English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unmentionable

Unmentionable translate Turkish

42 parallel translation
What are you saying now, you lazy son of an unmentionable Gypsy?
Tembel herif, neler anlatıyorsun orada, iğrenç çingene dölü?
You've mentioned the unmentionable.
- Sen lafı geçmeyenden bahsettin
What unmentionable thing had I done to merit such treatment?
"Ne kötülük yapmıştım da böyle bir davranışı hak etmiştim?"
A debauched corrupter of innocents, undoubtedly infected with some unmentionable disease, producer of debts and bastards galore.
Uslanmaz bir masumiyet düşmanı... kuşkuya yer vermeyen, ağza alınmaz bir hastalık taşıyıcısı... borç yaratıcı ve piç üreticisi.
That the crimes are unmentionable.
Yüz kızartıcı suçlar söz konusu demek.
The taste I've got in my mouth, Mr. Secretary, is unmentionable.
Sayın Bakan, ağzımda hissettiğim tadı tanımlamak için gerekli kelime ağza alınmaz...
Something unmentionable.
Söz edilmesi bile kötü.
When questioned, he fell in the screaming fits, rather than attempt to describe the unmentionable thing he had seen locked in the glass of the attic window.
Sorulduğunda, çığlık atıp, duruyordur. Yerini tarif etmeye çalışırken o şeyin... tavan penceresinin camındaki göüntüyü bir kez daha görür.
Carter, this constant talk about unnamable and unmentionable things is childish.
Carter, bu adlandırılmayan şey hakkında anlattığın şeyler çocukça.
I wonder as to what unmentionable nourishment those roots must be sucking from that tomb.
Bu adlandırılmayan nasıl besleniyor, merak ediyorum. Mezarına giren bu ağacın köklerinden beslenmiş midir?
It's unmentionable!
Lafı bile olmaz!
The veiled reference to things unmentionable.
Ağza alınmaz şeyler hakkında örtülü dokundurmalar.
As Samantha paid the price of mentioning the unmentionable Miranda discovered that free speech comes with a cost of its own.
Samantha söylenmemesi gerekeni söylemenin bedelini öderken Miranda rahat konuşmanın kendine güvenini ortaya çıkardığını keşfediyordu.
Unmentionable things.
Ağza alınmaz şeyler.
" "an unmentionable disease carried by men and suffered by women." " Doesn't exactly look prostrate with worry, does he?
Günlüğünde buna "bahsedilemez bir hastalık erkekler taşıyor ve kadınlar cezasını çekiyor" dedi.
No, the capsules would be taken in private. Well, by that time, eating will become unmentionable. Pictures of food will be considered rare and curious and only collected by rude old gentlemen.
Kapsüller biryana gelecektehayat bşimdikinden çok daha tehlikeli olacak.hatta şu an Amerika'da öyle, ikinci seminerim için Amerika'ya bir gidişimde....
Is money an unmentionable subject with you?
Para senin için tabu mu?
It's an unmentionable disease carried by men and suffered by women.
Bu, erkeklerin taşıdığı ve kadınların çektiği ağza alınmayacak bir hastalık.
Something... unmentionable.
Ağza alınmaz bir şey.
Unmentionable?
Ağza alınmaz?
You're too intelligent to not realise that every man has an unmentionable secret.
Her erkeğin büyük bir sırrı olduğunun farkına varabilecek kadar zekisiniz.
You tell me your darkest, most unmentionable secret and I'll tell you mine.
Önce siz bana en büyük sırrınızı anlatın sonra da ben size.
This is my unmentionable secret.
Bu benim en büyük sırrım.
An unmentionable crime.
Ağza alınmayacak bir suç.
wondering why her kiss with the pie maker went unmentioned, Olive Snook attempted to mention the unmentionable.
Turtacıyla olan öpüşmesinin neden bahsedilmediğinin merakı içinde,... Olive Snook bahsedilmeyeni bahsetme girişiminde bulundu.
How is the unmentionable one, anyway?
İsmi lazım değil nasıl bu arada?
When the unmentionable one left you high and dry, who bail you out?
Adı lazım değil seni yüzüstü bıraktığında seni kim hapisten çıkardı?
It's unmentionable.
Sözü bile edilmez.
Or do you think that this unmentionable way of modern life inspires the wretched refuse we now call art?
Yoksa bu lafı edilmez modern yaşam şimdi sanat diye adlandırdığımız lanet muhalefete ilham mı oluyor?
And that it had been eaten by a dog and then it had proved indigestible... and then it had been eliminated... and due to its unmentionable... experience in the dog, it was in a coma.
Onun bir köpek tarafından yendiğini ama hazmedilemediğinden dışarı çıkartıldığını ve köpeğin malum özelliğinden dolayı komada olduğunu söyledi.
You already hooked me up with the unmentionable.
"İsmi anılmamalı" ile beni ilişkiye soktun zaten.
These costumes are causing some unmentionable chafing.
Bu kıyafetler tarif edilemez derecede adamı sıkıyor.
Over the years, your father has done Unmentionable things to me.
Yıllardan beridir baban ağıza alınamayacak şeyler yaptı bana.
Dr. Meyerson, what you're saying is that Carmen Phillips is a rational adult who knowingly violated the rules of her parole due to her addiction to the shuddering, sweat-soaked orgasms, in unmentiable - - un- - unmentionable positions?
Dr. Meyerson, diyorsunuz ki Carmen Phillips, sekse olan bağlılığından dolayı bilinçli olarak şartlı tahliye ihlali yaptığını söylüyorsunuz.
That's a... unmentionable.
Bu... Bir iç çamaşırı.
Maybe you... you get a rash, you start bleeding from unmentionable orifices, but before you can do anything about that... bam.
Belki bir kızarıklığın oldu veya olmadık yerlerinden kan sızmaya başladı ama bir şey yapamadan... Hipotansif şok.
I have discovered an unmentionable amongst your things.
Eşyalarınızın arasında kesinlikle kabul edemeyeceğim bir şeye rastladım.
She signals to a man with darkly arab features and scuffed shoes, and he takes her to a room in the back where men and boys are doing unmentionable things to each other, clouded by opium and broken dreams.
Şıpıdık pabuçlu Arap birine yazar. Ve adam onu arkadaki odaya götürür. Erkekler ve oğlanların birbirlerine anlatılmayacak şeyler yaptığı yere.
It's "unmentionable", that's why.
Bahsetmek hoş değil, o yüzden.
For many, the unmentionable.
İyice.
I wonder if I'll ever see another unmentionable.
- Yapma Frasier.
Giving voice to the unmentionable. I should've stuck to fixing boat motors in Louisiana.
Louisiana'da tekne motorlarını tamir etmeliydim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]