English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Uninspired

Uninspired translate Turkish

77 parallel translation
Except for the singularly uninspired underpinnings of Miss Bragg.
Nadiren Bayan Bragg'in hiç de çekici olmayan iç çamaşırlarını görmeleri dışında.
This is where they touch... their uninspired little organs together... vainly trying to recharge... their worn-out battery of filthiness... thrashing and moaning in the still of the night.
Burası tam onların... iğrenç organlarının birleştiği yer... iğrençlikten boşalmış pillerini... şarj etmeye çalıştıkları yer... Gecenin bir yarısı birbirlerine dayak atıyorlar ve inliyorlar.
"... tired of love uninspired.
" Tek düze aşklardan bıktım
" Tired of love uninspired.
" Tek düze aşklardan bıkmış
Is an inspiration to an uninspired day
ilhamsız her güne bir ilhamdır
So uninspired.
İlhamın yok.
# # My heart had been # # # # So uninspired # #
Kalbim öylesine coşkusuz kalmış.
He's a confidence trickster known at Scotland Yard by the uninspired logic of that place as Holy Peters.
O bir üçkağıtçı Scotland Yard'daki bilinen adıyla Kutsal Peters.
Unoriginal, uninspired, you know.
Orjinal değil, sönük, bilirsin...
Graceless and vulgar, uninspired
Nasıl oluyor da halkın
Uninspired description of movie and subsequent conversation with girlfriend.
Hayal gücünden yoksun film tasviri, birden ortaya çıkan kız aradaşla sohbet.
The characters were flawed and uninspired.
Kahramanlar hatalıydı, etkileyici değillerdi.
- I think your film is completely uninspired.
- Bence filmin çok sönük.
I think your film is completly uninspired.
Bence filmin kesinlikle çok sönük.
Uninspired.
Zevksiz. Dur demedim.
There's nothing worse than an uninspired politician.
İlhamsız bir politikacıdan daha kötü bir şey yoktur.
LEO : She's right. With all the muses afraid to come out of hiding, the world is going uninspired.
Bütün perilerle saklandığı yerden çıkmaktan korkuyorsa, dünya ilhamsız kalacak.
Pappas is safe, but he`s uninspired I can`t work with him.
Güvenilir ama ruhsuz.
That's simply what he does- - he inspires the uninspired.
Onun yaptığı kısaca şu... Olmazı olur hale getirdi.
I am "Burger With Fries." Man, is that uninspired.
Ben "Patatesli Hamburger" im. Bu hayal gücünden yoksun.
Uninspired. And there's sort of a stale smell.
Çürük kokusu gibi bir koku var.
"Human trafficking" always seemed like such an uninspired phrase.
"İnsan ticareti" ifadesi hep sıkıcı gelmiştir.
I think they're academic, derivative, uninspired.
Bence resmi, türetilmiş ve ilhamsızlar.
Except I've been a little uninspired,
Ama pek ilham gelmedi.
Uninspired.
İlham verici değil.
But surprisingly, the performance by this American duo has been passionless and very uninspired.
Ama şaşırtıcı olarak, bu Amerikalı ikilinin performansı son derece tutkusuz ve isteksizdi.
"Coincidence is the last refuge of the uninspired."
"Tesadüf hayal gücünden yoksun olanların son sığınağıdır."
She started feeling a little uninspired?
Sevincini kaybetmiş gibi hissetmeye mi başladı?
Yeah, it's a pretty uninspired insult, but the way he said it was so annoying.
Evet, yavan bir hakaret ama söyleyiş tarzı sinir bozucuydu.
Truth is I was lonely. Uninspired.
İşin aslı yalnızdım, bir şey yazamıyordum.
His drawings are as dull and uninspired as ever.
Her zamanki gibi donuk ve ruhsuz.
I meant uninspired, lackluster, predictable.
Sönük, cansız, önceden anlaşılabilir demek istedim.
Perhaps a somewhat ordinary, uninspired role allocation.
Sanırım rol paylaşımı, biraz basit oldu.
Time paradox--so whole uninspired.
Zaman paradoksu... çok sönük.
And the Washington Monument is the most uninspired model choice there is.
Ve Washington Anıtı mevcut en eski doğaçlama yapılan bir oyuncaktır.
- I understand that there are times when you're uninspired.
- Anlıyorum, ilham gelmediği zamanlar vardır.
The lemur feels stifled, living his small, uninspired life in his little tree.
The lemur içinde yaşadığı yavan, Küçük ağacınta sıkışmış gibi hissediyor
I'm unemployed, uninspired.
İşsizim, sönük durumdayım.
Theirs is crude and uninspired, but it's ready.
Onlarınki sıradan ve kişiliksiz, ama hazır.
We are all so uninspired.
Hepimiz çok yavanız.
Uninspired.
Yavanız.
That is so uninspired.
" Niye beni en iyi atışınla vurmuyorsun? Tamamen hayal gücünden yoksunsunuz!
Inspiration Point looks pretty uninspired.
İlham Noktası oldukça yavan gözüküyor.
Meeting in my office is a little uninspired, don't you think?
Ofisimde buluşmak biraz sönük kaçmadı mı sence de?
All the uninspired losers out there.
Hayal gücünden yoksun sefillere.
I would defend their freedom of speech to tell uninspired, bigoted, blow-job, gay-bashing, racist and rape jokes all under the guise of being edgy.
Sınırları zorladıkları perdesi altında yararsız, bağnaz, saksocu, eşçinsel zorbalığı, ırkçı ve tecavüz şakalarını konuşma özgürlüğü çerçevesinde savunurum.
Even a layman can spot an uninspired performance.
Hiç bilmeyen biri bile kötü oyunculuğu hemen farkedebiliyor.
- So uninspired.
- İşte o kadar.
Uninspired. Precisely.
Sönük.Çok doğru.
So you're still uninspired by admissions.
Üniversiteye kabul hizmetinde hala bir kıvılcım yok demek.
Yes, I have. It just... it leaves me uninspired.
Ama bu beni hayal gücünden yoksun gösteriyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]