Unlocking translate Turkish
194 parallel translation
While he's on the ground, we can consider local means of unlocking the Black Hills gate.
Kara Tepeleri aşmak için yerinde çareler arayacağız.
Aren't you being careless, unlocking your door when you don't know who's out here?
Dışarıda ne olduğunu bilmeden kapıyı açman tedbirsizlik.
But thanks for paying my fine And unlocking me with the same key You used to lock me up with.
Ama para cezamı ödediğin ve üzerime kilitlediğin kapıyı aynı anahtarla açtığın için teşekkürler.
Ethically, as well as technologically...... they were a million years ahead of humankind...... for in unlocking the mysteries of nature...... they had conquered even their baser selves.
Teknolojik açıdan olduğu kadar ahlaken de insan ırkından bir milyon yıI ileride imişler. Çünkü doğanın esrarını çözerken kendi aşağı benliklerini bile fethetmişler.
The servant is unlocking the door, and meanwhile upstairs... the murderer is gloating over the first victim.
Hizmetçi kapının kilidini açtı ve bu sırada katil yukarıda ilk kurbanını öldürüyordu.
What key is best for unlocking the tongue?
Dili açmak için hangi anahtar en iyisi?
All right, now let's start unlocking a few doors.
Pekala, şimdi kapalı bir kaç kapıyı açalım.
Why in the world does he keep locking and unlocking that drawer?
Neden bu çekmeceyi durmadan açıp kilitleyip duruyor?
No, I'm just unlocking the door.
Yani... Hayır... Kapıyı açacağım sadece.
So I assume you'll tell me the unlocking sequence.
Bu yüzden bana giriş kodlarını vereceğinize inanıyorum.
Jones here is unlocking for us, sir.
Jones burada bize kilidi açıyor, efendim.
Why don't you try unlocking it creep.
O zaman neden açmaya çalışmıyorsun?
Each one brought us a little closer to unlocking the secrets hidden in light.
Her biri bizi ışığa gizlenmiş sırları açığa çıkarmaya biraz daha yaklaştırdı.
It was Jonathan who made possible the unlocking of the door.
Ama Jonathan sayesinde kapıyı açmamız mümkün oldu.
I have every confidence Dr. Parrish will succeed in unlocking their mysteries.
Doktor Parrish'in onların sırlarını çözmede başarılı olacağına yürekten inanıyorum.
The demon chest, it was unlocking.
Cin kutsu, kilitli değildi.
Unlocking the 13 ghosts of Scooby-Doo.
Scooby Doo'nun 13 Hayaleti serbestti.
He's unlocking it.
Kilidi açıyor.
Only I know how the unlocking procedure.
Kapıyı nasıl açacağımızı sadece ben biliyorum.
I speculated that if psychic powers existed... this research would be the key to unlocking them. But this is beyond anything I ever expected.
Eğer zihinsel güçler varsa... bu araştırmanın onları açığa çıkaracağı aklıma gelmişti,... ama tahmin ettiğim herşeyin ötesinde bu.
All right, stage number one, unlocking the rear door.
Pekala, birinci aşama arka kapının açılması.
Unlocking the warp drive manifold.
Warp sürücüsü manifoldları açılıyor.
And when you come home, let the garage door close before unlocking the car doors.
Ve eve döndüğün zaman, arabayı kilitlemeden önce garaj kapısını kitle.
Nothing is unlocking these except for the key.
Anahtar hariç hiçbir şey onu açmıyor.
It's the key to unlocking the tomb we found.
O, bulduğumuz mezarı açacak anahtar.
- Unlocking my car.
- Arabamın kilitini açıyorum.
The magical key to unlocking the female analytical mindset.
Dil. Kadınların analitik düşünce sistemlerinin anahtarı.
Somewhere in this blood could be the key to unlocking a universal antibody.
Bu kanın içinde evrensel bir antikor bulunabilir.
- [Door Unlocking ] - [ Gasps] In here or they'll see us.
- İçeri yoksa bizi görürler.
When I found this place and discovered its purpose, I dedicated myself to unlocking its mysteries.
Bu yeri bulduğumda ve amacını keşfettiğimde, kendimi sırlarını çözmeye adadım.
Someone's unlocking the cell doors.
Birisi hücre kapılarını açıyor.
- Jack's unlocking!
- Jack kilitleri açıyor.
Magneto-energy will surge through your brain unlocking information that could hold the key to Earth's very survival.
Birazdan beyninden çapraz manyetik enerji geçecek ve Dünya'nın kurtulmasını sağlayacak bilgileri açığa çıkartacak.
I think I was unlocking it while you were locking it.
Galiba sen açarken ben kilitliyordum. Doğru. Evet...
This is the oldest intact stone monument in the world and the first key to unlocking the mystery of the pyramids.
Bu dünyanın en büyük taş abidesidir ve piramitlerin gizemini çözmek için ilk anahtar konumundadır.
Einstein's quest for | unification was floundering while quantum mechanics was unlocking the secrets of the atom.
Diğeri ise, nötronların protonlara dönüşmesini sağlayan ve bu arada radyasyon yayılmasına yol açan
Would you mind unlocking it now though?
Kilidi açmanda bir sakınca var mı?
Well, do you mind unlocking it?
Açabilir misiniz lütfen?
You're unlocking repressed memories.
Bastırılmış hatıraları serbest bırakıyorsunuz.
Unlocking manual controls.
Manuel kontrollerin kilidi açılıyor.
I feel like I'm unlocking this secret reserve of love in me. lt- - [sighs] I mean, this nonmonogamy, it's clearly the path to opening up our hidden potential as human beings.
İçimdeki aşkın gizli rezervinin kilidini açıyormuş gibi hissediyorum O - Yani, tek eşli olmamayı diyorum o, insan olarak gizli potansiyelimizi ortaya çıkaran bir rota.
He's unlocking the door.
Kapının kilidini açıyor.
"You've got an entire archive devoted to unlocking... the mystery of Clark Kent."
"Clark Kent'in gizemini çözmeye adanmış kocaman bir arşivin var"
Taryn, I know you're close to unlocking the secrets of Quarren III.
Quarran III'ün gizemini çözmeye yakın olduğunu biliyorum.
all that stuff about "unlocking the 4400 inside everybody..."
"Herkesin içindeki 4400'ü açığa çıkarmak" gibi saçma sapan şeyler...
- unlocking the control-room door. - Copy.
-... kontrol odasının kapısını açıyorum.
I spend all day unlocking'em.
Bütün günüm onları açmakla geçiyor.
The unlocking of the human genome... will allow the birth of perfect babies in the future.
İnsan DNA'sının çözülmesi, gelecekte kusursuz bebeklere izin verecek.
The San artists have died out, taking their secrets with them, So the key to unlocking the mystery of these strange paintings in the mountains seems to be lost forever,
San kabilesi sanatçıları sırlarını da birlikte götürdüler, böylece gizemi çözecek anahtar da sonsuza kadar yok olmuş görünüyor,
And his last breath was spent unlocking my prisoner, who, despite his own injuries, managed to escape on foot.
Tutuklu da yaralıydı ama koşarak kaçtı.
This checkbook is unlocking the mystery of Karen Walker
Burada bekle, ben bir garson çağırayım.