Universities translate Turkish
331 parallel translation
Students uprising at all universities!
Tüm üniversitelerde, öğrenciler ayaklanmaya başladı!
Back where I come from, we have universities seats of great learning, where men go to become great thinkers.
Benim geldiğim yerde üniversiteler var. Büyük eğitim yerleri. Oraya büyük düşünür olmak için gidilir.
I've studied the ways of civilization in their universities.
Onların üniversitelerinde, uygarlık çeşitlerini okudum.
Two universities and you can't find the words to say you were out of line?
İki okul bitirdin, yoldan çıktığını söyleyecek söz bulamıyor musun?
Japanese universities teach everything.
- Japon Üniversiteleri her şeyi öğretir.
Santa Carla is one of the finest universities in the country.
Santa Carla ülkedeki en iyi okullardan biri.
He's coached some of the country's leading universities.
O ülkenin bazı önemli üniversitelerini çalıştırdı.
Oh, many universities aid themselves financially by engaging in it.
Pek çok üniversite bu spora katılarak kendilerine maddi destek sağladı.
After all, and a graduate of one of your universities. I think 600 yen is a fair price.
Bunun yanı sıra, senin yetiştirdiğin adamlardan biri olduğu da hesaba... katılırsa, 600 yen gayet adil bir para.
Not in everyday life, of course, but we'd have our choice of universities.
Tabii günlük hayatta değil ama farklı üniversite seçeneklerimiz var.
Dr Post, who runs a shop I worked in, has contacts in several universities.
Çalıştığım kitapçıdaki Dr Post'un üniversitelerle ilişkileri var.
He also has a pleasant job, modeling in the anatomy department of one of our largest universities.
Aynı zamanda memnun edici bir işi de var, en büyük üniversitelerimizin birinin anatomy bölümünde modellik yapıyor.
Are you aware that the great big universities throughout the country will consider student applicants from our state ineligible because of this law?
Arkadaşlar, farkında değil misiniz bu kanun yüzünden ülkemizin en önemli üniversiteleri eyaletimizden gelen öğrencilerin adaylıklarını kabul etmeyecek? !
In subsequent years, he achieved international fame not only for his work as a great jurist, but also as the author of legal textbooks which are still used in universities all over the world.
Daha sonraki yıllarda sadece büyük bir hukukçu olarak değil..... aynı zamanda halen dünyanın birçok ülkesinde ders kitabı olarak okutulan hukuk kitaplarının yazarı olarak tüm dünyada ün kazandı.
The King's spies and police... infiltrate the universities... but can't destroy... the tradition of freedom... the students cherish.
Kralın ajanları ve polisleri üniversitelere sızıyorlar ama bağımsızlık ruhunu ve öğrenci özgürlüğünü yok edemiyorlar.
We came to one of Moscow's universities during the entrance exams, set up our camera in the yard and tried to observe, without being noticed, how people await the results of the exams,
Moskova yüksek okullarının giriş sınavlarından birinde kameramızı okul bahçesine kuruyor, ve farkettirmeden
At that time, books were burnt in the yards of all universities.
Tüm üniversitelerin önünde kitaplar yakılıyordu.
And yet, do you know that even now, if you could bring yourself... to agree with the Church, universities, the Lords and the Commons... there is no honor which His Majesty would be likely to deny you?
Farkında mısınız bilmem, şimdi bile Kilise'yle, üniversitelerle... Lordlar ve Avam Kamaralarıyla fikir birliğine varsanız... Majesteleri sizden hiçbir şerefi esirgemez.
These diplomas... from reputable universities...
Bu diplomaların hepsi saygın üniversitelerden.
All our universities are modern, Miss Sherman.
Tüm üniversitelerimiz moderndir.
Neighbor, I freely give unto you this young scholar... that has long been studying at Rheims... and other universities where he has acquired his learning.
Komşum, bu genç bilgini size sunmak istiyorum, kendisi çalışmalarını uzun süredir Rheims'de ve diğer üniversitelerde sürdürmüş, bu eğitimi kazanmıştır ;
For example, closing the universities I think is great.
Örneğin, şimdi bazı üniversiteler kapatıldı ya, bence bu müthiş.
Close the universities, like in China.
Öncelikle Çin'deki gibi, üniversitelerin kapatılması lazım.
Violence will be the answer to the cultural suffocation willingly imposed on the universities.
Hükümetin Fransız üniversitelerini kasten kültürel bataklığa mahkum etmesine bundan böyle şiddetle cevap verilecektir.
MIT, and other universities, practicing for their annual races.
MIT ve diğer üniversiteler yıllık yarışları için antrenman yapıyor.
The Boston-Cambridge area has a total of 189 universities and small colleges.
Boston-Cambridge alanında toplamda 189 üniversite ve küçük kolejler vardır.
By dismantling the autonomy of the universities, they want to act against the radicalization of important sectors of the middle class.
Üniversitlerin özerkliğini parçalayarak orta sınıfın önemli kısımlarının radikalleşmesini engellemek isterler.
Perhaps we could say that what characterizes the process of the student movement comes from the nature of the universities in other words, the fight for great ideals, which conform to a narrow, specific prospect for the students
Belki de, öğrenci hareketini karakterize eden şeyin üniversitelerin doğasından geldiğini söyleyebiliriz. Diğer bir deyişle, büyük idealler için mücadeleden gelir.
There's electricity, trains, universities, everything!
Elektrik, trenler, üniversiteler, her şey var!
Although he doesn't make the "Ten Most Wanted" list, he does win "gangster of the year" award and is asked to speak at many luncheons and universities.
"En Çok Aranan 10" listesine giremese de "Yılın Haydudu" ödülünü alır. Ve birçok davet ve Üniversitelerde konuşma teklifleri alır.
I will build schools and universities for all.
Herkes için okullar, üniversiteler yaptıracağım.
" The universities are filled with students rebelling and rioting
" Üniversiteler baş kaldıran ve isyan çıkaran öğrencilerle dolu
Here are more petitions, signed by the universities of Yale, Columbia, Kansas, Ohio...
Burada da üniversitelerin imzaladığı dilekçeler var. Yale, Columbia, Kansas, Ohio...
They both graduated from big universities, too.
İkisi de üniversite mezunuydu üstelik.
I've sent other people to schools and universities...
Diğer insanları okullara ve üniversitelere gönderdim...
Begin the operations of the gas chambers, gas schools, gas universities, gas libraries, gas museums, gas dance halls and gas whore houses, et cetera.
Gaz odaları, gaz okulları, gaz üniversiteleri, gaz müzeleri, gaz kütüphaneleri, gaz sınıflar, gaz diskoları ve gaz genelevleri, hepsini gazlayın.
Sift through the countryside, the factories, the universities, the offices middle class or blue collar, housewives or employed women virgins or married ones, examine them carefully.
Kırsal bölgeleri, fabrikaları, üniversiteleri araştırmalı orta sınıftan ya da işçi, ev hanımı ya da çalışan bakire veya evli kadınları iyice incelemelisin.
This is Josephine who just loves universities.
Üniversitelileri seven Josephine.
This yellow-faced gentleman, as you chose to call him, has graduated from two universities.
Senin sarı yüzlü beyefendi dediğin adam, iki üniversite bitirmiş.
Others finish three universities and still seek more knowledge.
Diğerleri üç üniversite bitirdikleri halde hala bilgi arıyorlar.
Mr. Birkut, all the universities...
Bay Birkut, tüm üniversiteler...
- All the universities...
- Tüm üniversiteler...
As you know, the political authorities called our crew, our... well-tried worker's collective for help to reestablish law and order at the universities.
Bildiğiniz üzere, siyasi otoriteler bizleri üniversitelerdeki düzeni değiştirmeye çalışan önceden denenmiş ama başarısız olmuş işçi kolektifleri olarak görüyorlar.
I then leapt on the opportunity to test you. I asked if he'd been to one of the great universities...
- Ben hiç komşumun kıçına nail olamadım.
You failed to spot that only two of those are great universities.
- Ben bir büyücüyüm! Ben de!
You listen to me, you're gonna fold these balloons at universities.
Beni dinle, bu balonları üniversitelerde katlayacaksın.
Schools, universities, academies to teach - what?
Okullar, üniversiteler, akademiler - ne öğretecek?
With scholarships to three universities they're gonna flunk him?
Üç üniversiteden burs kazanmışken onu mezun etmeyecekler mi?
Without a penny to his name, three great universities are begging for him.
Cebinde beş parası yok ama 3 üniversite onun peşinde. Sonrasında olanaklar sınırsız!
My callers are mostly clinical psychologists from cornfield universities somewhere.
Ziyaretçilerim, genelde, taşra üniversitesinden psikologlar.
More universities. More books.
20 01 : 00 : 29 : 17 Daha çok üniversite, 07 01 : 00 : 37 : 06 Ya sen?