English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unleashing

Unleashing translate Turkish

139 parallel translation
You, unleashing the reindeer
Sen geyiklerin tasmasını çıkaran
You're unleashing evil forces.
Şer kuvvetlerinin zincirini çözüyorsunuz.
The boyars have hatched a treacherous plot Against the Tsar's authority Which they are now unleashing
Boyarlar şimdi uygulamaya koydukları hain bir plan tasarlamışlardı Çar'ın otoritesine karşı.
A struggle for such goals and the unleashing of such power that you could not comprehend.
Aklınızın almayacağı amaçlar için, akıl almaz güçlerin açığa çıktığı bir mücadele.
I alone possess the knowledge of how to combat this terrible force... which I stand guilty of unleashing upon the world... 3000 years ahead of its appointed time.
Tek başıma bu korkunç güçle nasıl mücadele edilmesi gerektiğini bilerek.. ... onu dünyaya salıveren kişi olmanın suçluluğu ile burada dikilerek 3000 yıldan sonra bu zamanda..
We're not seven-headed monsters unleashing a holocaust.
Bir kıyımı gerçekleştirecek yedi başlı canavar değiliz.
- Pardon. Don't they teach you how to drive before unleashing you?
Sizi yola salmadan önce nasıI araba kullanılacağını öğretmiyorlar mı?
Unleashing Pierre changes history, and that's heavy-duty trampling on the karma of the collective unconscious.
Pierre'i gün yüzüne çıkarmak tarihi değiştirir ve bu da toplu bilinç karması üzerinde çok ağır bir tepeleme olur.
Hitler arrived in Vienna to an extraordinary outpouring of mass adulation but even as he drove through the city behind the scenes the Nazis were systematically whipping up and unleashing the hatred of the crowd against the enemies of the new greater Germany.
Hall'u ikna ederek Freud'a İngiltere'de çalışma izni çıkardı. 1938 Mayıs'ında Freud, kızı Anna ve ailesinin diğer üyeleriyle birlikte Londra'ya doğru yola çıktı.
Court of Appeals'decision and the District Attorney's unfortunate investigative techniques, now devolve upon me the painful duty of unleashing upon society a reputed assassin and convicted purveyor of narcotics.
Temyiz Mahkemesinin kararının ve bölge savcılığının talihsiz araştırma yöntemlerinin bana yüklediği acı verici görevle, namlı bir katil ve hüküm giymiş bir uyuşturucu kaçakçısını topluma salıveriyorum.
That would be rather poetic justice, don't you think? Unleashing the very thing that would end up killing them and your friend Humphreys?
O şeylerin serbest kalması ve sonunda onları ve arkadaşın Humprey'i öldürmesi sence de şiirsel bir adalet değil mi?
Khrushchev himself said, 'We're not unleashing a Third World War because of Berlin.'
Khruschev kendi kendine Üçüncü Dünya Savaşını Berlin için başlatmayacağız.
You have no idea what you would be unleashing.
Neyi serbest bırakacağın hakkında bir fikrin yok.
Unleashing his talent, Michael became a two-time college player of the year.
Şuna bakın! Yeteneğini serbest bırakarak... Michael iki kez Yılın Üniversite Oyuncusu seçildi.
Yeah, but if something goes wrong, we risk unleashing a powerful evil witch in the present and losing you in the past.
Evet ama bir şeyler yolunda gitmezse seni geçmişte kaybedip günümüze güçlü ve kötü bir cadıyı serbest bırakmış olma riskini almış oluruz.
Of killing us all, unleashing Hell on Earth.
Hepimizi öldürme, Dünyayı cehenneme çevirme riski.
I don't plan on being responsible for unleashing a drunk Drue onto the prom.
Kusura bakma ama baloda sarhoş bir Drue ile uğraşamam.
Did you know... she risked unleashing Hell on Earth to protect her own daughter?
Bilmelisin ki, O yeryüzünde ve cehennemde kızını korumak için, Oldukça risk aldı!
Hitler arrived in Vienna to an extraordinary outpouring of mass adulation but even as he drove through the city behind the scenes the Nazis were systematically whipping up and unleashing the hatred of the crowd against the enemies of the new greater Germany.
Hitler Viyana'ya geldiğinde,... olağanüstü heyecanlı kitlesel bir pohpohlamayla karşılaştı. Fakat henüz şehre doğru giderken, perde arkasında Naziler sistematik bir tahrik başlatmıştı. Yeni büyük Almanya'nın düşmanlarına karşı,... kalabalığın nefretini ortaya çıkardılar.
They were convinced that it was the unleashing of these instincts that had led to the barbarism of Nazi Germany.
Bu içgüdülerin dışarı çıkmasıyla birlikte, Nazi Almanya'sındaki barbarlıkla karşılaştığımızı düşünüyorlardı.
Either might be crazed unleashing unlikely rage
* Patladığında ben otluyor olacağım *... * Kuniva hırsından kudurmuş olmalı *...
Unleashing flesh-Eating monsters on an entire civilization, that's a mistake?
Et yiyen canavarları medeniyetin içine salmak hata mı?
Whatever these things are they're not too cuddly since Angel barricaded himself inside to prevent unleashing them to the populace.
Onlar her ne ise Angel onların masum insanlara zarar vermesini engellemek için, kendini içeri kapamasından beri o kadar da sevimli değiller.
Please, outside of drugs and violence and unwanted pregnancy, and... unleashing of hordes of Armageddon that comes out of the school every now and then,
Lütfen, uyuşturucu, şiddet ve istenmeyen hamilelikler ve arasıra okuldan çıkan kıyamet ordularını bastırmak dışında...
As soon as we find the parties responsible for unleashing these transgenics, we'll be seeking damages in the tens of millions.
Bu transgenic'lerin serbest bırakılmasından sorumlu olan kuruluşları bulur bulmaz on milyon dolar tazminat isteyeceğiz.
It's unleashing the inner Lana.
Gizli Lana'yı ortaya çıkarıyor.
My job is trying to prevent Mr. Andrew from unleashing the Whopper with Cheese.
İşim Bay Andrew'un Büyük Whooper'ını serbest bırakmasını önlemek.
Then unleashing Angelus is the last thing that we should do.
Öyleyse Angelus'u salıvermek yapacağımız son şey olmalı.
You know how dark magic unleashing unspeakable evil gives me the heebies.
Bilirsin karanlık büyülerle sözlerle anlatılamayacak bir kötülüğün serbest bırakılması fikri içimi ürpertiyor.
I'm not feeling right about unleashing Harley on you yet either.
Benim de Harley'yi sana teslim ederken içim rahat değil.
The shock wave from this type of CME is so strong that it smashes the Earth's magnetic field, unleashing a geomagnetic storm.
Böyle bir patlamanın yaratacağı şok dalgası o kadar büyük olacak ki Dünya'nın manyetik alanını parçalayacak ve jeomanyetik bir fırtınaya sebep olacak.
The next day's lesson on the importance of unleashing one's anger met little understanding from the assembly
Sonraki günün dersinin konusu olan "insanını öfkesini serbest bırakmasının önemi" ahali tarafından pek de anlaşılamadı.
Lord Damodar, is it your ambition to reunite Falazure with the orb thus unleashing his evil onto the world?
Lord Damodar, yapmak istediğin şey Falazure'le küreyi birleştirip kötülüğünü dünyanın üzerine salmak mı?
Chances of me running into her in the girls'locker room and unleashing my own brand of justice? Slim.
Benim onun için kızların soyunma odasına gidip ve kendi adaletimi sağlama ihtimalim nedir?
Once mixed, they become one of the most potent rocket fuels on earth... unleashing a force beyond the imagination of Harvey Wedstone.
Diğerine gelince, bilinen en kuvvetli yakıt hazır hale geliyor. Sonuncu ile, Harvey'in hayal bile edemeyeceği bir güç ortaya çıktı.
You don't know what a god is, or what you are unleashing.
Bir tanrının ne olduğunu bilmiyorsun neyi serbest bıraktığını da.
I was merely advising Charles as to the dangers of unleashing a genie from a bottle.
Ben yalnızca Charles'a bir cini şişesinden çıkarmanın tehlikeleri konusunda tavsiyelerde bulunuyordum.
The mistake was unleashing a high-profile manhunt before you had all the facts.
Asıl yanlışlık, tüm gerçekleri öğrenmeden yüksek profilli bir insan avı başlatmaktaydı.
If you consider formulating foreign policy, controlling global currency and unleashing the American war machine as big business, then you've got some idea of what's at stake.
Dış politikayı göz önünde bulundurursan, küresel paranın kontrol edilmesi ve Amerika gibi bir savaş makinasının serbest bırakılmasını düşünürsen, o zaman, nelerin tehlikede olduğuna dair biraz fikrin olabilir.
Unleashing it.
Kendin çözeceksin.
Technically, by unleashing them, we might make all our little problems go away.
Teknik olarak onları bırakarak, belki bütün küçük problemlerimizin kaybolmasını sağlayabiliriz.
Unleashing heavy burdens in my youth
"Özgürlüğün nasıl geldiğini."
Even among Awakened Beings, Priscilla is among the strongest, since she awakened after unleashing her potential, which would have surpassed Teresa's.
Uyanmış Varlık olmasının yanında, Priscilla çok güçlendi, uyandıktan sonra salınmış potensiyeli ile, Teresa'yı bile geçti.
You could be responsible for unleashing the destruction of Eureka.
Eureka'nın yıkılmasına neden olabilirsiniz.
You were unleashing quite a bit of your Yoma power there.
Neredeyse tüm gücünü kullandın.
Your unleashing of Yoma power was brilliantly restrained.
Tüm Yoma gücünü serbest bıraktığında çok etkileyici oluyorsun ve bunu kontrol edebiliyorsun.
Unless you're intent on unleashing WW3, then yes, I do.
Üçüncü dünya savaşını çıkarmaya niyetli değilsen, evet istiyorum.
The notion that one could create social order in a modern complex world simply by unleashing individual self interest, was seen as a failed, and discredited idea.
Basitçe kişisel çıkarları serbest bırakmak suretiyle yapıldığında Başarısız olduğu görüldü ve kabul görmedi. Fakat haklı olabileceği bir nokta varsa o da
So you're asking me to open the sluice gates, unleashing millions of gallons of water, before we know for sure whether we can lower the Barrier.
Yani benden, milyonlarca galon su içeri girsin diye bariyerin kapılarını açmamı istiyorsun. ve bariyerin alçalıp alçalamayacağından da emin değiliz.
He's unleashing his powers!
Güçlerini kullanacak.
" The smell of the madeleine unleashing the flood of memory.
Çöreklerin kokusu..... hafızamı serbest bırakıyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]