English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Undiagnosed

Undiagnosed translate Turkish

75 parallel translation
Requesting quarantine facility for two, possibly three victims with undiagnosed infection or exposure to unknown biological vectors.
Teşhis edilmeyen bir enfeksiyona ya da bilinmeyen biyolojik bir faktöre maruz kalmış iki ya da üç kurban için karantina ekipmanı istiyoruz.
This coincides with the development of a severe and undiagnosed flu-like ailment..... affecting the children believed to have been inoculated, and some local families.
Bu olayla aynı zamanda ortaya çıkan, gribe benzeyen bir hastalık aşılamanın yapıldığı çocuklarda ve o bölgede yaşayan birkaç ailede görüldü.
- Betsy's in the advanced stages of an undiagnosed cancer ailment.
Betsy'de tanımlanmamış bir kanser türünün son fazları mevcut.
I believe him to be an undiagnosed manic depressive.
Teşhis konmamış bir manik depresif olduğuna inanıyorum.
You know, I think my father could have Been an undiagnosed manic-depressive.
Biliyor musun, babamın da manik depresif olabileceğini düşünmüyor değilim.
Correction : I have discovered a heretofore undiagnosed condition.
Teşhis edilemeyen bir hastalık keşfettim.
He was suffering from undiagnosed encephalitis.
Teşhisi konulmamış beyin iltihabı varmış.
It could be indicative of undiagnosed thrombocytopenia. - You know, low platelets.
Thrombocytopenia'nın göstergesi olabilir.Bilirsin.Trombosit azlığı.
He had an undiagnosed brain disease.
Beyninde teşhisi konulamayan bir hastalık vardı.
Undiagnosed, syphilis can lead to blindness, insanity and death.
Tedavi edilmezse körlüğe bile yol açabilir.
The brother had an undiagnosed hepatoma that was transplanted with his liver.
Erkek kardeşte teşhis edilmemiş karaciğer kanseri vardı ve karaciğer kız kardeşe nakledildi.
Like hives, scabies, rabies, some undiagnosed disease.
Bit, uyuz, kuduz ya da teşhis edilememiş bir hastalığı.
There's a cause for your wife's valve failure that remains undiagnosed.
Karınızın kalp kapakçığının bu kadar hızlı bozulmasının bir nedeni olmalı.
Well, it might give us an extra day or two, but... no procurement agency is going to let a liver go to a patient with an undiagnosed, pre-existing- - hannah and I have the samelood type.
Fazladan bir ya da iki gün daha verir, fakat hiçbir organ nakli kurumu tanısı konulmamış hastalığı olan birine karaciğer vermez. Hannah'la kan gruplarımız aynı.
Hey, I had an undiagnosed sleep disorder. And a lot of shopping to do.
Benim tanı konamamış bir uyku bozukluğum ve yapmam gereken bir sürü alışveriş vardı!
- Undiagnosed sickle beta thal.
- Teşhis konmamış beta talasemi.
You have chicken pox. And probably an undiagnosed mental illness.
Suçiçeğisin, ve tedavisi olmayan bir akıl hastalığın var.
The chances of him having an undiagnosed pathology for that long...
- Tanı konulmadan bu kadar yıl geçme şansı -
You want patients with weird, undiagnosed symptoms? You get five files like that on your desk every morning.
Garip, tanı konulmamış semptomları olan hastalar istiyorsan her sabah masanda beş tane öyle dosya oluyor.
And leaving him undiagnosed is what, altruistic?
Ya onu tanı koymadan bırakmak ne fedakârlık mı?
He's now heading home completely undiagnosed.
Şu an tanı konulmamış bir şekilde evine doğru gidiyor.
Her mom was an undiagnosed schizophrenic.
Annesi, tanı konmamış bir şizofrendi.
Good thing we don't have a suicidal patient with a horrific, undiagnosed pain disorder.
İyi ki, teşhis edilmemiş korkunç ağrı bozukluğu olan intihara meyilli bir hastamız yok.
It was rather routine. Until we discovered small numbers were suffering from an undiagnosed illness that was originally thought to be fatigue.
Sıradan bir çalışmaydı ama bazıları teşhis edilemeyen bir hastalığa yakalandı.
Robert Mifflin had a great life, but unfortunately had undiagnosed depression, which over 9 million Americans suffer from and is very treatable.
Robert Mifflin harika bir yaşam sürdü. Ancak maalesef, dokuz milyonun üzerinde Amerikalının yaşadığı tanımlanamayan bir depresyon geçiriyordu ki aslında tedavi edilebilirdir.
These things can go undiagnosed forever.
Böyle şeylerin hiç teşhis edilmediği zamanlar var.
My guess is undiagnosed ptsd, complicated by his upbringing.
Bence teşhis edilmemiş PTSD, bir de yetişme tarzı var. Yetişme tarzına ne olmuş?
And you have an undiagnosed heart problem That could kill you at any moment.
Senin de seni her an öldürebilecek tanısı konmamış bir kalp problemin var.
Look, I'm not ruling out that he has tendencies, but we might be dealing with some undiagnosed, high-functioning autism.
Bak, bu göstergelere dayanarak bir anlam çıkartmam mümkün değil ancak, takıntılarına bakacak olursak sıra dışı, hatta ileri derecede otistik biriyle karşı karşıyayız gibi duruyor.
Undiagnosed low-spectrum autism, a little obsessive-compulsive...
Otistik bir çocuk ve biraz da takıntılı bir sevgi...
And the guy died in jail of an undiagnosed brain tumor. Hmm.
Adam da hapishanede teşhis edilemeyen bir beyin tümöründen ölmüş.
There are milder forms of it and these things go undiagnosed.
Ama otizmin hafif türleri de var ve teşhis edilemeyebilir.
Guess I must have some undiagnosed brain injury,
Fırsatın vardı. Sanırım bilinmeyen bir beyin hasarı yaşamışım.
It's a degenerative brain disorder that probably went undiagnosed for at least a year.
Dejeneretif bir beyin hastalığı muhtemelen son bir yıldır teşhis edilememiş.
Next headline is gonna be "Moron goes undiagnosed " because doctors won't talk about his ear pain. "
Bir sonraki başlık şöyle olacak ; "Doktorları kulak ağrısını konuşmadıkları için geri zekâlı tanı konulmadan öldü."
I'd just like to say, from my experience, that there are a number of different types of mental illness which could go undiagnosed for long periods of time.
Deneyimlerimden yola çıkarak ruh hastalıklarının birçok farklı türü olduğunu söyleyebilirim bazıları uzun süre teşhis edilemezler.
Me too. It's like an undiagnosed disease.
Bu tanı koyulamayan bir hastalık gibi.
Phil, I think that you have an undiagnosed case of Asperger's syndrome.
Bence sende teşhis konmamış Asperger's sendromu olabilir.
But how has a ten-year-old go undiagnosed till now?
Ama 10 yaşına kadar nasıl teşhis konulmamış?
Undiagnosed bipolar.
Manik depresifmişsin.
It's gone undiagnosed for years and this was a cry for help.
Yıllarca teşhis konulmadığı için bu bir yardım çığlığı.
Which went undiagnosed until it presented with psychosis.
Psikoz ile ortaya çıkmadığı sürece de tanı konulamadı.
He has previously undiagnosed open-angle glaucoma.
- Görme yeteneği. Adamda göz tansiyonu var.
Mr. Langley has previously undiagnosed open-angle glaucoma.
Mr. Langley'in son dönemde gözünde glokom hastalığı tespit edilmiş.
Mr. Langley has previously undiagnosed open-angle glaucoma.
Bay Langley'e daha önce açık açılı glokom teşhisi konulmuş.
Even if John Doe's condition's undiagnosed, walking around as Celeste and Max is bound to get him noticed.
John Doe'un durumunun tanısı konulmamış olsa bile ortalıkta Celeste ve Max diye gezmek onun dikkatini çeker.
Sixyear-old girl, respiratory distress, History of undiagnosed seizures.
Altı yaşında kız, solunum sıkıntısı çekiyor önceden de teşhis konmamış nöbetler geçirmiş.
And I am starving'cause all you have to eat in your house is your pet rabbit, and I'm an undiagnosed hypoglycemic.
Açlıktan da ölüyorum ayrıca. Çünkü evinizde evcil tavşanınızdan başka yiyecek bir şey yoktu. Ve teşhisi koyulmamış bir hipoglisemiye sahibim.
It went undiagnosed.
Tanı koyulamadı.
My theory, and I'm serious is that he's got some kind of pervasive developmental disorder or even undiagnosed atypical autism.
Ciddiyim, teorime göre onda nadir görülen, her yere sinen gelişme bozukluğu var. Hatta teşhis konulmamış atipik otizm.
An undiagnosed Learning disability
- Hayır, yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]