Unfold translate Turkish
371 parallel translation
We are about to unfold the story of Frankenstein.
Frankenstein dosyasını açmak üzereyiz.
- And you should unfold his nightshirt... and have it all laid out for him. - Oh. Huh.
- Oh.Huh
Simply unfold it.
Sadece katlarını aç.
Now, unfold it and tell me what it is.
Aç ve bana onun ne olduğunu söyle.
Stand and unfold yourself.
Dur orada ve tanıt kendini!
There you'll see your dreams unfold
Orada hayallerinin önüne serildiğini göreceksin
And, upon my knees, I charm you by my once-commended beauty, by all your vows of love and that great vow which did incorporate and make us one, that you unfold to me, yourself, your half, why you are heavy,
Diz çöküp yalvarırım sana, bir zamanlar övdüğün güzelliğim bana ettiğin aşk yeminleri adına, bizi bağlayan, birleştiren söz adına. Açıl bana, kendine, kendinin yarısına. Neden düşüncelisin bu kadar?
Help me unfold the sofa, will you?
Kanepeyi açmama yardım eder misin?
Well, I know somebody that could a tale unfold.
Pekâlâ, bu konuda hikâyesi olan birini tanıyorum.
- Such news, my lord, as grieves me to unfold.
- Getirdiğim haberi söylemeye dilim varmıyor.
No, when lady give a gentleman chrysanthemum bud in Okinawa that mean that her heart ready to unfold.
Hayır, Okinawa'da bir bayan bir erkeğe krizantem goncası verirse kalbi açılmaya hazırdır demektir.
The story takes three hours and 39 minutes to unfold.
Hikayenin tamamı 3 saat 39 dakika sürüyor.
Unfold those covers.
Örtüleri katlamakla uğraşmayın!
I shall unfold a fold in time.
Zamanda bir kat açacağım.
Maybe you think less about happiness down there. Things just unfold on their own. Am I wrong?
Orada mutluluk daha az düşünülür olaylar kendi kendine gelişir, değil mi?
Lady Nii watched All of this unfold
Lady Nii savaşın sonunu gördü.
Well, unfold it.
Aç bakalım.
And here's where our screenplay starts to unfold right now.
İşte yazdığımız oyun sahne almaya başlıyor.
Yes, and you'll unfold it for the next one.
Tabii ya, akşam kız gelince yine açarsın.
Bring me my arrows of desire, bring me my spear, oh clouds unfold.
Bana arzumun oklarını getirin Bana mızrağımı getirin Açılın ey bulutlar
What do you mean, "drama about to unfold"?
"Dram gerçekleşmeden önce" ile neyi kastettiniz?
Waiting for the magic to unfold
Tüm dünyaları sihirle dolar
But I also feel my life passing by as other lives unfold along paths parallel to mine, and it frustrates me not to be a part of them, not to have stopped these women for a moment in their hurried rush to some unknown job
Ancak diğerlerinin hayatının da ilerlemesi gibi kendi hayatımın da geçip gittiğini hissediyorum. Bu da diğerlerinden biri olmamı ve bilinmeyen işlerine..... veya bilinmeyen eğlencelere aceleyle giderlerken onları bir dakikalığına olsun durdurmamı engelliyor.
I would gladly have foregone my Triumph for the tragedy that was about to unfold.
# Yakında gelişecek olan trajedi için, bu Bayram'ımdan... #... seve seve feragat edebilirdim.
How can creatures who live for only 70 years detect events that take 70 million years to unfold?
70 yıllık ömrü olan canlılar nasıl olur da 70 milyon yıllık süreci algılayabilir?
I really hope that I can still lead a peaceful life, so I can still go to the coast with you and watch the sun rise but a man's destiny doesn't always unfold as he wishes it to.
Umarım huzurlu bir hayatım olur. Böylece seninle yine sahile inip güneşin doğuşunu seyredebiliriz. Ama bir adamın kaderi her zaman istediği gibi olmuyor.
I can ask all the questions the whys and the wheres As the mysteries of life unfold
# Tüm soruları sorabilirim, nedenlerini ve nasıllarını... # yaşamın çözülmemiş gizemleri gibi,
( Michael ) Trying to unfold.
Kendime gelmeye çalışıyorum.
I saw Voss unfold the note and talk to himself, saying, " Sure, always Voss. What'd they do without Voss?
Voss'un kâğıdı açtığını gördüm sonra kendi kendine, "Elbette, hep Voss," dedi.
I am not going to sit on my ass as the events that affect me unfold to determine the course of my life
Kıçımın üzerine oturup da olayların hayatımı rastgele değiştirmesine müsaade edecek değilim.
We'll continue to broadcast live... from the scene of the accident... and bring you details as they unfold.
Gelişmeleri sizlere kaza yerinden canlı olarak tüm detaylarıyla iletmeye devam edeceğiz.
I will let it unfold.
Kendim öğreneyim.
Unfold it.
Düzgün ver şunu.
You unfold over your sublime surface Your incomparable waves
Eşsiz dalgalarını yüce yüzüne Gönderiyorsun birbiri ardına
Events unfold so unpredictably, so unfairly.
Olaylar hiç ummadığımız bir biçimde hatta adaletsizce gelişebilir.
Best to unfold stabilizers.
Dengeleyicileri kullan, suyu güverteden uzak tutar.
People's lives just sort of unfold, and things just happen to them one thing after another.
İnsanların hayatları gelişir, olaylar birbiri ardına gelir.
I could a tale unfold... whose lightest word would harrow up thy soul.
Ama öyle bir şey söyleyeceğin ki sana Her kelimesi ruhunu altüst edecek.
Go on, unfold your menu
Haydi, menüyü açın...
That the universe will unfold as it should.
- Evrenin gereğini yapacağına dair.
History, my history, would unfold in a way other than it already has.
Tarih, benim tarihim, şu andakinden farklı bir biçimde gelişecek.
Trying to make my history unfold in a way other than it already has?
Geçmişimi, olduğundan başka türlü bir yola doğru çekmeye mi çalışıyordunuz, profesör?
Our task as scientists is to try to determine exactly what those fundamental principles are that cause the knowledge of language to unfold in the manner in which it does under particular circumstances.
Ben bu cesarete birkaç kez... Güney Doğu Asya'da, Orta Amerika'nın köylerinde, son günlerde de Batı Şeria'da şahit olduğum için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. Bunu görmek gerçekten çok şaşırtıcı.
I'm gonna go right downstairs, unfold the couch, unroll the sleeping ba- -
Şimdi direk aşağı iniyorum, kanepeyi açacak, battaniyemi hazır- -
You just sit back and watch the whole day unfold.
Arkana yaslan ve günün akışını izle.
Some poacher bold, as I unfold
# Bazı kaçak avcılar, benim gibi
It does appear as though we're watching a high-speed chase unfold live.
Sanırım canlı yayında hızlı bir kovalamacaya şahit olacağız gibi.
Now, I know this sounds kooky but as any biologist will tell you when cells die and genetic material begins to unfold, a tremendous charge of energy is released.
Bunun tuhaf geldiğini biliyorum ama herhangi bir bilim adamı size hücreler ölüp genetik maddeler açığa çıkmaya başladığında muazzam bir enerjinin serbest kaldığını söyleyecektir.
Besides, he may unfold me to the Moor there stand I in much peril.
Ayrıca yaptıklarımı Mağripliye anlatabilir. Tehlikedeyim.
He wrote down that knowledge in the form of a prophecy and now, 3,000 years later we are seeing those events unfold.
Trakor bu bilgiyi Kehanet şeklinde kağıda döktü ve şimdi,... 3.000 yıl sonra bizler, bu olayın ortaya çıkışını görüyoruz.
Well, the mystery of your unknown self is about to unfold.
Evet, sizinle ilgili bilinmeyen sır ortaya çıktı.