Undrinkable translate Turkish
29 parallel translation
It's undrinkable!
Bu içilemez mi!
Tell our friends, family and friends the wine is drawn August 12 and is undrinkable.
Arkadaşlara ve ailene söyle, 12 Ağustos'ta şarap süzülür ve içilemez.
It will be undrinkable.
İçmek mümkün değil.
Well, this mixture that he calls wine is undrinkable.
Bu şarap dediği karışım içilecek gibi değil.
Oh, it's not charity. I find it undrinkable.
Oh bu sadaka değil, ben bunları içilemez buluyorum.
And undrinkable.
Ve içilemez.
God, this is undrinkable.
Tanrım, bu hiç de içilebilir değil.
And I " ve got 200 bottles of very expensive wine reaching an undrinkable temperature up there.
Ayrıca yukarıda 200 şişe çok pahalı şarap... içilmeyecek kadar ısınıyor.
It's undrinkable.
Bu içilemez.
The house is falling apart, the vineyard makes undrinkable wine.
Ev dağılıyor, bağın şarabı içilmez.
All the others are undrinkable!
Diğerleri içilecek gibi değil!
Unlike this bloody wine, which is undrinkable!
Bu içilemez kahrolası şarap gibi değil!
- It was, it's undrinkable.
- Öyle, içilecek gibi değil.
Quite simply : it is undrinkable.
Kısaca içilemez hâlde.
Why's she make such a drama about garbage? Your scotch is undrinkable.
niye çöp hakkında bu kadar dramatize oluyor ki bu viski içilcek gibi değil.
And undrinkable.
- Ve içilebilir.
Let's see, iron deposits in McKee's pond, so the water's undrinkable.
Bir bakalım, McKee gölünde demir birikintileri var, yani su içilmez.
And our water supply will become undrinkable.
Ayrıca su kaynakları içilemez hale gelecek.
And undrinkable coffee.
Ve içilmeyen kahvelere.
So it's undrinkable.
Oyleyse icilemez.
Thank God,'cause this drink is undrinkable.
Çok şükür, çünkü bu içki içilemeyecek durumda.
Missing children, murder, undrinkable water, and so those trees hugs...
Kayıp çocuklar, cinayet, içilemeyen su ve şu çevreciler...
- This is undrinkable now.
- Bu artık içilmez de.
That said, it's probably undrinkable by now so I also brought you an'82 Brunello as a backup.
Ama şu an bu içilemiyordur, o yüzden sana yedek'82 Brunello getirdim.
That's why it's undrinkable.
- Anlıyorum. O yüzden içilemez.
See, the first time they distill the grapes, it comes out as this basically undrinkable wine.
Üzümü ilk damıttıkları zaman, ortaya temelde içilemez şarap çıkar.
It's undrinkable.
İçilecek şey değil.
Coffee here's undrinkable anyway.
Bu yüzden susuz kalmayın ve fazla kafein almayın. Zaten buradaki kahve içilecek gibi değil.
Some types out there even we believe in the same field some believe undrinkable unless an air conditioner for them
Onlar bizim iki katımız olabilir ama onlar bizim gibi değil