English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unencumbered

Unencumbered translate Turkish

71 parallel translation
You felt free, unencumbered.
Kendini ipoteksiz, özgür hissettin.
You see, I discovered long ago I had the ability to channel my darker thoughts, my unwanted emotions to others, leaving me unencumbered.
Görüyorsunuz, uzun zaman önce, karanlık düşüncelerimi, istenmeyen duygularımı, kendimi serbest bırakarak, başkalarına yönlendirme yeteneğim olduğunu keşfettim.
Where could we look to find a simple, unencumbered and spontaneous relation... to our fellows and the world?
Dünya ile aramızdaki gibi basit, dolaysız ve doğal bir ilişkiyi nerede bulacağız? Nerede?
Someone who is unencumbered by any emotional attachment.
Öyle birisi ki hayatında hiç bir duygu barındırmamış.
Right now, we're just two unencumbered consenting adults.
Şu an biz, ayağına dolaşacak hiçbir şey olmayan istekli iki yetişkiniz.
And what is it to cease breathing... but to free the breath from its restless tides... that it may rise and expand and see God unencumbered?
Nefes almamak nedir ki nefesi özgürleştirmek huzursuz gelgitlerinden ve nefesin yükselip, gelişmesine izin vermek... ve tanrıyı görmekten başka?
Sex unencumbered by need.
İhtiyaçlarla ipoteklenmemiş cinsellik.
An avatar unencumbered by cleavage?
Dekolte giymesi serbest olan bir vücut mu?
Llosa ask her whether she wouldn't feel more comfortable unencumbered by all that clothing. You just...
Llosa ona tüm bu elbiseler olmadan kendini daha rahat hissedip hissedemeyeceğini sorsan.
We'II be like the cockroaches - totally unencumbered.
Biz de hamamböcekleri gibi olacağız - tamamen engelsiz.
When I hired you for this job, you were totally unencumbered.
Seni işe aldığımda hiçbir bağın yoktu.
And because i wished to stay here unencumbered when i should be caring for the child.
Çocuğa bakmam gerekirken, ayak bağı olmadan... burada kalmayı arzulamıştım.
Sally forth to meet the great man with unencumbered thoughts?
Sally, gel de borç tasası olmayan şu adamı karşıla.
As you can see, since launching the first Kiddie Kastle project three years ago we've had nothing but unencumbered profit margins.
Gördüğünüz gibi, piyasaya açılmadan önce yani ilk lunapark projesinden üç yıl önce elimizde serbest kâr marjlarından başka hiçbir şey yoktu.
Unencumbered, in this, my new laboratory.
Borçsuz bir şekilde burada, yeni laboratuvarımda.
Actually, unencumbered by the continual need to explain things to you, - I've actually made remarkable progress.
Aslında, yaptığım işleri sana açıklama ihtiyacının azalmasından dolayı gözle görülür bir ilerleme kaydettim.
We know that a Replicator mind can be digitised and transferred from one body to another, but I've discovered a way that will allow us to exist indefinitely as fields of energy, effectively uploading ourselves into sub-space where we'll be free to move about the galaxy unencumbered by physical existence.
Bir Çoğalıcı zihninin dijital hale gelip bir bedenden başka bir bedene aktarılabileceğini biliyoruz, ama ben enerji halinde sonsuza dek kalmamızı sağlayacak bir yöntem keşfettim, kendimizi altuzaya yükleyerek, orada fiziksel varlığımız tarafından engellenmeden galaksiyi dolaşabileceğiz.
I love their vacant, trusting stares, their sluggish, unencumbered minds, their unresolved daddy issues.
Güven dolu o bön bakışlarını, ağır işleyen, serbest akıllarını, çözülememiş baba sorunlarını seviyorum.
* All your dreaming Unencumbered *
Tüm hayalların serbest olsun
Time to focus on a new, unencumbered future.
Yeni ve serbest bir geleceğe odaklanma zamanı.
You know, unencumbered by a tube it is an awful lot Join in I used to do this as a kid
Hiç kullanılmamış bir tüpün içeriği gerçekten çok fazla.
I wanted him to start his married life unencumbered.
Onun evlilik hayatına borçsuz başlamasını istedim.
He's dreaming of his glory days when he was unencumbered with wife and family.
Karısı ve ailesiyle beraber borçsuz olacağı zafer günlerinin hayalini kuruyor.
Arrive exactly at the appointed time, unencumbered.
Tam buluşma zamanında gel, kimse olmasın.
Then I can attend tonight's thaw fest unencumbered by... hostile feelings of injustice.
Böylelikle ben de akşamki yaz festivaline adalatsizliğe karşı öfke duyarak gitmemiş olurum.
Unencumbered young man with... stacks of cash.
Borcu olmayan destelerce parası olan bir genç adam.
Someone is unencumbered if he isn't dogmatic, but can also... face a situation with a talent for improvisation.
Tanınmayan birini bulmak gerekti. Sadece teoriye bağlı kalan biri değil, aksine... dramatik ve duruma pratik yaklaşma yeteneği olan biri.
We're two men on the open road, free and unencumbered. Oh.
Uzun yola çıkmış özgür ve ipoteksiz iki erkeğiz.
Unencumbered by instruments.
Enstrüman engeli olmadan.
You are aware that said relationship would go horribly awry once you realised I was truly single, unencumbered, free to love you and be with you for the rest of my life.
Bu, sözde ilişkinin sen, benim tamamen bekar yalnız ve serbest olduğumu ve hayatımın sonuna kadar seni sevip, seninle kalacağımı görünce tamamen ters gideceğinin farkındasındır.
Am I not permitted to go forward unencumbered?
Ben istediğim şekilde kendi kaderimi çizemeyecek miyim?
Gaia returns unencumbered.
Gaia bir başına dönmüş.
I've always liked the fact that you are unencumbered by excuses for it.
Böyle mazeretlerin sana engel olmamasını her zaman sevmişimdir.
I sleep unencumbered, Charles.
Ben çıplak uyurum, Charles.
That way, they may slither away unencumbered.
Bu şekilde kolayca oradan uzaklaşabilirler.
Soon Troy and Abed will be torn asunder, and an unencumbered Troy will turn to his destiny...
Yakında Troy ve Abed birbirine girecek, ve Troy, kaderini değiştiriecek...
They are unencumbered.
Onlar serbestler.
No, I'm completely free and unencumbered.
Hayır, tamamen özgür ve serbestim.
I had assumed that Walter and I would die off and my new universe would thrive unencumbered by the savage whims of mankind.
Walter ve ben de öldükten sonra yeni evrenim insanoğlunun vahşi heveslerinden uzak şekilde büyüyüp gelişecekti.
Besides, I can do more to stop the Anti-Monitor unencumbered by the Council.
Ayrıca, ben Konseyin Anti-Monitor'u durdurmasından daha fazlasını yapabilirim.
'cause you are about to spend one wild night With a single, unattached, unencumbered woman.
Çünkü bekâr, bağlanmamış engelsiz bir kadınla, vahşi bir gece geçirmek üzeresin.
I'm as unencumbered as bedbugs in a flophouse, and I like it.
Kuşlar kadar özgürüm ve bu hoşuma gidiyor.
Free. Unencumbered.
Özgür ve engelsiz.
We want Federal legislation granting Negroes the right to vote unencumbered.
Siyahilerin hiçbir engel olmadan oy kullanma hakkını garanti eden federal yasalar istiyoruz.
" That it may rise and expand And seek God unencumbered?
Yükselebilir, genişleyebilir ve engelsiz bir şekilde Allah'ı arayabilir.
- Russ : Yeah, unencumbered.
- Evet, serbestsiniz.
'As many of you are aware,'we have had to draw the tragic conclusion that, two days ago, 'Nessa Stein,'an unending campaigner for reconciliation in the Middle East,'was killed by a terrorist outrage perpetrated by a group functioning,'apparently unencumbered, within the State of Israel.
Çoğunuzun bildiği gibi şu trajik sonuca varmak zorunda kaldık ki iki gün önce Nessa Stein Ortadoğu'da uzlaşma için yorulmadan mücadele eden kişi bir grup tarafından gerçekleştirilen terörist bir suikast sonucu öldürüldü ki bu grup sanırım İsrail Devleti'nde hiçbir engelle karşılaşmıyor.
Unencumbered thrills.
Serbest heyecanlar.
What's unencumbered?
İpoteksiz ne demek?
Gaia returns unencumbered and in enticing form.
Lucretia? ! Gaia!
But this was something different... Simple joy, Unencumbered by the trauma of war
Savaş travması veya sonundaki bitkinlik yüzünden doğan engellenemeyen basit neşe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]