English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Uniquely

Uniquely translate Turkish

272 parallel translation
By his conduct in this court, Tarzan has proved himself no savage but rather uniquely civilized.
Mahkemedeki davranışlarıyla Tarzan bir vahşi değil aksine çok uygar biri olduğunu gösterdi.
Eventually, the Professor and his Washington colleagues approached me with a few sordid details about Phillip and he told me that my relationship with him made me "uniquely valuable" to them.
Sonra profesörle Washington'lu meslektaşları benimle temas kurup... Phillip hakkında korkunç şeyler anlattılar ve bana dediler ki... onunla ilişkim olduğu için devletin gözünde "çok değerli" biriymişim.
Having been relieved of those uniquely American symptoms, guilt and fear, he cannot possibly give himself away.
Amerikalılara özgü bu semptomlardan, suçluluk ve korkudan arındırılmış bir durumda Kendisini ele vermesine imkan yok.
The same man who was uniquely placed to shield Riemeck in his espionage activities...
Riemeck'in casusluk aktivitelerini gizlemek için yerleştirilmiş olan adam. Hans-Dieter Mundt.
- Grant is uniquely suited to this mission.
- Grant bu görev için eşi bulunmaz biri.
You're a uniquely competent administrator.
Üstün bir yöneticisin.
That took creative and dynamic salesmanship, uniquely American in concept and...
... yaratıcı ve dinamik pazarlamacılık isteyen, anlayış bakımından tamamen Amerikan ve...
It's unique. It's uniquely unique.
Bunu yapan tek kişisin.
You, uniquely, were the one we needed.
Sen, benzersiz şekilde, ihtiyacımız olandın.
I want the right uniquely... and exclusively of my work.
Herşeyiyle benim, yalnızca bana özgü... eserler yapmak istiyorum.
- A cell from you but I'm making it uniquely mine by modifying its genetic codes.
- Senin hücren ama genetik kodlarını değiştirerek benim yapıyorum.
Because you are an exceptionally and uniquely equipped human being... not to mention that you are a good actress.
Çünkü sen istisnai ve benzersiz şekilde donanımlı bir insansın,... ayrıca iyi bir oyuncu da olduğunu söylememe gerek olmamalı.
Uniquely fascinating.
Son derece büyüleyici.
uniquely human.
insana özgü olan bir şey de yok.
A prime example of that uniquely American institution ;
Amerikan kurumu, ukala, hassas, kalbi kırık liberaller...
Data, you're uniquely qualified.
Data, sen eşsiz vasıflara sahipsin.
Courtesy of contraception, we are uniquely free to explore the excitement of sex for its own sake.
Doğum kontrolü sayesinde, bizler seksin heyecanını keşfetmek için sınırsız bir özgürlüğe sahibiz.
I always suspected he was... uniquely untalented.
Ben hep eşi benzeri olmayan bir... yeteneksiz olduğundan şüphe etmiştim.
He was uniquely knowledgeable about how people in large numbers are going to react to products and ideas, but in political terms if he were to go out
İnsanları binlerce kişilik gruplar olarak görürdü. Yani, benim onunla hiç işim olmazdı. Merhaba?
I believe the imagination is merely another phrase... For what is most uniquely us.
Hayal gücü ; bize özel olan bir şeyin, başka bir hali gibidir.
And, if we could persuade our uniquely qualified- -
Ve, eğer üst düzey vasıflı adamımızın da aklını çelersek- -
Dad, I was wondering what inspired you to choose that uniquely American man-made wonder, Mount Rushmore?
Baba, merak ediyorum da neden Amerika'ya has el yapımı bir şaheser olan Rushmore Dağı'nı seçtin?
In 36 hours you will have the uniquely thrilling experience of standing at the epicenter of a total solar eclipse.
36 saat içinde, bir tam güneş tutulmasının merkezinde bulunmak gibi benzersiz ve heyecan verici bir deneyim yaşayacaksın.
A book of scientific facts, such as you are uniquely qualified to write.
Bilimsel gerçekler hakkında bir kitap yazmaya uygun niteliklere sahipsiniz.
Uniquely manoeuvrable, the Tiger not only uses Stealth technology, it is hardened against all forms of electronic interference, radio jamming and electromagnetic radiation.
Üstün manevra yetisi olan Tiger gizlilik teknolojisinin yanı sıra, elektronik müdahalenin tüm çeşitlerine, sinyal karıştırma, ve elektromanyetik radyasyona karşı güçlendirilmiştir.
Well, aside from the absence of any and all body hair, which is a condition not too uniquely uncommon, bottom line, he's a very healthy young man.
Şey, görebildiğimiz kadarıyla vücudunda hiç kıl olmayışı dışında, durumu normalden iyi, hatta çok iyi. Oldukça sağlıklı bir genç.
The difference between them is, the astronaut lives uniquely in the physical world, whereas the shaman lives in the psychic world.
Aralarındaki fark şudur : Astronot sadece fiziksel dünyada yaşayabilir, Bir Şaman ise psişik dünyada yaşar.
- Well, Brandy is a uniquely stylish woman.
Brandy modayı takip eden bir kadındır.
That makes me uniquely qualified.
Bu da beni kalifiye eleman yaptı.
you know, pain is a uniquely personal experience.
Acı benzersiz, kişisel bir tecrübedir.
pain is a uniquely personal experience, carleton.
Acı benzersiz, kişisel bir tecrübedir, Carleton.
I his form of torture is a mazzolata It's uniquely Italian
Bu tür işkenceye "mazzolata" denir. Eşsiz bir İtalyan usülüdür.
But one bird, uniquely, can't do that.
Ama bir kuş bunu yapamaz.
They embark upon the uniquely human characteristic... of saying things they will later regret... one of the more dangerous steps of the mating dance.
Eşsiz insan karakteristiği sonucu daha sonra pişman olacakları şeyler söylemeye başlamaları çiftleşme dansının tehlikeli adımlarından biridir.
It's not uniquely Christian.
Onun dinle alakası yok.
# Are all uniquely blessed
Aynı şekilde kutsanmıştır
I am uniquely qualified to know just how technologically infantile humans are.
İnsanoğlunun teknolojik olarak daha çocuk yaşta olduğunu bilecek tek nitelikli kişi benim.
Oh, believe me, I am uniquely qualified to handle any kind of pressure.
İnanın bana, her türlü baskının üstesinden gelebilecek biriyim.
Most Tunicates are filter feeders but this one, uniquely, has become a predator and it's greatly enlarged siphon has been converted into a trap.
Gömleklilerin çoğu süzücüdür ama bu bir yırtıcı hayvan haline gelmiş ve fazlasıyla genişlemiş olan sifonu bir tuzağa dönüşmüştür.
He was uniquely knowledgeable about how people in large numbers are going to react to products and ideas,
= PETER STRAUSS = Bernays'in çalışanı 1948-1952... nasıl tepki vereceğini çok iyi bilen biriydi Bernays. = PETER STRAUSS = Bernays'in çalışanı 1948-1952
The river's annual flood, covering the land in fertile silt, made Egypt's farmlands uniquely rich - one of the first countries in history where the workforce didn't have to spend all its time growing food,
Her yıl taşan Nil onu çevreleyen toprakları verimli kılıyordu. Mısır'ın ekili alanları özellikle zengindi. Belki de tarihte, bütün zamanını yiyecek üreterek geçirmek zorunda olmadan yaşayan tek ülkeydi.
Uniquely, the Great Pyramid was to accommodate not one but three.
Sıradışı olan, Büyük Piramit'in tek değil üç parça olmasıydı.
A task for which you are uniquely suited.
Sadece sizin uygun olduğunuz bir görev.
Most important of all, she provides them with that uniquely mammalian food, milk.
En önemlisi ise yavrularını memelilere özgü bir besinle besler. Sütle.
I actually am uniquely qualified for this position, having spent so many years developing my skills as a people person.
Aslında bu durum için en uygun kişi benim, halktan biri olarak, yeteneklerimi geliştirmek için uzun yıllar harcadım.
But it could still be uniquely random.
Ama buna karşın Rassal olabilir.
They also found this world uniquely suited to their fieldwork.
Onlar içinde bu dünya saha çalışması için eşsiz bir yer.
Look, us gays have created a lifestyle, a culture that is uniquely ours.
Bakın, biz geyler kendimize farklı bir yaşam tarzı oluşturduk, ve sadece tek ve bize ait olan bi kültür.
I tell you that such voices are in all hospitals, but here there are more, and here, they are uniquely dangerous... Because so many have died here.
Şunu söyleyebilirim ki hastanenin her yerinde bu sesler var, fakat burada daha fazla, ve burada, onlara daha tehlikeliler... çünkü bir çoğu burada ölmüş.
What is new is the way the American and other governments have transformed this complex and disparate threat into a simplistic fantasy of an organised web of uniquely powerful terrorists who may strike anywhere and at any moment.
Amerika ve diğer ülkelerin izlediği yeni yol, karmaşık bir şekle dönüştü ve tamamen farklı bir tehdit oluştu. Basit bir şekildeki hayal ürünü şebeke ağından her an, her yerde saldırabilecek eşsiz bir terörist haline geldi.
Well, then maybe you should talk to him... in your uniquely charming way.
O zaman belki de O'nun la konuşmalısın... Şu karizmatik yöntemlerinle.
unique 125

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]