Unites translate Turkish
176 parallel translation
Great art unites the masses in every age in every country.
Büyük sanat bölümleri, her kesimden insanı bünyesinde topluyor.
But no one can help him... until everyone learns to care for each other and unites for the common good.
Ama birbirlerini sevmeyi ve desteklemeyi öğrenmeden kimse ona yardım etmeyecek.
Think about the beautiful child who unites us.
Bizi birleştiren muhteşem çocuğu düşün.
The world's biggest power line unites us to the continent.
Bize anakaraya bağlayan dünyanın en büyük elektrik hattı.
It seems jazz knows neither frontiers nor limits, because it unites in a frenetic rhythm
Jazz ne sınır ne hudut tanımıyor, çıldıran bir ritmi
Perhaps it is a link enabling us to pass from one subject to another, therefore to live together But since social relations are always ambiguous since thought divides as much as it unites since words unite or isolate by what they express or omit since an immense gulf separates my subjective awareness from the objective truth I represent for others since I constantly blame myself, though I feel innocent since every event transforms my daily life since I constantly fail to communicate since each failure makes me aware of solitude since...
Yoksa birbirimizin arasında gizli bir şey bir nesneden diğerine mi akıyor, bu şekilde mi hayatına devam ediyor ama sosyal ilişkiler en baştan beridir belirsizdir fikirler ayrılıklara yol açabildiği gibi birleştirici de olabilirken kelimeler anlamlarına ve ya yorumlarına göre farklıyken bilinç dünyamı bir sürü boşluğa ayırabilirken nesnel gerçekliğimin, beni diğerlerine temsil etmesi üstelik hem kendimden pişman olurken hem de kendimi masum gibi görmem günlük yaşantımı etkileyen her olay iletişim kurmamı engellerken yaptığım her hata yalnızlığımın farkında olmama neden olurken...
With all my pacifism and polemics about the wealth of Germany, with all my anticlericalism, and with all my devotion to free love, with everything that unites me to the hundreds of thousands of the most progressive youth in the world,
Almanya'nın zenginliğine dair takındığım pasifist tutum ve ettiğim münakaşalara rağmen ; antiklerikalizmime ve özgür aşka duyduğum bağlılığa rağmen, Dünyadaki yüzlerce binlerce ilerici gençle omuz omuza durmamı sağlayan her şeye rağmen,... Julian, beni şaşırtıyorsun ; hatta güldürüyorsun bile denebilir.
It's touching to see how the family unites over this tragedy.
Rica ediyorum rahat bırakın... Böyle önemli bir ailenin bu kadar büyük bir talihsizlik anında bir araya gelmesini izlemek çok çarpıcı.
Perhaps if we had had a child... because a child unites...
Bir çocuğumuz olsaydı çünkü çocuktur aileyi aile yapan.
Hard work unites us today!
Zor işler birleştirir bizi!
Querelle's inner harmony was indestructible... because it was sealed in that heaven of heavens... where beauty unites with beauty.
Querelle'in içsel harmonisi yok edilemez bir hal almıştı... çünkü cennetlerin cennetinde deniz yolculuğuna çıkmıştı... güzelliklerin güzellikleri birleştirdiği bir yerde.
Prime minister, this is Captain Victor Henry, Unites States Navy.
Başbakan, bu Kaptan Henry, Birleşik Devletler Donanmasından.
The music just unites people...
Muzik insanlari bir araya getiriyor...
- Now one bond unites us all :
- Artık hepimizin tek bir amacı var :
What unites them is fear.
Hepsini bir arada tutan şey korku.
From the times of Tartar invasion the main idea which unites us all, the idea which so many generations of our ancestors have served is the idea of the statehood.
Tatar işgalinin hepimizi birleştiren ana fikir olduğu zamandan bu yana, atalarımıza ve pek çok nesile hizmet etmiş devlet fikri olmuştur.
"All things are connected, like the blood that unites us all."
"Herşey bizi birleştiren kan gibi birbirine bağlıdır"
Physical and spiritual suffering is what unites Lillian Gish, the waif battered by her boxing father, and Richard Barthelmess, the young Buddhist who lost his religious fervor... in the slums of London.
Dayakçı babası tarafından dövülen Lillian Gish ile Londra'nın kenar mahallelerinde inancını kaybeden genç Budist Richard Barthelmess'i bir araya getiren şey,.. ... maddi ve manevi ıstıraptır.
This fate, separates people and unites them again, but not in the real sense.
Bu kader insanları ayırır ve yeniden onları birleştirir, ama gerçek anlamda değil.
Defending Madrid... the best of Spain unites... the reddest flower of the people.
Halkın en kızıl, en güzel, en yiğit çiçekleridir onlar.
He unites, uplifts and inspires.
O birleştirir, yukarı çıkartır ve ilham verir.
It unites humanity in a way that no one ever thought possible when they realize they're not alone in the universe.
Evrende yalnız olmadığımızın farkına vardığımızda bu insanlığı birleştiriyor.
But this secret, swift... extraordinary buildup of Communist missiles... in an area well-known to have a special and historical relationship... to the Unites States and the nations of the western hemisphere... in violation of Soviet assurances, and in defiance with American and hemispheric policy...
Komünist füzelerinin, Amerika ve batı dünyasıyla ilişki içinde olan bir yere, böyle gizlice, birdenbire ve garip bir şekilde yerleştirilmesi Sovyetler'in verdiği teminatları yerine getirmediğini ve Amerika'ya meydan okunduğunu göstermektedir.
Oh, it unites, you're right.
O birleştiriyor, haklısın.
"Inca cosmology unites the bird head with its paler twin."
" İnka evren bilimi, kuş kafasını açık renkli ikiziyle birleştirir.
But according to the Bible, he miraculously survives a fatal head wound... and unites the 10 nations of Europe in a war on Israel.
Ama İncil'e göre, kafasına aldığı öldürücü bir darbeye rağmen mucizevi bir şekilde kurtulacak ve Avrupa'daki 10 ulusu birleştirip İsrail'e savaş açacak.
"May God continue the unity of our country as this railroad unites the two great oceans of this world."
"Bu demiryolu, dünyanın iki büyük okyanusunu birleştirirken Tanrı ülkemizin birliğini korusun."
What is this secret that unites them?
Bunları birbirlerine bağlayan sır nedir?
So the only thing that I could think of that unites us all, that we all have in common is that we all start off in kindergarten thinking that we can be anything that we wanna be and by the time we get here, we've somehow lost that feeling.
O yüzden bizi birleştirme anlamında aklıma gelen tek şey, hepimizin ortak noktası olan tek şey, hepimizin anaokulundan itibaren istediğimiz her şey olabileceğimizi düşünmemizdi. Ama buraya gelene kadar o duyguyu kaybettik.
The supernatural unites the universe.
Doğaüstü şeyler, evreni bir arada tutan ağdır.
It unites people.
İnsanları birleştiriyor.
The whole group spontaneously unites and tries to turn the tables on the hunter.
Tüm grup kendiliğinden birleşerek, avcının kendilerine dömesi için çabalar,
A journey that unites each and every one of us.
Her birimizi birleştiren bir süreç.
"No narrative unites these passages." New York Times Book Review.
"Pasajlar birbirinden kopuk", New York Times Eleştirisi.
- I'm a special investigator for the Unites States Office... of Defense Cooperation. Reggie, my name is Lewis Bartholomew.
Reggie, benim adım Lewis Bartholomew.
For physicists, finding a theory that unites general relativity and quantum mechanics is the Holy Grail, because that framework would give us a single mathematical theory that describes all the forces that rule our universe.
Fizikçiler açısından, genel görecelikle kuantum mekaniğini birleştirecek bir teori bulabilmek, Kutsal Kâseyi bulmak gibidir, çünkü bu çatı bize, evreni yöneten tüm güçleri açıklayacak tek bir matematiksel teoriyi verecektir.
A love that connects and unites all living things.
Yaşayan tüm canlıları bağlayan ve birleştiren bir aşk.
And they have no purpose that unites them, so they blunder through life until they die.
Oh. Onları bir araya getiren hiç bir amaçları yok, bu yüzden ölene kadar öyle sürükleniyorlar.
Amidst all the readily identifiable dissimilarities... between our human race and the alien visitors we've been learning about, occasionally on these startling videotapes, we come upon a moment that seemingly unites us in spirit... across endless chasms of space.
Irkımız ile haklarında henüz bir şeyler öğrenmeye.. başladığımız uzaylı ziyaretçilerimiz arasında bu akıl çelici video bantlara rasgele serpiştirilmiş bariz farklılıklarımız bir yana, Uzayın uçsuz bucaksız derinliklerinde bizi birbirime birleştiren... bir an yakaladık.
Peace rally the peace rally unites hundreds of thousands in their hatred for war and faith in peace.
BARIŞ MİTİNGİ Barış Mitingi, yüz binlerce kişiyi savaşa olan nefretleri ve barışa olan inançları ışığında bir araya getiriyor.
Belief in something unites them.
Bir şeye inanmak, onları birleştirir.
The mafiocracy unites businessmen, politicians and magistrates, traffickers and bureaucrats, union leaders and media moguls.
Mafyokrasinin elemanları : işadamları, politikacılar ve yargıçlar, kaçakçılar ve bürokratlar, sendika liderleri ve medya baronları.
It is what unites us and divides you.
Bizi birleştiren ve sizi bölen şey bu.
No, what unites them all is their willingness to believe in the magic of the marketplace.
piyasanın sihrine inanmaya istekli olanlardır.
A fuck that unites John, Dan, Scott, whomever, in the popular lust and paternal hunt for my possession.
John, Dan, Scott ve diğerlerini birleştiren bir düzüşme sahip olduğum şeyin popüler şehveti ve babacan avının içinde.
Weldon Parish. He left Unites States in mid 1980s.
Weldon Parish.. 1980'lerin ortalarında Amerika'dan ayrıldı.
No, what unites them all is their willingness to believe in the magic of the marketplace.
... piyasanın sihrine inanmaya. ... istekli olanlardır.
These five individuals are extraordinary in their ability to walk in many worlds, and to hold the big vision that unites diverse communities.
Bu beş kişi insanüstü yetenekleri ve geniş vizyonları sayesinde, farklı kesimleri biraraya getirmek için büyük işler başardılar.
# Unites the human race. #
# İnsan ırkını birleştirecek #
This unites us forever.
Artık sonsuza dek bağlıyız.
Unites the human race
Tüm insanlara yer var