English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unlearn

Unlearn translate Turkish

38 parallel translation
Um, as Rousseau said... we must learn to unlearn... because only by unlearning can we really learn to be.
Rousseau'nun dediği gibi : "Öğrendiklerimizi unutmayı öğrenmek zorundayız. Çünkü ancak öğrenmeyi unutarak, gerçekten olmayı öğrenebiliriz."
I'm sorry ma'am but you must understand sometimes we must unlearn what we think we know
Afedersiniz madam ama sizi anlabilmeliyim. Bazen bildiğimizi ve düşündüğümüzü unutmamız gerekir.
I say your books thrust you into life, because from them you learned to unlearn.
Bense kitaplarının seni hayatın içine ittiğini söylüyorum. Çünkü onlardan öğrendin, öğrendiğini unutmayı.
You must unlearn what you have learned.
Şimdiye kadar öğrendiklerin unutulmalı.
Can't nobody can unlearn a dog.
Kimse bir köpeğe öğrendiklerini unutturamaz.
Unfortunately, you have already acquired many odd habits and mannerisms which you now have to unlearn.
Ne yazık ki, Zaten çok garip alışkanlıkları ve tavırları edindiğiniz hangi artık unutmak zorunda.
This racist propaganda, "Mein Kampf" psychobabble... he learned this nonsense, and he can unlearn it, too.
Bu irkci propaganda, bu'Mein Kampf'sacmaligi. Hepsi ogrendigi seyler ve aksini de ogrenebilir.
Unlearn that academy shit.
Akademi'de öğrendiğin zırvaları unut.
There are things we must unlearn in order to learn them.
Öğrenmek yerine... öğrenmememiz gereken şeyler vardır.
But if I was gonna unlearn that particular lesson lovely Natasha would be the one to do it with.
Ama aldığım dersi hiçe sayacaksam Natasha bunun için uygun kişi.
- That's one thing to unlearn.
- Öğrenmemesi gereken bir şey.
You can't unlearn something like that, you know?
Bir kere - öğrendiğini, öğrenememezlik edemezsin değil mi?
You ever wish you could just go backwards and unlearn something?
Hiç geçmişe gidip bazı şeyleri öğrenmemiş olmayı istedin mi?
Unlearn your past.
Geçmişini unut.
It's like, he figured out how to unlearn all the typical art school bullshit.
Sanki, bütün sanat okulu saçmalıklarının nasıl unutulduğunu gösteriyor.
The ability to learn. More importantly to unlearn.
Öğrenme, daha önemlisi öğrendiğini unutma yetisi.
And then... think what I've had to unlearn.
Ama sonra, unutmam gereken onca şeyi bir düşünün.
Do you have any idea how hard it is for a ten-year-old boy to change the way he speaks, to unlearn everything he ever learned so that one day- - One day, there might be the small hope... that he might be considered as not coming from Aerelon?
On yaşında bir çocuk için konuşma şeklini değiştirmeye çalışmanın öğrendiği her şeyi unutmaya çalışmanın böylece, belki bir gün bir gün, ufak bir ihtimalle de olsa Aerelondan gelmediğini sanmaları umudu taşımanın, ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
We have ways to make you unlearn such suicide attempts.
İntihar etmekten vazgeçirmek için çözümlerimiz var.
Difficult lesson to unlearn.
Unutulması zor olan bir ders.
Once you learn that information, you can't unlearn it.
Böyle bir şeyi öğrenirsen, asla unutamazsın.
I think when you know something like that, you can't unlearn it.
Sanırım... böyle şeyleri öğrendiğinde bir daha unutamıyorsun.
You must unlearn everything you know and believe.
Bildiğin ve inandığın her şeyi unutmalısın.
So unlearn whatever they taught you at SWAT school because shit happens fast today.
Bu yüzden SWAT okulunda size ne öğrettilerse unutun çünkü bugün her şey çok hızlı olacak.
Well, there's a few things he has to unlearn, but he might be okay.
Birkaç şeyi unutması gerek ama iyi olabilir.
Unlearn?
- Unutmak mı?
I can unlearn them.
Kolayca da unutabilirim.
Well, unlearn them quick.
O halde en kısa zamanda unutmaya bak.
She has nothing to unlearn.
Unutması gereken hiçbir şeyi yok.
Yeah? Well, unlearn it.
Unut o zaman.
I'm sorry. I can't unlearn how to treat a lady.
Üzgünüm ama bir hanımefendiye nasıl davranılması gerektiğini unutamam.
You can't unlearn something you already know.
Öğrendiğin bir şeyi öylece aklından silemezsin.
Well, perhaps you need to unlearn some tricks.
Belki bazı numaraları öğrenmemen gerek.
It's in my head and I can't unlearn it!
- Aklıma girdi ve onu unutamıyorum!
There is a lot of false propaganda you have to unlearn.
Unutman gereken yanlış propagandalar çok.
It was a lesson that took me nearly 30 years to unlearn.
Bu dersten vazgeçmem neredeyse 30 yıl sürmüştü.
And if Bruce Lee taught me anything, it's that I needed to unlearn everything.
Ve Bruce Lee'nin bana öğrettiği bir şey varsa o da öğrendiklerimi tekrar öğrenmektir.
Morally and practically, that's not a useful distinction - unlearn it.
Maddi ve manevi açıdan bu hiç faydalı bir ayrım değil, unut- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]