English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unimpressive

Unimpressive translate Turkish

44 parallel translation
But I suppose that is rather unimpressive considering the age of some movies now seen on television.
Fakat şu sıralarda televizyonda gösterilen bazı filmlerin yaşını dikkate alırsak, fazla uzun bir zaman değil, sanırım.
And you're off to an extraordinarily unimpressive start.
Ve hiç de etkileyici bir başlangıç yapmıyorsun.
Totally unimpressive.
Tamamen sıradan.
They're all pretty unimpressive. Oh, honey, look!
- Hepsi de çok etkileyicisiz.
Very unimpressive.
Hiç de etkileyici değil.
It's an unimpressive settlement.
Hiç de etkileyici bir yerleşim değil.
And you know what? I'm okay with being unimpressive.
Etkileyici olmamak umurumda değil.
Unimpressive.
Hiç etkileyici değil.
Your track record for the truth is unimpressive.
Gerçeği söylediğine pek güvenilmiyor.
Only not like me, because you would be a farmer from some unimpressive town...
Ama sadece benim gibi değil, çünkü sen etkileyici olmayan bir kasabada çiftçi olacaktın... -... ve ben Odessalıyım.
I find it small and unimpressive.
Küçük ve hiç de etkileyici değil.
Unimpressive and yet I doubt it.
Dikkate değer değil ve yine de bundan şüpheliyim.
Yes, oh, sir, I- - I know that, and I do appreciate your business but your work history, it's very unimpressive.
Evet, onu biliyorum ve bizimle çalışmanızı takdir ediyorum fakat iş geçmişiniz yetersiz.
But your copy, it's unimpressive.
Ama yazıların hiç etkileyici değil.
And your CIA has an unimpressive track record.
CIA'nız çok kötü bir performans sergiliyor.
I will admit it's not unimpressive.
Etkili olmadığına katılmıyorum.
Exhibitionists expose themselves usually to make an impression with an otherwise unimpressive cock.
Teşhirciler, genellikle, aslında.. ... etkileyici olmayan çüklerini etkili göstermek için teşhir ederler.
Well, my first husband was unimpressive.
İlk kocam etkileyici değildi.
Kind of unimpressive, isn't it?
Evet. Etkileyici bir yanı yok, değil mi?
I'll send you a link, but its physiology is fairly unimpressive.
İnternetten gönderirim ama fizyolojik açıdan hiç de etkileyici değil.
I rebuild trucks from the'30s, have several ping pong trophies on display in my otherwise unimpressive apartment, and if that's not enough, which I'm sure it is,
30'lardan kalma kamyonetleri toparlıyorum. Gösterişsiz apartmanımın raflarında birkaç tane de pinpon ödülüm var.
I think your own reaction to this case has been slow, unimpressive, and potentially dangerous to the rest of the parole-board members in the state.
Sanırım senin bu davadaki tepkin, eyaletteki diğer şartlı tahliye kurulu üyeleri için, yavaş, sönük ve muhtemelen tehlikeli.
You can save us a lot of time with this fucking pointless history lesson in this goddamn creepy, unimpressive fucking hall.
Tüylerimi diken diken eden bu anlamsız koridorda, saçma sapan bir tarih dersini yarıda kesmen ikimizin de yararına.
How unimpressive.
Ne kadar da etkileyici.
- Well, that was deeply unimpressive.
- Hiç etkileyici değildi.
His followers in Vienna are all deeply unimpressive.
Viyana'daki takipçileri çok yetersizler.
If I seem unimpressive in my Wranglers, it's because I'm a grower, not a shower.
Wranglers kotumun içinde çekici görünmüyorsam gösteriş budalası biri değil, bir yetişkin olduğumdandır.
See this little thing, although it looks unimpressive, may be the most important animal that we've ever discovered in our history.
Bu küçük şey, önemsiz görünmesine rağmen insanlık tarihinde keşfedilen en önemli hayvan olabilir.
Blades strikes me as a pretty unimpressive bad guy.
Blades beş para etmez bir serseri gibi saldırıyor.
The blood of one sadly unimpressive demon in New Jersey.
New Jersey'deki üzgün ve önemsiz bir şeytanın kanı.
That's really unimpressive when I do that.
Bunu yaptığımda gerçekten etkileyici değil.
He didn't find Hitler charismatic, but "curiously unimpressive." What they were most frightened of was not Hitler, but the Communists. Die Kommunisten.
Kendisi de Yahudi aleyhtarı olan propaganda bakanı Joseph Goebbels Hitler'in Nazi Fırtına Birlikleri'nin Alman Yahudilerine karşı savaşı gevşettiklerini iddia etti.
Der Mann ist doch ein Ausbund von Kleinbuergertum... He didn't find Hitler charismatic, but "curiously unimpressive."
Hitler'i karizmatik bulmadığı gibi etkileyici de olmadığını düşünüyordu.
This is a shinsui... I have an unimpressive penis.
Bu bir Shinsui gayet sıradan bir penisim var.
This unimpressive little creature was to be of great help to many of the newly-established plants.
Bu etkileyici olmayan küçük yaratık yeni kurulan bir çok bitkiye yardımcı oldu.
Its weapons unimpressive.
Silahları hiç etkileyici değil.
Fairly unimpressive as far as bribes go.
Evet. Rüşvet olarak hiç etkileyici değil.
That's quite a rap sheet... albeit unimpressive.
Pek etkileyici olmasa da uzun bir sabıka dosyası.
- Well, dominant gorilla stays until he realizes the other gorilla is unimpressive and weak
Üstün goril, diğer gorilin güçsüz ve etkisiz olduğunu anlayana kadar yanından ayrılmaz.
Now, the discovery of flasks of cinnamon might sound supremely unimpressive, but it didn't just make food taste better.
Tarçın baharatının keşfi belki kulağa ilgi çekici gelmeyebilir ama sadece yemeklerin tadını daha güzel yapmıyordu.
My own sins seem so trivial, so unimpressive!
Seninkilerin yanında benim günahlarım sütten çıkmış ak kaşık!
It's not unimpressive.
Etkileyici.
Eh, most of the Jenga pieces are missing and the Scrabble only has seven tiles, so unless you want to build an unimpressive structure with the word "SHNERPF" next to it, move on.
Jenga'nın çoğu parçası kayıp. Scrabble'ınsa sadece yedi harfi kaldı. Yanında "SHNERPF" sözcüğüyle etkileyici olmayan bir yapı oluşturmak istiyorsan buyur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]