Universally translate Turkish
125 parallel translation
I came to insist upon the report of being universally contradicted.
O kadar yolu teptim çünkü... bunun bir yalan olduğunu herkes bilsin istedim.
What do I need with a license as I'm a great artist? Universally known.
Benim gibi dünya çapında bir sanatçının, ruhsatla ne işi olur ki?
It's far easier to recognize a leader than to define leadership in clear and in universally understood terms.
Önderliği bir insanda görüp de tanımak,.. ... açık ve herkes tarafından anlaşılacak bir dille tanımlamaktan çok daha kolaydır.
I'm sure the Court will agree, the right to impeach a witness in cross examination is universally accepted.
Eminim mahkeme de hemfikirdir ki....... şahidin güvenilirliğini test etmek evrensel olarak kabul edilmektedir.
Life, as we know it, is universally based on some combination of carbon compounds.
Bizim bildiğimiz yaşam, bazı karbon bileşimlere dayalıdır.
Universally branded and without the shadow of any kind of civilization... against this nation of heroes, artists, poets, saints, navigators. What do you want, Ma?
Kahramanların, artistlerin, şairlerin, azizlerin, gemicilerin, kahramanların oluşturduğu uluslara karşı ve hiçbir modern toplumun gölgesinde kalmadan tüm dünyaya damgasını vurdu.
This law operates universally... in the natural world, human society or man's thinking.
Bu yasa evrenseldir : doğada, insan toplumlarında veya insan düşüncesinde.
This opened a phase of not well-coordinated, but universally optimistic and hopeful communist enterprise... in many parts of the world.
Bu olay, dünyanın birçok yerinde çok da koordineli olmayan ancak iyimser ve umut verici bir komünist hareketin ortaya çıkışına neden oldu.
- Come on! We all relate universally to a giant oneness.
Hepimiz tek ve büyük bir kâinatın parçasıyız.
Youth, health and strength are universally appealing.
Genç, sağlıklı ve güçlü olanlar herzaman ve heryerde çok çekicidir.
Amorality frees her to be universally perfect.
Ahlaksızlık onu özgür kılar.
It's universally stupid, man.
Bu uluslararası bir salaklık, ahbap.
That's universally stupid, man.
Bu inanılmaz bir salaklık.
I am the galactically feared, globally reviled, universally despised...
Benden bütün galaksi korkar, bütün evren nefret eder ve bütün dünya bana söver.
At once to insist upon having such a report universally contradicted!
Böyle bir haberin hemen açıkça yalanlanmasında diretmek!
Is she beautiful, clever, rich, splendid, universally intelligent, unprecedentedly virtuous?
- Güzel mi, zeki mi, zengin mi kusursuz mu, dünya görüşü... iyi mi yeterince faziletli mi?
The mission director was not universally loved.
Görev müdürü genelde pek sevilmezdi.
We are universally feared and hated.
Bizden herkes korkar ve nefret eder.
You know, Tracy isn't universally loved.
Malum, Tracy her yerde pek sevilmez.
Universally recognized as a goer of the first order.
Bunu herkes bilir.
King Edmund the III, universally loved, 98 % of popularity rating accross the country.
Edmund, bütün dünyada sevilirken, bu ülkede de, nüfusun % 98'inin gözdesi durumunda.
Werewolf law pretty much universally holds that... someone who's been bitten by such a creature is gonna become such a creature himself.
Böyle bir yaratık tarafından ısırılan kişi sonunda o yaratığa dönüşür.
The universally adapted Mecha the basis for hundreds of models serving humans in all the multiplicity of daily life.
Geniş kullanımlı Mecha günlük hayatın her alanında insana hizmet eden yüzlerce modelin temelini oluşturmuştur.
It's a truth universally acknowledged... that the moment one area of your life starts going okay... another part of it falls spectacularly to pieces.
Şu da evrensel bir gerçek ki... yaşamının bir bölümünde işler iyi gitmeye başlayınca... başka bir bölümünde her şey paramparça olur.
A manner of working that made her universally unpopular on the set.
Çalışma biçimi onu setlerin istenmeyen kişisi yapmıştı.
You think that I am the only one who has problems with this that it's universally accepted. But that is not true.
Bunu sorun eden tek kişinin ben olduğumu, evrensel kabul gördüğünü düşünüyorsun ama bu doğru değil.
OK. in position number four, Universally Challenged.
Tamam. Dördüncü sırada, Universally Challenged.
The universally recognized code for, "I'm being held prisoner! Send help!"
"Beni burada zorla tutuyorlar, yardım gönderin!" in evrensel şifresi.
"It is a truth, universally acknowledged, " that a single man in possession of a good fortune "must be in want of a wife."
"Bekâr bir erkeğin tek talihinin, bir eş'in yokluğuna özlem duymak olduğu... herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir."
What do you - - she is universally cute.
Ne demek - - o herkese hoş gelecek bir tip.
Your Honor, there is no universally efficacious treatment for Dissociative Identity Disorder.
Sayın Yargıç, dünyada kimlik düzensizliğine karşı kesin sonuç veren bir tedavi yöntemi yok.
The Lassiter is universally known
Lassiter evren çapında biliniyor.
The Lassiter is universally known.
Lassiter evren çapında biliniyor.
- Universally rejected.
- Evrensel olarak, reddedildi.
Lawyers for McDonald's called the suits "frivolous", stating that the dangers of its food are universally known and that these kids can't show that their weight problems and health woes were caused solely by their McDiets.
McDonald'sın avukatları açılan davaları saçma buldular. "Yiyeceklerin zararları herkes tarafından biliniyor ve bu çocuklar kilo ve sağlık problemlerinin nedeninin McDietlerden kaynaklandığını ispatlayamazlar."
Stage II is universally fatal.
İkinci seviye ölümcüldür.
Beeblebrox, universally considered to be the dimmest star in several solar systems, is most famous for his controversial defeat of Humma Kavula who claimed many thought they were voting for the worst-dressed being in the universe contest.
Evrensel olarak, çeşitli güneş sistemlerindeki en sönük yıldız olarak kabul edilen Beeblebrox, Humma Kavula'yı tartışmalı bir şekilde mağlup etmesiyle ünlü. Humma Kavula, evrenin en kötü giyinen canlısı yarışmasında oy verdikleri yönünde çeşitli iddialarda bulunmuştu.
It's not that struggle is at the level of the particular content, while universally it's just some kind of neutral empty container, so that universal means some encompassing global notion, and then, within this notion, particular forms struggle,
Mücadele, evrensel olarak bir bakıma nötr, boş bir konteynır iken,... belirli bir içerik düzeyinde var olan şey değildir. Bu yüzden evrensel, kapsayıcı birtakım küresel mefhum anlamına geliyor ve sonrasında bu mefhum dahilinde liberal modernleşmeye karşı faşist modernleşme vesaire gibi belirli mücadele biçimleri var oluyor değildir.
Universally recognized color for danger.
- Evrensel olarak kabul görmüş tehlike rengi.
This is the one ailment that is universally untreatable.
Bu, evrensel olarak tek tedavi edilemez hastalıktır.
And the choices for that something else... are almost universally very bad.
Bu başka sorunun tüm ihtimalleri berbat.
They're universally poor.
Genellikle yoksullar.
( Olly ) You want something sexy, eye-catching and that is free and universally popular and instantly applicable, no one could possibly object to it.
Sana seksi, göz alıcı bedava ve herkesin beğendiği ve hemen uygulanabilen bir şey lazım. Kimse böyle bir şeye itiraz edemez.
To this day their killing spree is universally considered one of the most notorious and perversely sadistic crimes in the annals of American history :
Günümüze kadar, bu cinayetler halkası herkes tarafından en kötü tanınmış ve sapıkça işlenmiş sadistik suçların başında geliyor.
Policies which the outside world universally condemns.
ÖMÜR BOYU ÖZGÜRLÜK Bu politikalar dış dünyanın tümü tarafından kınanıyor.
So you see, Mr. Armstrong, cycling is universally popular.
Demek istediğim şu ki, bisiklet sporu dünyada çok popüler Bay Armstrong.
And that is why the idea of a cage match is so universally appealing.
İşte bu yüzden "kafes maçı" fikri evrende bu kadar cezbedicidir.
I am not referring to the absence of universally accepted personality traits...
Kabul edilmiş genel insan özelliklerini kastetmiyorum...
Gentlemen, it's clear that we're in a universally precarious situation.
Beyler, görülüyor ki evrensel bir tehlikeyle karşı karşıyayız.
Their reactions were all almost universally positive.
Tepkilerin neredeyse hepsi olumluydu.
I think you'll find I'm universally recognised as a mature and responsible adult.
- Nedir bu?