğitimden mahrum kalayım?
They got so many ways on the books to lean on an undesirable.
İstenmeyen birini köşeye sıkıştırmak için kanunda pek çok yol vardır.
And that allows us to explore a contemporary theme... which is very close to Miss Talbert's heart... today's woman as she gets dried-up, old and sexually undesirable.
Ki bu, yaşı başı geçmiş ve cinsel çekiciliğini kaybetmiş olan Bayan Talbert'a daha uygun.
Undesirable.
Olmaz.
"Undesirable guests."
"Davetsiz Misafirler"
"These undesirable guests disappear as fast as it appears..."
Bu istenmeyen misafirler tarım, sağlık ve hatta "çalıyanların"...
We can look to our own for impregnation, but too much of that sort of thing gets... undesirable.
Burada birinden hamile kalabilir ama sürekli aynı kişiler olunca verimli olmuyor.