Unkind translate Turkish
389 parallel translation
Mr Carl Laemmle feels it would be a little unkind to present this picture without just a word of friendly warning.
Bay Carl Laemmle, küçük bir uyarıda bulunmadan bu filmi sunmanın nazik olmayacağını düşünüyor.
I think you're very unkind to make fun of me.
Benimle alay etmeniz büyük kabalık.
I can't tell you how unkind I've been to poor Marvin.
Zavalklı Marvin'e ne kadar kaba davrandığımı söyleyemem sana.
You wrote me an unkind letter.
Bana kaba bir mektup yazdın.
- How unkind of him.
- Ne büyük saygısızlık.
That's unkind.
Hiç kibar değilsin.
You couldn't be that unkind to me.
Bana karşı bu kadar nezaketsiz olamazsın.
You mustn't say unkind things about my sister-in-law.
Yengem hakkında böyle kötü konuşmayın lütfen.
Oh, you're so unkind
Ne kadar da kabasınız.
Our knowledge has made us cynical, our cleverness, hard and unkind.
Bilgimizi olumsuz, zekamızı sert ve kaba kullandık.
It's harsh with that sad associations and other people being so dreadfully unkind.
İnsanların bize karşı takındığı dışlayıcı tavırlar... çok kaba ve yaralayıcı.
By the way, my dear, don't think that I mean to be unkind, but you were just a teeny, weeny bit forward with Mr. de Winter.
Bu arada, canım, isteyerek kabalık ettiğimi düşünme ama sen, Bay de Winter'ın dişinin kovuğuna kaçardın ancak.
I don't want to be disagreeable or unkind.
Uyumsuz olmak veya kabalık etmek istemiyorum.
Oh, that's rather unkind.
Bu çok patavatsızca oldu.
The jungle has been unkind to you.
Orman size zalim davranmış.
You haven't changed at all, dimitrios, always impetuous, always a little unkind.
Hiç değişmemişsin, Dimitrios. Hep atak, hep biraz kaba.
That was silly and unkind, but I wish you'd stop talking.
Bu aptalca ve sert oldu, ama keşke konuşmayı kesseydin.
Is she unkind to you, darling?
Sana kaba mı davranıyor tatlım? Benden nefret ediyor.
That a man is darned unkind
Erkeklerin kabalığını
The wheel has been unkind to me tonight.
Bu gece rulette şanssızdım.
He was never unkind to you?
Size karşı hiç kabalık yaptı mı?
For, to the noble mind, rich gifts wax poor when givers prove unkind.
En zengin hediyeleri değersiz bulur soylu yürekler, veren sevmez olunca.
She's screwy, but she's not unkind.
Delirmiş ama düşüncesiz değil.
I've tried for months not to be unkind.
Aylardır nazik olmaya çalışıyorum.
I should reprove you for saying unkind things about him but I can't.
Onun hakkında böyle nezaketsiz şeyler söylediğin için sana kızmalıyım ama yapamıyorum.
Were they unkind?
Çok mu nezaketsizlerdi?
Mustn't be unkind.
O kadar kalpsiz olma.
Mustn't be unkind to the dear boy.
Ona karşı zalim olmayalım.
Without being unkind to either the Henry or the Spencer, do you suppose we could agree that this is the finest gun in the world?
Henry veya Spencer'a saygısızlık etmeden bunun dünyanın en iyi silahı olduğunu söyleyebilir miyiz?
- You haven't heard... any unkind gossip about me?
Hakkımda, hiç zalimce dedikodu duymadın mı?
I think it would be most unkind if you should refuse a lady's invitation.
Eğer bir hanımın davetini geri çevirirsen bu çok kaba bir davranış olur sanırım.
You fellows were unkind.
Siz beyler hiç nazik değildiniz.
Look, mister, please excuse me for being unkind, but I told you three or four times already, there is no Zelda here.
Kaba davrandığım için özür dilerim, ama daha önce de söylediğim gibi burada Zelda yok.
But there is only one unkind one.
Ama acımasız olan sadece bir tanesi.
For ten years we were utterly devoted to each other with never an unkind word on either side.
On yıl boyunca birbirimize çok sadık kalıp, tek kırıcı söz etmedik.
Now, you mustn't be unkind about Leslie.
Şimdi, Leslie'ye nezaketsizlik yapmamalısın.
Please don't think me unkind or unfriendly.
Kaba ya da soğuk olduğumu düşünme.
Gee, honey, I don't think anyone really meant to be unkind.
Kimsenin kaba davranmak istediğini sanmıyorum.
It plays very unkind tricks at times.
Zaman zaman § ok naho § hileler yapar.
- Pierre, darling, don't be unkind.
- Pierre, tatlım, kaba olma.
Was your grandmother unkind?
Büyükannen kaba biri miydi?
I wasn't feeling so well yesterday, so I was unkind to you.
Dün kendimi iyi hissetmiyordum, bu yüzden sana kaba davrandım.
Life was unkind to you
Hayat sana acımasız davrandı.
Fairfield, do you think we've been unkind?
Farfield, sence biraz nezaketsiz mi davrandık?
Unless it's unkind or violent.
Zalimlik veya vahşet olmadıkça.
If you're coming to tell me I shouldn't be unkind to that miserable Kraut... you're wasting your breath.
Eğer bana o sefil Kraut için kırıcı olduğumu söyleyeceksen... Nefesini boşa harcıyor olacaksın
Joey's played a rather unkind trick on our Mrs Griggs.
Joey, bizim Bayan Griggs'e yine pis bir numara yapmış.
Were they unkind to you.
- Korktun mu?
- That's unkind.
- Çok kabaca.
You're unkind.
Kabasınız.
That's unkind of you, my darling.
- Çok iyisin sevgilim.