English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unmatched

Unmatched translate Turkish

81 parallel translation
And, Father, you have a sureness and a speed unmatched by anyone.
Ve baba, sende hiç kimsede olmayan bir kesinlik ve hız var.
The word is that his swords - manship is unmatched!
Onun silahşörlüğünün, eşsiz olduğu söylenir!
Today in America, with its unmatched resources, it is exceedingly ridiculous, a total absurdity... that any citizen with any ailment, mental or physical, should go medically unattended.
Eşsiz kaynaklar olan Amerika son derece gülünç ve tamamen anlamsız bir şekilde... rahatsızlığı ister akli ister fiziksel olsun vatandaşına tıbbi hizmet vermiyor.
Because Shangguan Jinhong, is now ranked second, with the help of Jing Wuming, the Left-handed Sacred Knife, his skills are unmatched. A total of 380 experts, died under his knife.
Çünkü shangguan jinhong şimdi 2 inci seviyede, solak aziz bıçak, jing wuming yardımıyla, gücü eşsiz olacak tam 380 üstad onun bıçağı altında öldü.
Its devastating firepower, outstanding search-and-strike capability and unmatched penetration make it more effective than any high-speed fighter plane.
Harap edici ateş gücü, büyüleyici arama ve saldırı becerisi ve eşsiz uyumu sayesinde bütün yüksek hızlı savaş uçaklarından daha etkili.
Leonardo- - his swordsmanship is unmatched.
Leonardo, kılıç kullanımında eşsiz bir ustalığa sahiptir.
And your knowledge of phaser and photon weaponry is unmatched.
Ayrıca fazer ve foton silahlarıyla ilgili bilgin de emsalsiz.
My swordplay is unmatched.
Kılıç kullanmadaki ustalığım eşsizdir.
I warn you. My swordplay is unmatched.
Seni uyarıyorum, kimse benim gibi kıIıç kullanamaz.
My hailing technique is unmatched.
Çağırma tekniğin eşsizdir.
For speed and strength, the Arab is unmatched.
Şüphe götürmez. Hız ve güç denince, Arap atının rakibi yoktur.
My skill is unmatched.
Yeteneğim eşsizdir.
That unmatched form and feature of blown youth blasted with ecstasy.
O eşsiz insanın, o çiçek açan gençliğin solup gittiğini mi görecektim çıldırarak?
Sure, they`re-they`re better coached, better trained, and their will to win is unmatched in the conference.
Hocaları daha iyi olabilir daha iyi hazırlanmış olabilirler ve kazanma azimlerinin konferansta bir eşi ve benzeri olmayabilir.
He wants to restore America to its position of unmatched wealth... power and opportunity.
O Amerika'yı eşsiz, sağlıklı güçlü ve fırsatlarla dolu... eski haline döndürmek istiyor.
His ability to react to aggressive situations is unmatched by anybody in the company.
"Tehlikeli durumlara tepki vermedeki yeteneği bölükte bir başka kişide yoktur."
Her depths of courage and compassion are unmatched in my experience.
Onun kadar cesur ve şefkatli birine daha rastlamadım.
And lest ya find us ungrateful, Lord...,... we offer you a soul of unmatched purity.
Ve bizi bul. Lord... Size bir ruh sunuyoruz...
The sheer quantity of life here is unmatched anywhere in the oceans.
Buradaki yasamin bollugu, okyanuslardaki hicbir yere benzemez.
Your tenure is unmatched, and you are loved and revered by all.
Hakkiniz benzesiz, ve herkes tarafindan sevilip sayiliyorsunuz.
Springfield's pro-darkness policy has resulted in vandalism unmatched since the Detroit Tigers last made the playoffs over two centuries ago.
Springfield'ın karanlık öncesi politikası Detroit Tigers'ın 200 yıl önce finallere kalmasından bu yana benzeri görülmemiş bir vandalizmle sonuçlandı.
Its courage and strength unmatched.
Onun cesareti ve gücü emsalsizdir.
And they say that as a handsome man, his looks were unmatched in all the land!
çok yakışıklı ve eşsiz biri!
Lasting over 500 years, its uniqueness under the reign of 27 kings still remains unmatched in the annals of word history.
27 kralın egemenliği altında 500 yıl hüküm süren hanedan, dünya tarihinde boy ölçülemeyen eşsizliğini hâlâ koruyor.
This unmatched euphoria.
Tarifsiz bir mutluluk.
When it's uncensored, unmatched.
Bu sansürsüz, belirsiz.
Unmatched in its brutality, its genius, its lust for power.
Onun acımasızlığındaki eşsizliği, Onun dahiliği, onun güce olan hevesi.
Welcome, to the television program of the century... where the stakes are unmatched anywhere.
Hiç bir yerde görülmemiş ödüllerin olduğu yüzyılın yarışmasına hoşgeldiniz.
Their intricacy is unmatched.
Eşsiz bir karmaşıklıktadır.
Unmatched in power...
Eşsiz bir güce sahip biri.
He protects us with a power unimaginable and unmatched.
Bizi tahmin edilemez ve eşsiz bir güçle koruyor.
And if you sign with me, I promise you that the energy and resources that I'll dedicate to you and your career will be unmatched.
Eğer benimle anlaşırsan, sana ve kariyerine adayacağım enerji ve kaynakların, eşi benzeri olmayacağına emin olabilirsin.
And Lieutenant Uhura is unmatched in xenolinguistics.
Ayrıca Yarbay Uhura Zenolinguistik dalında eşsizdir.
Prithvi, our power was unmatched. But what could we do?
Prithvi, gücümüz eşit değil, ne yapacağız?
I let you fondle my chest, and it was a glorious moment for you unmatched by anything you've experienced, including cake.
Göğsümü okşamana izin vereceğim, ve bu senin şimdiye kadar yaptığın şeylerle kıyaslanamayacak kadar güzel olacak, kek yemek buna dahil.
As everybody knows, Tom is unmatched in the swimming pool.
Herkes bilir, Tom yüzme havuzunda eşsizdir.
As everyone also knows, Tom is unmatched on the tennis court.
Herkes bunu da bilir, Tom tenis kortunda da eşsizdir.
A roman consul and commander unmatched in glory.
Kendisi, benzersiz zaferleri olan bir Romalı konsülü ve komutandır.
"His kindness comes from the unmatched horrors of his past."
"Onun nezaketi, geçmişindeki emsalsiz dehşet anlarından geliyor."
Making love on Avión is unmatched.
Avion'la sevişmek inanılmazdır.
I know your skills at EE are unmatched.
Kaç ve kurtul konusundaki yeteneklerinizin eşsiz olduğunu biliyorum.
Chirakoot's unmatched natural.. .. beauty helped them forget their sorrows..
Çitrakuta'nın eşsiz güzellikteki doğası üzüntülerini unutmalarını sağladı.
The legendary Joey Dunlop has an unmatched 26 wins,
Efsane Joey Dunlop kıyazlanamaz 26 zafere sahip
"He is unmatched."
O eşsiz.
His opponent, a warrior unmatched in skill and honor.
Rakibiyse benzersiz yeteneğe ve şerefe nail.
When concocted in exact proportions, its anti-viral properties are unmatched in the rain forest.
Düzenlenmiş oranlarda kullanıldığında anti viral özellikler, yağmur ormanlarında eşsizdir.
The output potential and accuracy compared to human labor, is unmatched.
İnsan emeğiyle karşılaştırıldığında verim potansiyeli ve hatasızlık oranı kıyaslanamaz düzeydedir.
Tax, the basis of the country's economy started to disappear due to corruption of a unmatched scale.
Ülke ekonomisinin temeli olan vergi eşi benzeri olmayan... ölçüdeki yolsuzluk nedeniyle ortadan kaybolmaya başlamıştır.
With a bite force unmatched by any other dinosaur in the region, these are killers in a completely different league.
Bölgedeki başka hiçbir dinozora benzemeyen çene güçleriyle bu katiller, tamamen farklı bir ligdedir.
See, thing is about your revolutionary folding method is that, just the slightest shake-up or slip, and, oh, no, we are left with a tedious hellscape of unmatched socks.
- Senin devrimsel katlama metodunun en ufak bir silkelemelede ya da kaymada başına gelene bak. Ah, hayır. Eşsiz çorapların sevimsizliğiyle kalakaldık.
His skills and honour were unmatched.
Yetenekleri ve onuru kıyaslanamazdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]